T.C.
ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/1275
K. 2017/1000
T. 7.7.2017

* VEKALET ÜCRETİ ALACAĞININ TAHSİLİ İÇİN BAŞLATILAN TAKİBE İTİRAZIN İPTALİ ( “Müvekkil”in TKHK. 3/1-K Md.sindeki “Tüketici” Tanımına Uymadığı Sözleşmenin Bir “Tüketici İşlemi” Olarak Kabulünün Mümkün Olmadığı Avukatlık Kanunu'nda Düzenlenmiş Olan Avukatlık Sözleşmesinin TBK'nda Düzenlenmiş Olan Vekalet Sözleşmesinden Farklı ve Ayrı Bir Sözleşme Türü Olması ve Bu Sözleşmenin Niteliği Gereğince TKHK. Kapsamında Bulunduğunun Kabul Edilemeyeceği )

* AVUKATLIK SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN UYUŞMAZLIKTA GÖREV ( Avukatın Mal ve Hizmet Piyasalarında Faaliyet Gösteren ve Hizmet Sunan "Satıcı" “Sağlayıcı” "Girişimci" Sıfatında Bulunmadığı Yine Sözleşmenin Diğer Tarafı Olan “Müvekkil”in TKHK 3/1-K Md.sindeki “Tüketici” Tanımına Uymadığı ve Kanun Kapsamında Bulunmadığı )

6502/m.3

ÖZET : Dava, davacı avukatın, vekalet ücreti alacağının tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, taraflar arasındaki avukatlık sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Mahkemece de belirtildiği üzere; avukatlık sözleşmesinde avukatın görevinin yargının kurucu unsuru olan ve bağımsız savunmayı temsil eden yargısal bir faaliyet olduğu, avukatın, mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren ve hizmet sunan "satıcı" “sağlayıcı”, "girişimci" sıfatında bulunmadığı, yine sözleşmenin diğer tarafı olan “müvekkil”in, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/1-k maddesindeki “tüketici” tanımına uymadığı, sözleşmenin bir “tüketici işlemi” olarak kabulünün mümkün olmadığı, Avukatlık Kanunu'nda düzenlenmiş olan avukatlık sözleşmesinin, Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiş olan vekalet sözleşmesinden farklı ve ayrı bir sözleşme türü olması ve bu sözleşmenin niteliği gereğince 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bulunduğu kabul edilemeyeceğinden, mahkemece verilen görevsizlik kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.

DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece verilen "görevsizlik sebebiyle davanın usulden reddine" dair karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı, 2.10.2014 tarihli avukatlık sözleşmesi gereğince, davalının avukatı olarak görevini özenle ve gereği gibi yerine getirdiğini, ancak 2.11.2015 tarihli azilname ile azledildiğini, vekalet ücretinin ödenmediğini, alacağının tahsili için başlatmış olduğu icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, %20 oranındaki icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, sözleşmede belirtilen avukatlık ücretinin fahiş olması sebebiyle sözleşmesinin geçersiz olduğunu, kaldı ki ücretin ödenmesi için öngörülen şartın da gerçekleşmediğini, davacının haklı olarak vekalet görevinden azledildiğini, ücret talep hakkı bulunmadığını savunarak, davanın reddine, %20 oranında icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu gereğince avukatlığın kamu hizmeti ve serbest bir meslek olduğu, avukatların yargısal faaliyetlerini icra ederken 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda tanımlanan sağlayıcı veya satıcı sıfatına sahip olmadıkları, avukatlık hizmetinin kamu hizmeti niteliğinde olduğu, yargısal faaliyeti gerektiren kamusal nitelikleri sebebiyle avukatlara verilen vekaletnamenin 6502 Sayılı Kanun'un 3-1-I maddesinde belirtilen tüketici işlemi kapsamında olduğunun kabul edilmeyeceği, avukatlık sözleşmesinde, sözleşmenin bir tarafı olan müvekkilin, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/1-k maddesindeki “tüketici” tanımına uymadığı, bu sözleşmenin bir “tüketici işlemi”olmadığı gibi, avukatın, mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren ve hizmet sunan bir “sağlayıcı” da olmadığı, dolayısıyla davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görev alanında bulunduğu kabul edilmek suretiyle mahkemenin görevsizliği sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Davacı, davanın tüketici mahkemesinin görev alanına girdiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

Dava, davacı avukatın, vekalet ücreti alacağının tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, taraflar arasındaki avukatlık sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Mahkemece de belirtildiği üzere; avukatlık sözleşmesinde avukatın görevinin yargının kurucu unsuru olan ve bağımsız savunmayı temsil eden yargısal bir faaliyet olduğu, avukatın, mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren ve hizmet sunan "satıcı" “sağlayıcı”, "girişimci" sıfatında bulunmadığı, yine sözleşmenin diğer tarafı olan “müvekkil”in, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/1-k maddesindeki “tüketici” tanımına uymadığı, sözleşmenin bir “tüketici işlemi” olarak kabulünün mümkün olmadığı, Avukatlık Kanunu'nda düzenlenmiş olan avukatlık sözleşmesinin, Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiş olan vekalet sözleşmesinden farklı ve ayrı bir sözleşme türü olması ve bu sözleşmenin niteliği gereğince 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bulunduğu kabul edilemeyeceğinden, mahkemece verilen görevsizlik kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-)Davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1/b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

2-)İstinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,

3-)İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına,

4-) İstinaf kararının yerel mahkemesince taraflara tebliğine

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 07.07.2017 tarihince oybirliği ile kesin olarak karar verildi

kazancı.com.tr