MAHKEMESİ    :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada ... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08/12/2014 tarih ve 2013/235-2014/245 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin 2010 yılında yapım şirketiyle aralarında yazılı bir sözleşme bulunmaksızın yaptıkları sözlü anlaşma uyarınca davalının televizyonda yayınlanan reklam filminde oyunculuk yaptığını, 13.500 TL ücret aldığını, müvekkilinin yaptırdığı 2012 tarihli ... ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerine ait delil tespiti dosyalarında davalı şirketin, müvekkilinden izin almadan Türkiye'deki tüm şubelerinde davacının rol aldığı reklam filmini ve reklam filminden elde edilen fotoğrafları duvara asarak umuma arz ettiğinin tespit edildiğini, reklam piyasasındaki yaygın uygulamaya göre yazılı sözleşmelerde birinci yıldan sonraki yılların ücretlerinin ayrı ayrı belirtilmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile belirlenecek tazminat miktarının üç kat fazlası için şimdilik 13.500 TL'nin ve 3.000 TL manevi tazminatın 13.06.2010 tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, taraflar arasındaki sözlü sözleşmenin üzerinden üç sene geçtikten sonra tazminat talep edilmesinin hakkın kötüye kullanılması kapsamında kaldığını, davacının zarara uğramadığını, sözleşmenin geçerlilik süresinin bir yıl olduğu iddiasının gerçeklikten uzak olduğunu, davacının fotoğraflarının yayınlanmasında hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.    

Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin, davcıdan izin almaksızın daha önce (2010 yılında) oynadığı reklam filmindeki fotoğrafını mağazalarında duvarına asarak kullanmasının 5846 sayılı FSEK 86 maddesi ve MK 24. maddesindeki hükümlere aykırılık teşkil ettiği, reklam filminin izinsiz olarak 2012 yılında davalıya ait mağazalarda yayınlanmasının 5846 saylı FSEK'in 80. maddesi çerçevesinde davacının icracı sanatçı olmasından kaynaklanan mali haklarının ihlali olduğu, davacı FSEK 68. maddesi uyarınca üç katına kadar tazminat istemiş ise de, bilirkişi raporundan sonra ıslah dilekçesi vermediğinden, HMK 26. maddesi uyarınca taleple bağlı kalınarak toplam 13.500 TL maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile izinsiz fotoğraf kullanma nedeniyle 6.750 TL, izinsiz film yayınlama nedeniyle 6.750 TL'nin tespit tarihlerinden, manevi zarar nedeniyle ile 3.000 TL'nin ise ilk tespit tarihinden avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacının icracı sanatçı olarak yer aldığı reklam filmindeki görüntüsünün reklam amaçlı fotoğraf olarak ticari amaçla sergilenmesi eyleminin aynı zamanda 5846 sayılı FSEK'in 84'inci maddesine de aykırılık oluşturmasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Ancak, uyuşmazlık konusu reklam filminde davacı icracı sanatçı olarak yer almış olup, icranın tespitini gerçekleştiren dava dışı film yapımcısı şirket ile davalı arasındaki 01.03.2010 tarihli sözleşmenin 12/2-c maddesi uyarınca reklam filminin mali hakları davalı şirkete devredilmiştir. Bahsi geçen sözleşmenin 17. maddesi de mali hakların devri 1 yıl olarak belirlenmekle birlikte; önceden fesih bildiriminde bulunumadığı takdirde sözleşme süresinin aynı koşullarla 1 er yıl müddetle uzayacağı kararlaştırılmış ve uyuşmazlık tarihi itibariyle sözleşmenin sona erdiği hususu iddia ve ispat edilememiştir. 

Bu durumda, davacı uyuşmazlık konusu reklam filminde 5846 sayılı FSEK'in 80'inci maddesi uyarınca icracı sanatçı olarak hak sahibi olduğu gibi, aynı madde uyarınca dava dışı reklam filmi yapımcısı şirketin de tespiti gerçekleşen yapım üzerinde icracı sanatçıdan devraldığı mali haklarla birlikte mutlak ve bağımsız "film yapması" hak sahipliği mevcuttur. O halde, hak sahibinin izni ile reklam fiminin davalı tarafça umuma iletimi eyleminin mali hak tecavüzü olarak nitelendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Ancak, 5846 sayılı FSEK'in 80/2-2 fıkrası uyarınca "Fonogramlara tespit edilmiş icraların ve filmlerin, her ne suretle olursa olsun umuma iletilmesi halinde, bunları kullananlar, eser sahiplerinin yanısıra, icracı sanatçılara ve yapımcılara veya ilgili alan meslek birliklerine de bu kullanımlara ilişkin uygun bir bedeli ödemekle yükümlüdürler" Her ne kadar mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda dava konusu reklam filmi için icracı sanatçı tarafından verilen iznin 1 yıl ile sınırlı olması gerektiği görüşü açıklanmışsa da reklam filminin meydana getirilmesi sonucunda 5846 sayılı FSEK'in 48 maddesine göre film yapımcısına mali hak kullanım devri gerçekleşeceğinden, aralarında yazılı sözleşme olmasa dahi icracı sanatçının mali hakları kullanma yetkisini reklam filmi yapımcısına 1 yıllık süreyle devrettiği hususunu ispat külfeti davacıda olduğundan bilirkişi raporundaki soyut nitelikteki bu görüşe itibar edilemez. O halde, mahkemece reklam filmine yönelik uyuşmazlığın 5846 sayılı FSEK'in 80/2-2 maddesi çerçevesinde tartışılması gerekirken eylem mali hak tecavüzü oluşturduğundan bahisle FSEK'in 68'inci maddesi uyarınca tazminat takdiri doğru görülmediğinden kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 04/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.