T.C.
ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. CEZA DAİRESİ
E. 2017/1622
K. 2017/1330
T. 15.11.2017


* SANIĞIN DURUŞMADA HAZIR BULUNMAMASI ( Kanunun Ayrık Tuttuğu Haller Saklı Kalmak Üzere Hazır Bulunmayan Sanık Hakkında Duruşma Yapılamayacağı/Gelmemesinin Geçerli Nedeni Olmayan Sanığın Zorla Getirilmesine Karar Verileceği )

* SANIĞIN DURUŞMADAN BAĞIŞIK TUTULMASI ( Hâkim veya Mahkemenin Zorunlu Gördüğü Durumlarda Aynı Anda Görüntülü ve Sesli İletişim Tekniğinin Kullanılması Suretiyle Yurt İçinde Bulunan Sanığın Sorgusunun Yapılabileceği veya Duruşmalara Katılmasına Karar Verilebileceği )

* HUKUKA KESİN AYKIRILIK HALLERİ ( Sanığın Yargılandığı Mahkemedeki Duruşmada Hazır Bulundurulmasını İstemesinin Adil Yargılama Hakkı Kapsamı İçinde Olduğu/Bu Hakkı Hatırlatılmadan ve Rızası da Alınmadan İlk ve Son Savunmanın Yapıldığı ve Yine Esasa Dair Delillerin Toplandığı Duruşma Celselerine Sanığın Bizzat Katılımının Sağlanması Yerine Görüntülü ve Sesli İletişim Tekniği Kullanılarak Katılımının Sağlanmasının Savunma Hakkının İhlali Niteliğinde Olduğu )

5271/m.193/1, 193/2, 194/2, 195, 196, 196/4, 200/1, 204, 289/1-h

ÖZET : Yargılandığı mahkemenin kendi yargı çevresinde tutuklu olan sanığın, sorgulandığı ve hükmün tefhim edildiği celseye bizzat katılımının sağlanması gerekirken, açıkça rızası da alınmadan SEGBİS yöntemiyle katılımı sağlanarak savunma hakkı kısıtlanmış olup, bu husus CMK'nın 289/1-h maddesi kapsamında hukuka kesin aykırılık hallerinden sayıldığından kararın bozularak ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir.

DAVA : İlk Derece Mahkemesince verilen hükme karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla, CMK'nın 279. maddesinde belirtilen istinaf başvurusunun reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçilerek dosya görüşüldü:

Dosya kapsamı ve oluşa göre;

Ceza Muhakemesi Kanununun 193/1. maddesi ''Kanunun ayrık tuttuğu haller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz... '' hükmünü amir olup, bu kuralın istisnaları aynı kanunun 193/2, 194/2, 195, 196, 200/1 ve 204. Maddelerinde gösterilmiştir. Bu çerçevede sanık, kabulüne bağlı olarak alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere istinabe yoluyla sorguya çekilebilecektir.

Görüntülü ve sesli iletişim tekniği kullanılarak sorgu yöntemi ise CMK'nın 196/4 maddesi hükmüne göre mümkün kılınmıştır.

Karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan CMK'nın 196/4 maddesi ''...sanığın aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle sorgusunun yapılabilmesi olanağının varlığı halinde bu yöntem uygulanarak sorgu yapılır'' hükmünü amirdir.

Anılan maddede 15.08.2017 tarihli 694 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 147. maddesiyle yapılan değişiklikle ''Hakim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle yurt içinde bulunan sanığın sorgusu yapılabilir veya duruşmalara katılmasına karar verilebilir'' hükmü düzenleme altına alınmıştır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri ve bu çerçevede Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin içtihatları doğrultusunda; sanığın, yargılandığı mahkemedeki duruşmada hazır bulundurulmasını istemesi, adil yargılama hakkı kapsamı içindedir. Dolayısıyla, bu hakkı hatırlatılmadan ve rızası da alınmadan, ilk ve son savunmanın yapıldığı ve yine esasa dair delillerin toplandığı duruşma celselerine sanığın bizzat katılımının sağlanması yerine, görüntülü ve sesli iletişim tekniği kullanılarak katılımının sağlanması savunma hakkının ihlali niteliğindedir.

Anılan açıklamalar doğrultusunda somut dosya yönüyle yapılan değerlendirmede;

Sanığın yargılandığı ve tutuklu bulunduğu suç yönüyle, ilk derece mahkemesince 17.05.2017 tarihli müzekkere ile sanığın Sincan 2 numaralı L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan 15.06.2017 tarihli duruşmada hazır bulundurulmasının istendiği, ancak 15.06.2017 tarihli sanığın sorgulandığı ve hükmün yüzüne karşı tefhim edildiği celsede sanığın duruşmaya katılımının ceza infaz kurumundan SEGBİS sistemi üzerinden sağlandığı, sanığın istinaf dilekçelerinde duruşmaya bizzat katılmayı beklerken SEGBİS sistemi üzerinden katılımının sağlandığını ifade ettiği, CMK'nın 196/4 maddesinde 694 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 4.fıkrasında yer alan zorunluluk halinin somut olayda söz konusu olmadığı gibi, duruşma ve hüküm tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan CMK'nın 196/4 madde hükmünün de aynı yargı çevresi içinde tutuklu bulunan sanığın duruşmaya SEGBİS sistemi ile katılımının sağlanmasına imkan vermediği, zabıt içeriklerine göre sanık ve müdafiinin sanığın SEGBİS sistemi üzerinden duruşmaya katılımının sağlanması konusunda herhangi bir beyanının alınmadığı dosya kapsamıyla sabit olup,

Yargıtay 10.Ceza Dairesinin 10.12.2015 tarih, 2015/4957 Esas, 2015/33241 Karar ve Yargıtay 16.Ceza Dairesinin 25.05.2016 tarih, 2015/6772 Esas, 2016/3312 Karar sayılı ilamları ile de açıkça belirlendiği üzere; sanığın, yargılandığı mahkemenin kendi yargı çevresinde tutuklu olup, sorgulandığı ve hükmün tefhim edildiği 15.06.2017 tarihli celseye bizzat katılımının sağlanması gerekirken, açıkça rızası da alınmadan SEGBİS yöntemiyle katılımı sağlanarak savunma hakkının kısıtlandığı, bu hususun CMK'nın 289/1-h maddesi kapsamında hukuka kesin aykırılık hallerinden olup, CMK 280/1-b maddesi kapsamında bozma nedeni sayıldığı,

Anılan husus hukuka aykırı olup, istinaf talepleri bu itibarla yerinde görülmekle;

Hükmün 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 289/1-h ve 280/1-b maddeleri uyarınca BOZULMASINA,

Hükmolunan hapis cezasının süresi ile tutuklama tarihine göre sanık Murat Gök hakkındaki salıverilme isteğinin reddine,

Dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan İlk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

SONUÇ : Kesin olmak üzere, 15.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

kazanci.com.tr