T.C.
Yargıtay
4. Hukuk Dairesi
Esas No:2014/2665
Karar No:2014/17259 

Davacı H.. A.. vekili avukat R.. Y.. tarafından, davalı H.. S.. aleyhine 16/03/2011 gününde verilen dilekçe ile Manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/03/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazları yönünden;
Dava, haksız fiil nedeniyle nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının yerel seçim çalışmaları sırasında yaptığı konuşmalarda kendisine hakaret edildiğini, bu eylemi nedeniyle davalının mahkum olduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.

Davalı, sözlerinin eleştiri niteliğinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.

Dosya içeriğinden Erdek Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2010/165 Esas, 2010/351 Karar sayılı dosyasında sanık (davalı) H.. S..'nın seçim çalışmaları sırasında yaptığı konuşmalar sırasında katılanın (davacının) ismini de zikrederek kullandığı "kukla", "Bandırma mafyası ile işbirliği içinde", "hırsız", "gaspçı", ve benzeri ifadeleri nedeniyle 1.740 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.

Olay tarihi, olayın gelişimi, tarafların siyasi kişilik olmaları ve yukarıdaki ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, davalı aleyhine hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır.
Daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

www.hukukmedeniyeti.org