T.C.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 
Esas No:2014/17033
Karar No:2015/2283 

DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.12.2013 gününde verilen dilekçeyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 5.6.2014 tarihli kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, haksız eylem sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, davalılardan H. A.'yla 2010 yılı Ekim ayı içerisinde gayri resmi törenle evlendiğini, bu tarihten itibaren iki yıl süreyle birlikte yaşadıklarını, müşterek bir çocuklarının olduğunu, davalının resmi nikah yapmadığını bu sebeple aralarında geçimsizlik yaşandığını ve ayrıldıklarını bildirerek maddi ve manevi tazminat istemiyle çeyiz eşyası ve altınların aynen, olmadığı takdirde bedellerinin ödetilmesi isteminde bulunmuştur.

Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.

Mahkemece, davalılardan H. A. ve H. A. yönünden maddi tazminat istemi kabul edilmiş, davalı H. A. yönünden manevi tazminat istemi red edilmiş, davalı H. A. yönünden manevi tazminat istemi kabul edilmiştir.

4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesinde; "1-22.11.2001 tarihli ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 3.12.2001 tarihli ve 4722 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Yasaya göre aile hukukundan doğan dava ve işler. 2- 20.5.1982 tarihli ve 2675 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Yasaya göre aile hukukuna dair yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi. 3- Kanunlarla verilen diğer görevler." şeklinde Aile Mahkemelerinin bakacağı işler açıkça ve sınırlı sayıda belirlenmiştir.

Dava dilekçesi içeriğinden, davacının isteminin Borçlar Kanunu'nda düzenlenen haksız fiilden kaynaklandığı, aile hukukuyla bir ilgisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şu halde, davanın genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekir. 6100 Sayılı H.M.K.nun 114. maddesinde mahkemelerin görevinin dava şartı olduğu hüküm altına alınmış olup aynı kanunun 115. maddesinde ise dava şartlarının davanın her aşamasında incelenebileceği belirtilmiştir. Uyuşmazlığın genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılarak sonuçlandırılması gerekir. Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek dava dilekçesinin görevsizlik sebebiyle reddine karar vermek gerekirken Aile Mahkemesi sıfatıyla işin esastan incelenmesi doğru bulunmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, 26.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



hukukmedeniyeti.org