Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 13.04.2018 tarihinde verdiği tahkim hukukuna ilişkin içtihadı birleştirme kararı, bugünkü (18.09.2018 tarihli) Resmî Gazete’de yayımlandı.

İçtihadı birleştirme kararına konu olan uyuşmazlık şu şekilde özetlenebilir:

1086 Sayılı (Mülga) Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yürürlükteyken, diğer bir ifadeyle, 01.10.2011 tarihinden önce kurulmuş ulusal (iç) tahkim sözleşmeleri kapsamında yapılan tahkim yargılamalarında karar tarihi 01.10.2011’den sonraki bir tarih ise, bu karara karşı 1086 Sayılı (Mülga) HUMK hükümlerine göre Yargıtay nezdinde temyiz yoluna mı gidilecek? Yoksa 6100 Sayılı HMK hükümleri uygulanarak yerel mahkemede iptal davası mı açılacak?

Bir başka deyişle uyuşmazlık, eski tarihli tahkim sözleşmelerine eski Usul Kanununun mu yoksa yeni Usul Kanunun mu uygulanması gerektiği noktasında toplanmaktadır.

Tahkim Sözleşmesi Maddi Hukuk Sözleşmesi mi? Yoksa Usul Hukuku Sözleşmesi mi?

Kararda, öncelikle tahkim sözleşmesinin hukuki niteliğine ilişkin ezelden beri süregelen tartışmaya değinilmiş ve tahkim sözleşmesinin bir usul hukuku sözleşmesi karakteri taşıdığı görüşü, İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu üyeleri arasında en azından ağırlıklı olarak kabul görmüştür. Esasen, tartışmanın temel ayırım noktası burasıdır.

Karara katılmayıp karşı oy kullanan hâkimler, tahkim sözleşmesinin maddi hukuk karakterini ön plana çıkarırken, ağırlıklı görüş ise, tahkim sözleşmesinin usul hukuku sözleşmesi olduğunu vurgulayarak sonuca varmışlardır.

Eski HUMK Hükümleri mi Yoksa Yürürlükteki HMK Hükümleri mi Uygulanacak?

Maddi hukuk ve usul hukuku ayırımı, yürürlük hukuku bakımından uygulanacak ilkelerde de kendisini açıkça hissettirir. Zira tahkim sözleşmesini bir usul hukuku sözleşmesi olarak nitelediğimizde, eski kanun yeni kanun çatışmasında, usul alanında yürürlük hukukunun temel ilkesi olan “derhal uygulama ilkesi” uygulama alanı bulacaktır.

Genel Kurul üyelerinin çoğunluğu da bu görüşten hareket etmiş ve bir tahkim sözleşmesinde “HUMK hükümleri uygulanır” ibaresi yer alsa da, HMK  ile değiştirilen sistemin eski (HUMK döneminde kurulan) tahkim sözleşmelerine de derhal uygulanacağı görüşü kabul görmüştür.

Buna karşılık Kararda karşı oy kullanan hâkimler ise, tahkim sözleşmesinin kurulduğu dönemde yürürlükte olmayan 6100 Sayılı HMK ile sonradan getirilen iptal davası hükümlerinin eski tarihli sözleşmelere de uygulanacak olmasının, serbest iradeye dayanan tahkim sözleşmesinin niteliğiyle bağdaşmayacağını, hukuk güvenliğini sarsacağını, tahkim sözleşmesi uygulamasını azaltacağını vurgulamışlardır.

.

Doç. Dr. Umut Yeniocak

.

YARGITAY KARARI

––  Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 13/04/2018 Tarihli ve E: 2016/2, K: 2018/4 Sayılı Kararı