Yargı, ekonomik yükümlülükten kaçmak için taşerona başvuran işverenler aleyhine örnek bir karara imza attı. Nihat Öztürk adlı taşeron işçinin açtığı işe iade davasında mahkeme, iki dönem önce AKP’den İstanbul Milletvekili seçilerek TBMM’ye giren Cengiz Kaptanoğlu’na ait Desan Tersanesi’nde, yasalara aykırı biçimde, sırf yasal yükümlülükten kaçmak için hileli şekilde taşeron bir şirket kurulduğunu, işçiler taşeron şirkette gösterildiği halde bütün talimatların asıl işveren tarafından verildiğini tespit etti. Mahkeme, Öztürk’ün de taşeron firmanın değil, asıl işveren olan Desan kadrosunda sayılmasına karar verdi.

Nihat Öztürk adlı işçi 1 Mayıs 2008’de aylık 850 TL’ye Desan’da ‘Pruva Tersanecilik’ adlı taşeron şirkette işe başladı. 2 Ocak 2010’a kadar bu şirket adına çalıştı. Ardından ‘performans düşüklüğü’ gerekçesiyle işten atıldı. Öztürk, Kartal 1. İş Mahkemesi’nde işe iade davası açtı. Öztürk’ün avukatları, verdikleri dilekçede, her ne kadar müvekkilleri Pruva adlı taşeronda çalışsa bile asıl işveren olan Desan’ın kadrosunda sayılması gerektiğini savundu. Desan ise aynı nedenle itiraz etti. Desan’a göre, davanın muhatabı kendileri değil, Pruva adlı taşeron şirketti.

Bilirkişi ortaya çıkardı
Bu iddialar üzerine mahkeme Avukat Nafiye Ceylan’ı bilirkişi tayin etti. Avukat Ceylan’ın 18 Temmuz 2011’de sunduğu rapor, eski milletvekilinin tersanesindeki usulsüzlükleri gün yüzüne çıkardı. Rapora göre Avukat Ceylan, 29 Nisan 2011’de keşife gittiği tersanede, Pruva adlı şirketin yetkilisiyle görüşmek istedi. İşte bu noktada asıl işveren ile taşeron şirket ilişkisi ortaya çıktı: “Davacının bağlı çalıştığı Pruva şirketinin yetkilisi ile görüşülmek istenmiş ancak böyle bir kişiye ulaşılamamıştır. Sadece davacının çalıştığı sahada yapılan keşifte, Desan’a ait iş kıyafetleri ile işçiler gözlemlenmiş, ancak bu kişilerin hangisinin alt işveren işçisi, hangisinin asıl işveren işçisi olduğu anlaşılamamıştır.”

Bilirkişi Ceylan’ın yaptığı incelemeye göre Desan, Pruva adlı şirketle yalnızca bir geminin raspa, boya ve sıvama işleri için sözleşmişti. Fakat İş Yasası’na göre, yalnızca uzmanlık gerektiren işler taşerona havale edilebilirdi. Oysa boya ve sıvama için uzmanlık gerekmiyordu. Raporunda Ceylan bu durumu şöyle değerlendirdi: “Bu husus Alt İşverenlik Yönetmenliği’ne aykırı bir durumdur. Sadece ekonomik nedenlerle yasal düzenlemelerden kurtulmak amacıyla kurulan bir ilişki olduğu kanaati uyandırıyor.”

Kaptanoğlu kaşesi var
Ceylan, daha önce Desan’da çalışmış iki işçiyi de tanık olarak dinledi. Bu işçiler Desan’da işe başladıklarını, daha sonra bordrolarına Pruva yazıldığını, fakat talimatların yine Desan’daki yetkililer tarafından verildiğini anlattı. Ayrıca Ceylan, Desan’ın dokuz şirkete daha ortak olduğunu, dokuz şirketten birinin de Pruva olduğunu tespit etti. Bir Pruva faturası üzerinde de Kaptanoğlu Holding’in kaşesinin bulunduğu belirlendi.

Bu veriler ışığında Ceylan, iki şirket arasında organik bir bağ bulunduğunu, iki şirket arasındaki ilişkinin, yasalara aykırı bir şekilde muvazaalı kurulduğunu ifade etti. Dolayısıyla davacı Nihat Öztürk’ün baştan bu yana Desan’ın işçisi olduğunu ve işe iade edilmesi gerektiğini raporuna yazdı. Kartal 1. İş Mahkemesi’nde 8 Eylül 2011’de görülen son duruşmada Hâkim Hüseyin Narin, bilirkişi raporu doğrultusunda davalı şirketin Desan, işçi Öztürk’ün de Desan’ın işçisi olduğunu belirterek işe iadeyi onadı. Ayrıca dört aylık ücret ve tazminatlarının da ödenmesini kararlaştırdı.


‘Benzer sözleşmeler bu kararla geçersiz olacak’
İşçi Öztürk’ün avukatı Sezin Uçar, bugüne değin işe iade davalarında hem alt hem de üst işverene dava açıldığını, fakat işe iade yönündeki kararın alt işveren için uygulandığını, işe almama halinde her iki tarafa da ceza verildiğini söyledi. Fakat ilk kez bu davada, yalnızca asıl işverenin sorumlu tutulduğunu ve taşeronun devreden çıkarıldığını belirten Uçar, artık bu tip sözleşmelerin geçersiz olacağını ifade etti.

Desan Tersanesi’nde yaşanan iş kazaları
2007 yılında 41 yaşındaki Bekir Özmen elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetti.
2008’de 26 yaşındaki Mikail Kavak yine elektrikten, 31 yaşındaki Murat Çalışkan ise düşerek yaşamını yitirdi.
30 Eylül 2009’da meydana gelen kazada ise 26 yaşındaki Halil Daş hayatını kaybetti.

Komisyona kapılarını açan ilk tersaneydi
İş kazaları ile adı kamuoyunda sık sık duyulmaya başlanan Desan, saptanan eksiklikler nedeniyle cezalandırılan tersaneler arasında yer alıyordu. Ancak Cengiz Kaptanoğlu, Tuzla’daki iş kazalarına karşı önlem almaya çalışan da ilk tersaneci oldu. Bu çerçevede Limter-İş Sendikası ve bir akademisyenin de aralarında bulunduğu Tuzla Araştırma Komisyonu’na kapılarını ilk Desan açtı.



Radikal