T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/1555
K. 2017/3001
T. 17.5.2017

• EŞİN EVLİLİK BİRLİĞİNDEN KAYNAKLANAN SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜNE UYMAMASI SEBEBİYLE KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRIDAN MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİ
( Haksız Eyleme Dayalı Sorumluluk Sebebiyle Açılan Davalarda Genel Mahkemeler Görevli Olup Uyuşmazlığın Çözümünde Görevli Olduğu Benimsenerek İşin Esası İncelenip Karar Verilmesi Gerekirken Aile Mahkemesinin Görevli Olduğu Gerekçesiyle Davanın Usulden Reddinin İsabetsizliği )

• SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN İHLALİNE İLİŞKİN TAZMİNAT TALEBİNDE GÖREVLİ MAHKEME ( Haksız Eyleme Dayalı Sorumluluk Sebebiyle Açılan Davalarda Genel Mahkemelerin Görevli Olacağı )

• EŞLER ARASINDA HAKSIZ EYLEME DAYALI SORUMLULUK SEBEBİYLE AÇILAN DAVALARDA AİLE MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLMADIĞI ( Davanın Yasal Dayanağı TBK. 49 ve İzleyen Maddelerinde Düzenlenmiş Olan Haksız Eyleme Dair Kurallar Olup Genel Mahkemelerin Görevli Olduğu )
6098/m.49

ÖZET :
Dava, davalı eşin evlilik birlikteliğinden kaynaklanan sadakat yükümlülüğüne uymaması sebebiyle kişilik haklarının saldırıya uğramasından dolayı manevi tazminat istemine ilişkindir.Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden davacı ile davalı'nın resmi nikahla evli oldukları anlaşılmakla birlikte, dava dilekçesindeki iddianın ileri sürülüş biçimi itibari ile eldeki davanın yasal dayanağı Türk Borçlar Kanunu'nun 49 ve izleyen maddelerinde düzenlenmiş olan haksız eyleme dair kurallardır. Haksız eyleme dayalı sorumluluk sebebiyle açılan davalarda genel mahkemeler görevlidir. Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde görevli olduğu benimsenerek işin esası incelenip karar verilmesi gerekirken, aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş olması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.

DAVA : Davacı vekili arafından, davalı aleyhine 04/07/2014 gününde verilen dilekçeyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin görevsizliği sebebiyle davanın usulden reddine dair verilen 17/06/2016 tarihli kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, davalı eşin evlilik birlikteliğinden kaynaklanan sadakat yükümlülüğüne uymaması sebebiyle kişilik haklarının saldırıya uğramasından dolayı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, aile mahkemesinin görevli olması gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, davalı eşi ile tefrik edilen davanın davalısının evlilik birliği devam ederken birlikte yaşadıklarını, bu sebeple kişilik haklarına saldırıda bulunduklarını belirterek manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.

Davalı davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, davacı ile davalının resmi nikahla evli olup tazminat isteğinin dayanağı olan sadakat yükümlülüğü Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabının ikinci bölümünde düzenlendiğinden eşe yönelik davaya bakma görevinin aile mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden davacı ile davalı'nın resmi nikahla evli oldukları anlaşılmakla birlikte, dava dilekçesindeki iddianın ileri sürülüş biçimi itibari ile eldeki davanın yasal dayanağı Türk Borçlar Kanunu'nun 49 ve izleyen maddelerinde düzenlenmiş olan haksız eyleme dair kurallardır. Haksız eyleme dayalı sorumluluk sebebiyle açılan davalarda genel mahkemeler görevlidir.

Şu durumda; mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde görevli olduğu benimsenerek işin esası incelenip karar verilmesi gerekirken, aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş olması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda açıklanan sebeplerle davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, 17.05.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyoruz.