DANIŞTAY 9. Daire 
ESAS: 2011/1486 
KARAR: 2014/1903

İstemin Özeti : Davacı adına, 2010 yılına ilişkin tahakkuk eden emlak vergisinin birinci taksidi, tabiat ve kültür varlıkları katkı payı ve hesaplanan gecikme zammının tahsili için düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı reddeden İzmir 2. Vergi Mahkemesi'nin 16/12/2010 tarih ve E:2010/1172, K:2010/2112 sayılı kararının; dilekçede ileri sürülen sebeplerle bozulması istenilmektedir.

Cevabın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Tetkik Hakimi Düşüncesi : Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.


TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:

Uyuşmazlıkta, davacı adına, 2010 yılına ilişkin tahakkuk eden emlak vergisinin birinci taksidi, tabiat ve kültür varlıkları katkı payı ve hesaplanan gecikme zammının tahsili için düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; dava konusu taşınmaza davacının mirasçı sıfatıyla elbirliğiyle malik olduğu, beyan edilen ve ödenegelen vergilere ilişkin olarak kendiliğinden tahakkuk eden 2010/1. dönemi vergi, katkı payı ve gecikme zammının tahsili amacıyla elbirliğiyle mülkiyet dolayısıyla öngörülen müteselsil sorumluluk hükümleri kapsamında davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan taşınmazın 3. Derece Doğal Sit Alanında kaldığı ve dolayısıyla kesin yapılaşma yasağı bulunmadığı gerekçeleriyle reddeden vergi mahkemesi kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 30. maddesinin üçüncü fıkrasında, kanunlar veya diğer kamu düzeni koyan mevzuatla tasarrufu kısıtlanan bina, arsa, ve arazinin vergisinin kısıtlamanın devam ettiği sürece 1/10 oranında tahsil olunacağı hükme bağlanmıştır.

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 17. maddesinde de, bir alanın koruma bölge kurulunca sit olarak ilanının bu alanda her ölçekteki plan uygulamasını durduracağı, koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar, koruma bölge kurulu tarafından üç ay içinde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarının belirleneceği, belediyeler, valilikler ve ilgili kurumların söz konusu alanda üç yıl içinde koruma amaçlı imar planı hazırlatıp incelenmek ve sonuçlandırılmak üzere koruma bölge kuruluna vermek zorunda oldukları, üç yıllık süre içinde zorunlu nedenlerle plan yapılamadığı takdirde koruma bölge kurulunca gerekçeli olarak bu sürenin uzatılabileceği, uzatılan süre içerisinde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarının uygulanacağı, aynı Yasa'nın 17.06.1987 tarih ve 3386 sayılı Yasanın 8. maddesiyle değişik 21. maddesinde, tapu kütüğüne "korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır" kaydı konulmuş olan ve l. ve ll. grup olarak gruplandırılmış bulunan taşınmaz kültür varlıkları ile arkeolojik sit alanı ve doğal sit alanı olmaları nedeniyle üzerlerine kesin yapılanma yasağı getirilmiş taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları olan parsellerin her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında, tebliğ tarihini izleyen 7 gün içinde dava açılabileceği hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; dava konusu ödeme emri içeriği vergilerin ilişkin olduğu … ada, … parselde kayıtlı taşınmaz … adına kayıtlı iken, …'ün 08.12.2006 tarihinde vefatı üzerine davacının da aralarında bulunduğu mirasçıları tarafından taşınmaza malik olunduğu, davacı tarafından söz konusu taşınmaza ilişkin olarak 06.03.2007 tarihli emlak vergisi beyannamesi ile taşınmaz üzerindeki yapıların beyan edildiği ve bina vergilerinin ödendiği, 2010/1 dönemine ilişkin vergilerin ise, taşınmazın sit alanında kaldığı bu nedenle emlak vergisinden muaf olduğu iddiasıyla ödenmemesi üzerine dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.

Davacının taşınmazı üzerinde kesin yapılaşma yasağı olması nedeniyle emlak vergisinden muaf olduğu iddiasının doğruluğu halinde, vergiden muaf olan yer için emlak vergisi ve katkı payı salınması, ceza kesilmesi ve gecikme zammı hesaplanması hukuka aykırı olacağından bu durumun 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesinde yer verilen "böyle bir borcun olmadığı" kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Söz konusu taşınmaz için yapılaşma yasağı getirilip getirilmediği hususunun ortaya konulması amacıyla, Dairemiz tarafından verilen, 03.07.2011 tarih ve E:2011/1486 sayılı ara kararı ile davalı idareden taşınmazın imar durumunu gösteren her türlü bilgi ve belgenin sunulması istenmiş, davalı belediye tarafından verilen cevabi yazıda, "davaya konu parselin, İzmir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 17.12.2002 tarih ve 10168 sayılı kararı ile 3. Derece Doğal Sit Alanında kaldığı, parselin bulunduğu bölgenin de, 30.06.2007 tarihli Resmi Gazete ilan edilen Turizm Termal Tesis Alanı'nda bulunduğu, anılan bölgenin İzmir İnciraltı Turizm Merkezi (İnciraltı Kesimi) 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Revizyonu'nda kalmakta olduğu, söz konusu bölgenin 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planları yapılıncaya kadar bu parselde ve civarında herhangi bir yapılaşmaya izin verilmediği" beyan edilmiştir.

Bu durumda, 3. Derece Doğal Sit Alanı'nda kalmakla birlikte, üzerinde kesin yapılaşma yasağı olduğu tartışmasız olan taşınmaza ilişkin 2010/1. dönem emlak vergisi ve ferilerinin ödenmediğinden bahisle davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, İzmir 2. Vergi Mahkemesi'nin 16/12/2010 tarih ve E:2010/1172, K:2010/2112 sayılı kararının bozulmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 29.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


kararara.com