T.C.
YARGITAY
11. CEZA DAİRESİ
E. 2018/1686
K. 2018/1857
T. 1.3.2018


* RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK SUÇU ( Suçun Konusunu Oluşturan Belgenin Taşınabilen Bir Şey Üzerine Yazılıp da Hukuki Hüküm İfade Eden Bir Olayı Kanıtlamaya Yarayan Yazı Olduğu - Belgenin Varlığının Kabulü İçin Yazılı Kağıdın Bulunmasının Zorunlu Olmadığı/Bir Metal Levha Üzerine Yazı Yazılması Halinde de Diğer Unsurların Varlığı Durumunda Belgeden Söz Edilebileceğinden Araç Plakalarının da Resmi Belge Olarak Kabulü Gerektiği )

* SAHTE PLAKA ( Kriminal Polis Laboratuvarının Ekspertiz Raporunda Suça Konu Sahte Plakada Herhangi Bir Soğuk Mühür İzinin Bulunmadığının Belirtildiği - Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 30. Maddesine Göre Tescil Plakalarında İşlemi Yapan Tescil Kuruluşu İle Plaka Basım İşlemini Gerçekleştiren Kuruluşun Mühürlerinin Bulunmasının Zorunlu Olduğu - Suça Konu Plakanın Resmi Belge Niteliğini Kazanabilmesi İçin Üzerinde Mührün Olması Gerektiği )

* ALDATMA NİTELİĞİ ( Belgelerde Sahtecilik Suçlarında Aldatma Niteliğinin Bulunup Bulunmadığının Takdirinin Hakime Ait Olduğu - Sahte Olduğu İddia Edilen Plakanın Duruşmaya Getirtilip İncelenmek Suretiyle Özellikleri Tutanağa Geçirilip Yasal Unsurları Taşıyıp Taşımadığı ve Aldatma Niteliğinin Bulunup Bulunmadığı Yöntemince Tartışılarak Dosya Arasında Bulundurulması Gerekirken Eksik İnceleme İle Karar Verilmesinin İsabetsiz Olduğu )

5237/m.204

ÖZET : Dava, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkindir.

Kriminal Polis Laboratuvarının ekspertiz raporunda, suça konu sahte plakada herhangi bir soğuk mühür izinin bulunmadığının belirtilmesi, suç tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 30. maddesine göre; tescil plakalarında, işlemi yapan tescil kuruluşu ile plaka basım işlemini gerçekleştiren kuruluşun mühürlerinin bulunmasının zorunlu olduğunun hüküm altına alınması, bu şekilde suça konu plakanın resmi belge niteliğini kazanabilmesi için üzerinde mührün varlığının zorunlu olduğunun anlaşılması karşısında, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu göz önüne alınıp, sahte olduğu iddia edilen plakanın duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle özellikleri tutanağa geçirilip, yasal unsurları taşıyıp taşımadığı ve aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığı yöntemince tartışılarak denetime olanak verecek şekilde dosya arasında bulundurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

DAVA : 1-) Resmi belgede sahtecilik suçlarının konusunu oluşturan belgenin, taşınabilen bir şey üzerine yazılıp da hukuki hüküm ifade eden bir olayı kanıtlamaya yarayan yazı olduğu, 5237 Sayılı TCK'nın 204. maddesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, belgenin varlığının kabulü için yazılı kağıdın bulunmasının zorunlu olmadığı, bir metal levha üzerine yazı yazılması halinde de diğer unsurların varlığı durumunda, belgeden söz edilebileceği, bu bakımdan araç plakalarının da resmi belge olarak kabulü gerekeceği cihetle, Kayseri Kriminal Polis Laboratuvarının 22.01.2009 tarihli ekspertiz raporunda, suça konu sahte plakada herhangi bir soğuk mühür izinin bulunmadığının belirtilmesi, suç tarihinde yürürlükte bulunan 18.07.1997 tarih ve 23053 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 30. maddesine göre; tescil plakalarında, işlemi yapan tescil kuruluşu ile plaka basım işlemini gerçekleştiren kuruluşun mühürlerinin bulunmasının zorunlu olduğunun hüküm altına alınması, bu şekilde suça konu plakanın resmi belge niteliğini kazanabilmesi için üzerinde mührün varlığının zorunlu olduğunun anlaşılması karşısında, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu göz önüne alınıp, sahte olduğu iddia edilen plakanın duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle özellikleri tutanağa geçirilip, yasal unsurları taşıyıp taşımadığı ve aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığı yöntemince tartışılarak denetime olanak verecek şekilde dosya arasında bulundurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,

2-) Kabul ve uygulamaya göre de;

5237 Sayılı TCK'nın 53. maddesine dair uygulamanın Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 01.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

kazanci.com.tr