İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi, Denizli'den aldığı halıların fahiş fiyatla satıldığını öne süren İsviçre vatandaşı Fritz Siegenthaler'e, halılara ödediği 33 bin 600 İsviçre Frangı karşılığı olarak 34 bin 873 TL'nin iadesini kararlaştırdı.

AA muhabirin aldığı bilgiye göre, 2004 yılında Türkiye'ye seyahat etmek için gelen İsviçre vatandaşı makinist Fritz Siegenthaler, seyahat acentesi tarafından 2 Aralık 2004 tarihinde Denizli ve Antalya arasında bulunan bir halı mağazasına götürüldü ve burada 33 bin 600 İsviçre frangı karşılığı ''Doğu Türkmen'', ''Hereke ipek'' ve ''Çınar ipek'' diye tanımlanan 3 halı satın aldı.

Ülkesine döndüğünde bir halı mağazasına giderek Türkiye'den aldığı halıların değerini soran ve 3 halının toplam bedelinin 7 bin İsviçre Frangı olduğunu öğrenen Siegenthaler, kandırıldığını düşündüğü için halıları aldığı şirketin e-posta adresine çeşitli tarihlerde yaklaşık 10 defa ''halıların gerçek değerinin toplam 7 bin İsviçre Frangı olduğu, kandırıldığı ve halıları iade etmek istediği'' yönünde e-posta gönderdi.

E-postalara karşılık Siegenthaler'e cevaben gönderilen ve ''Volkan Tevik'' imzası olan bir faks metninde, ''Son teklifin 5 bin İsviçre Frangı indirim yapılması ve konunun kapanması'' ibaresi yer aldı.

Bunun üzerine Siegenthaler, Antalya 4. Noterliğinden 11 Ekim 2005 tarihinde halı mağazasına bir ihtar çekerek, mağaza yetkililerinden halıları alırken imzalanan sözleşmenin fesh edilmesini ve 33 bin 600 İsviçre Frangı veya TL karşılığının ödenmesini talep etti.

-TÜKETİCİ MAHKEMESİNE DAVA-
Girişimleri sonuçsuz kalan Siegenthaler, avukat Cafer Çelik aracılığıyla Antalya Tüketici Mahkemesine ''sözleşmenin feshi'' ve ''ödediği 33 bin 600 İsviçre Frangın karşılığı olan 34 bin 873 TL'nin ödenmesi'' istemiyle dava açtı.

Çelik'in yazdığı ve süreci anlattığı dava dilekçesinde, Siegenthaler'e tecrübesizliğinden faydalanılarak dava konusu 3 halının değerinin yaklaşık 5 katına satıldığı ve sözleşmede hile yapıldığı öne sürüldü.

Davayı kabul eden Antalya Tüketici Mahkemesine cevap dilekçesi gönderen davalı şirket, merkezlerinin İstanbul'da olması nedeniyle davanın orada açılması gerektiğini bildirdi.

Dilekçede, davacının satıştan haksız bir biçimde geri dönmek istediği, davacıya ihtarnameyle satış iptalinin mümkün olmadığının bildirildiği, satış sözleşmesinde geri alım anlamına gelecek bir ibare bulunmadığı, söz konusu ibarenin şirket elemanları dışında eklendiği, imzanın şirket elemanlarına ait olmadığı, ibarenin hiçbir hüküm ihtiva etmediği, yanıltıcı özel belge oluşturulması eylemi nedeniyle savcılığa başvuru hakkının gizli tutulduğu ve bilirkişi incelemesinin ardından bu konuda karar verileceği de dile getirildi.

Davacıya satılan halıların el dokuması, özel imalat ve paha biçilemez kıymette halılar olduğu ve davacının iddia ettiği gibi 7 bin Frank değil, çok daha üzerinde bir değerinin bulunduğu savunulan dilekçede, ''Davacı halıdan anlayan bir kişi olup, saatlerce mağazamızı gezerek, özgür iradesiyle seçerek, beğenerek, diğer ucuz halıların arasından bu halıları seçip, hiçbir hile ya da baskıya maruz kalmaksızın ve memnuniyetini ifade ederek halıları almıştır'' denildi.

Dilekçede, davanın reddedilmesi talep edildi.

-YETKİSİZLİK KARARI-
Antalya Tüketici Mahkemesi, 3 Mayıs 2006'da verdiği kararla, Türk vatandaşı olmayan ve Türkiye'de herhangi bir sabit ikametgahı bulunmayan davacının, Antalya Tüketici Mahkemesine dava açma hak ve yetkisine sahip olmadığı ve davanın davalı şirketin merkezinin olduğu İstanbul Tüketici Mahkemesine açılması gerektiğini belirterek, mahkemenin yetkisizliğine ve dosyanın İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verdi.

Davanın görevsizlikle gittiği İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi, 14 Şubat 2008 tarihinde verdiği ara kararla, dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilerek, davalı şirket tarafından düzenlenen sözleşmedeki yazılarla ilgili inceleme yapılmasını istedi.

Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından gönderilen 20 Ağustos 2008 tarihli raporda, inceleme konusu belgedeki 'Rüchkauf-Garanti Zum Selben Preir' şeklinde okunur yazılar ile bu yazıların hemen yanındaki mavi mürekkepli kalemle atılmış imzanın, bulundukları yere sonradan eklenmiş olduğu ve belgenin fotokopisi kullanılarak belgenin türetildiği sonucuna varıldığı belirtildi.

Mahkeme ayrıca, halıların özelliğine ilişkin çeşitli kurumlarca oluşturulan bilirkişiler aracılığıyla raporlar aldı.

-KARAR-
Bunların ardından dosyayı karara bağlayan ve bir süre önce gerekçeli kararını açıklayan İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi Hakimi Sevtap Kaya, tüketicinin malın ayıplı çıkması durumunda, sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme haklarına sahip olduğuna dikkati çekerek, satıcının, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlü olduğunu, tüketicinin bu hakla birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm veya yaralanmaya yol açan, diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına sahip olduğu hükmünün bulunduğunu dile getirdi.

Hakim Kaya, toplanan tüm deliller ve yapılan yargılamayla, davalı ve davacı arasında yapılan sözleşme gereğince davacıya çeşitli ebatlarda ''Doğu Türkmen'', ''Çınar ipek'' ve ''Hereke ipek'' halılarının orijinal olduğunun belirlendiğini ifade ederek, toplamda 33 bin 600 İsviçre Frangı ile satılmış olduğu, ancak bu bedelin fazla olduğu, halıların belirtilen orijinal niteliklerine uygun olmadığı, böylece ürünün etiketinde, sertifikasında, faturasında açıklanan ve satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik kuralında tespit edilen nitelik veya niteliğini etkileyen niceliğine aykırı şekilde ayıplı olduğunun anlaşıldığını, bu nedenle davacının sözleşmeden dönerek bedel iadesi istemekte haklı olduğu yolunda mahkemede yeterli kanaatin oluştuğunu bildirdi.

Hakim Kaya, bu nedenle dava konusu halıların davalı şirkete iade edilerek bedeli olan 33 bin 600 İsviçre Frangının karşılığı 34 bin 873 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacı Fritz Siegenthaler'e verilmesini kararlaştırdı.


AA