YARGITAY 11. Hukuk Dairesi
ESAS: 2015/654
KARAR: 2015/2052


G...Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/04/2014 tarih ve 2014/16-2014/17 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati haciz talep eden (alacaklı) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, aleyhlerine ihtiyati haciz talep edilenlerin müvekkiline Genel Tarımsal Krediler Sözleşmesine kefaletlerinden kaynaklanan borçlarının bulunduğunu, alınan ipoteğin sadece asıl borçlu ve talep dışı şahıs lehine verildiğini ileri sürürek borçlular hakkında ihtiyati haciz karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre, kredi sözleşmesinde, M...'in asıl borçlu, Me... ve Y...'ın kefil sıfatlarının bulunduğu, kefillerin sorumluluğunun sözleşme metninde asıl borçlu ile birlikte müteselsil olarak belirlenmiş olmasına rağmen 6089 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 583/1 maddesi uyarınca müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluk için kefillerin el yazısıyla bunu belirtmelerinin gerektiği, kredi sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlük tarihinden önce imzalanmış olsa da kefalet hükümlerinin kamu düzenine ilişkin olduğu, Yürürlük Kanununun 2. maddesine göre kamu düzenine ilişkin kuralların gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı, kefillerin sorumluluğunun adi kefalet hükümlerine tabi bulunduğu, adi kefalette asıl borçluya müracaat etmeden şahsi teminat verene başvurulamayacağı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.

Kararı, ihtiyati haciz talep eden (alacaklı) vekili temyiz etmiştir.

Talep genel tarımsal kredi sözleşmesinin müşterek borçlu müteselsil kefili hakkında ihtiyati haciz istemine ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmişse de genel tarımsal kredi sözleşmesinin müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmasının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun kamu düzeni ve genel ahlaka ilişkin kuralları kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilmek suretiyle sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan yasal mevzuatın nazara alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz talep eden (alacaklı) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın alacaklı yararına BOZULMASINA, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



kararara.com