T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/22093

K. 2015/5516

T. 25.3.2015

• ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURMASI ( Babaanne İle Küçük Arasında Her Dini Bayramda Kişisel İlişki Kurulmasının Amaca Uygun Olmayacak Şekilde Uzun Süreli Olduğu - Mahkemece Daha Uygun Sürelerle Kişisel İlişki Tesisi Gerektiği )

• VEKALET ÜCRETİ ( Yetkisizlik Kararı Üzerine Yargılamaya Yetkili Mahkemede Devam Edildiği - Davalı Yararına Karar Tarihinde Yürürlükte Bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca Vekalet Ücreti Takdir Edileceği/Üçüncü Kişinin Çocukla Kişisel İlişki Kurması )

• BABAANNE İLE TORUN ARASINDA KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASI ( Her Dini Bayramda Kişisel İlişki Kurulmasının Uzun Süreli Olduğu - Mahkemece Daha Uygun Sürelerle Kişisel İlişki Tesis Edileceği )

• YETKİSİZLİK KARARI ÜZERİNE YARGILAMAYA YETKİLİ MAHKEMEDE DEVAM EDİLMESİ ( Vekalet Ücreti/Üçüncü Kişinin Çocukla Kişisel İlişki Kurması - Mahkemece Davalı Yararına Karar Tarihinde Yürürlükte Bulunan Avukatlı Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca Vekalet Ücreti Takdir Edileceği )

6100/m.331/2


ÖZET : Dava; üçüncü kişinin çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkindir. Davacı babaanne ile küçük arasında, her dini bayramda kişisel ilişki kurulması amaca uygun olmayacak şekilde uzun sürelidir. Daha uygun sürelerle kişisel ilişki tesisi gerekir. Davalı itirazı üzerine mahkemece yetkisizlik kararı verilip, yargılamaya yetkili mahkemede devam edildiği halde, davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlı Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdir edilmemiş olması doğru görülmemiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından kişisel ilişki ve yetkisizlik kararından dolayı vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1- ) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- ) Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcutsa ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez. Ancak; babaanne ile torun arasındaki kişisel ilişki, "aile bağlarını" güçlendirmek ve geliştirmek, torun sevgilerini tatmaya elverişli olacak yeterlilikte olmalıdır. Davacı babaanne ile küçük arasında, her dini bayramda kişisel ilişki kurulması amaca uygun olmayacak şekilde uzun sürelidir. Daha uygun sürelerle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup; bozmayı gerektirmiştir.

3- ) Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri kanununun 331/2. maddesi "görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder" hükmünü taşımaktadır. Davalı tarafından itirazı üzerine mahkemece yetkisizlik kararı verilip, yargılamaya yetkili mahkemede devam edildiği halde, davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlı Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdir edilmemiş olması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 25.03.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Davanın ilk açıldığı mahkeme davalının itirazı üzerine yetkisizlik kararı vermiş ve dosya davacının başvurusu üzerine yetkili mahkemeye gönderilmiş ve yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilerek kendisini bir vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmiştir. Hüküm davalı tarafından, diğer temyiz sebepleri yanında yetkisizlik kararı sebebiyle lehine vekalet ücreti verilmediği gerekçesiyle temyiz edilmiştir.

Tarafların, davanın görülmesi ve sonuçlanması için yaptıkları masraflara genel olarak yargılama giderleri denir. Yargılama giderleri, kural olarak mahkemece davada haksız çıkan ve bu sebeple aleyhine hüküm verilen tarafa yüklenir. Mahkemenin, davayı kaybeden tarafı yargılama giderlerine mahkum etmesi için mutlaka karşı tarafça bir talepte bulunması gerekmez. Bu konuda mahkemece kendiliğinden karar verilir.

öte yandan yargılama giderlerinden sorumluluk ancak davanın sonunda gündeme gelir. Mahkeme, kural olarak esasa ilişkin nihai karar ile birlikte yargılama giderleri hakkında da karar verir.

"Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder" ( HMK md.331/2 ).

HMK'nun 331/2. maddesi hükmü gözetildiğinde, davanın açıldığı ilk mahkemece verilen yetkisizlik kararı usule ilişkin bir karar olup davayı sona erdirmediğinden ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilerek davanın kabulüne karar verildiğine göre kendisini bir vekille temsil ettiren davalı yararına yetkisizlik kararı sebebiyle yargılama giderleri kapsamında vekalet ücreti takdir edilmemesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu sebeple davalının bu yöne ilişkin temyiz taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun hükmün bu yönden bozulması gerektiğine ilişkin görüşüne katılmıyorum.



kazanci.com.tr