T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
E. 2017/12-828
K. 2017/551
T. 19.12.2017

 

* TAKSİRLE ÖLÜME NEDEN OLMA SUÇU ( Yerel Mahkemece Bozmadan Sonra Yapılan Yargılama Sonucunda Direnme Nedenleri Gösterilmeden ve Bozmaya Niçin Uyulmadığı Açıklanmadan İlk Hükümdeki Gerekçenin Tekrarlanması Suretiyle Direnme Hükmü Kurulduğu - Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. Maddesi Uyarınca Öncelikle Direnme Hükmünün Yasal ve Yeterli Gerekçe İçerip İçermediğinin Değerlendirilmesi Gerektiği )

* HÜKMÜN GEREKÇESİ ( Taksirle Ölüme Neden Olma Suçu - Yeniden Usulüne Uygun Olarak Hüküm Kurulması ve Direnmeye Dair Gerekçenin Hükümde Gösterilmesi Gerektiği/Yerel Mahkemece Bozmadan Sonra Yapılan Yargılama Sonucunda Direnme Nedenleri Gösterilmeden ve Bozmaya Niçin Uyulmadığı Açıklanmadan İlk Hükümdeki Gerekçenin Tekrarlanması Suretiyle Direnme Hükmü Kurulmasının İsabetsiz Olduğu )

2709/m.141

5271/m.34, 230, 232

Yargıtay İç Yönetmeliği/m.27

ÖZET : Dava, taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçuna ilişkindir.

Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçundan sanık hakkında eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine dair ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, direnme hükmünün yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.

Yerel mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılama sonucunda, direnme nedenleri gösterilmeden ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan, ilk hükümdeki gerekçenin tekrarlanması suretiyle direnme hükmü kurulduğu anlaşılmakta olup; Anayasa'nın 141, CMK'nın 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca yeniden usulüne uygun olarak hüküm kurulması, bunun yanında direnmeye dair gerekçenin de gösterilmesi gerektiğinden, yerel mahkeme direnme hükmünün, belirtilen usulü sebepten dolayı diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına ve bozma nedeni göz önüne alındığında bozmaya uyulan kısımların bu aşamada Özel Dairece incelenmesi gerekmediğinden dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir.

DAVA : Taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçundan sanığın 5237 Sayılı TCK'nun 85/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 Sayılı CMK'nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin, Bakırköy 26. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 30.06.2009 gün ve 501-404 Sayılı kararın kesinleşmesinden sonra, sanık müdafii tarafından 6008 Sayılı Kanun ile CMK'nun 231/6. maddesine eklenen cümle uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının yeniden değerlendirmesinin talep edilmesi üzerine, dosyayı yeniden ele alan Bakırköy 26. Asliye Ceza Mahkemesince 21.12.2010 gün ve 501-404 sayı ile, sanığın bu defa 5237 Sayılı TCK'nun 85/1, 62 ve 51. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hapis cezasının ertelenmesine dair hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 12.06.2013 gün ve 28656-15966 sayı ile;

“Yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1-) Sanığın ortağı olduğu ... Tekstil ve İplik Sanayi Limited Şirketinde yaklaşık 10 yıldır işçi olarak çalışan ölenin, olay günü, yuvarlak örme makinesinde çalışırken kafasını makinenin kumaş sarma merdanesi ile ayağı arasına sıkıştırması neticesinde vefat etmesi olayı ile ilgili olarak, ... Tekstil ve İplik Sanayi Limited Şirketinin kayıtlı olduğu ticaret sicil memurluğunda, olay tarihinde şirketin yönetiminden kimin sorumlu olduğuna dair evraklar getirtilip sanığın şirkette fiili olarak görev yapıp yapmadığına dair bilgisi olabilecek şirket çalışanlarının beyanı alındıktan sonra, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve sanığın olayda kusurlu olup olmadığının kesin olarak tespiti bakımından, teknik üniversitelerin konu ile ilgili kürsülerinden seçilecek öğretim üyelerinden oluşacak bilirkişi heyetinden alınacak rapor sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,

2-) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.07.2009 tarih ve 62-191 Sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nun 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan 'failin güttüğü amaç ve saik' gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi;

3-) 5237 Sayılı TCK'nun 51/7. maddesi uyarınca denetim süresi içinde sanığın kasıtlı bir suç işlemesi ve kendisine yüklenen yükümlülüklere hâkimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine, denetim süresi içerisinde işlenecek ikinci suçtan dolayı hüküm veren mahkeme tarafından karar verileceği gözetilmeden, infazı kısıtlar şekilde, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilmesi” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.

(2) ve (3) numaralı bozma nedenlerine uyan Bakırköy 26. Asliye Ceza Mahkemesi 31.10.2013 gün ve 477-895 sayı ile (1) numaralı bozma nedeni yönünden önceki hükümde direnerek sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.

Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.04.2014 gün ve 397918 Sayılı “onama” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 gün ve 747-795 sayı ile; 6763 Sayılı Kanun'un 38. maddesiyle 5320 Sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesince 11.05.2017 gün ve 71-3923 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

KARAR : Sanık A.Y. hakkında taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı itiraz edilmeksizin kesinleşmiş olup direnme kapsamına göre inceleme; sanık hakkında taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçundan verilen mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.

Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçundan sanık hakkında eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine dair ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, direnme hükmünün yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.

İncelenen dosya kapsamından;

Yerel mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılama sonucunda, direnme nedenleri gösterilmeden ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan, ilk hükümdeki gerekçenin tekrarlanması suretiyle direnme hükmü kurulduğu anlaşılmaktadır.

Anayasamızın 141 ve 5271 Sayılı CMK'nun 34. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi uygulamada da keyfiliğe yol açacağında kuşku yoktur. Nitekim Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamalarına göre de, bir karar bozulmakla tamamen ortadan kalkacağından, yerel mahkeme tarafından CMK'nun 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca yeniden usulüne uygun olarak hüküm kurulması, bunun yanında direnmeye dair gerekçenin de gösterilmesi gerekmektedir.

Bu açıklamalar ışığında önsoruna dair olarak yapılan değerlendirmede;

Yerel mahkemece, Özel Dairenin bozma kararı ile tamamen ortadan kalkan sanık hakkındaki ilk hükümde direnilirken, bu ilkeler doğrultusunda işlem yapılmamış, direnme nedenleri gösterilmeden ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan hüküm kurulmuştur.

Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, saptanan bu usulü sebepten dolayı diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına ve bozma nedeni göz önüne alındığında bozmaya uyulan kısımların bu aşamada Özel Dairece incelenmesi gerekmediğinden dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

1-) Bakırköy 26. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 31.10.2013 gün ve 477-895 Sayılı direnme hükmünün, usul ve kanuna uygun direnme gerekçesi gösterilmeden karar verilmesi isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,

2-) Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.12.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

kazanci.com.tr