T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/10748
K. 2016/13562
T. 5.10.2016


• VELAYET HAKKININ KÖTÜYE KULLANILMASINA DAYALI MADDİ TAZMİNAT ( Taşınmazların Değerlerinin Mahallinde Keşif Yapılarak Bilirkişi Vasıtasıyla Bedelinin Belirlenmesi İle Davalının Kendi Adına Kayıtlı Taşınmazdaki Hissesinin Davacıya Bedelsiz Olarak Devrettiği de Dikkate Alınarak Belirlenecek Bedelden Bu Hissenin Bedelinin Düşülmesi ve Arta Kalan Değer Olması Halinde Davacının Talebinin Kabulü Gerektiği )

• ANNENİN ÇOCUĞUN BAKIMI VE EĞİTİMİ İÇİN YAPTIĞI OLAĞAN GİDERLER ( Karşılaması Annenin Yasal Yükümlülüğünden Doğan Masraflardan Olup Bu Masrafları Çocuk Mallarından Mahsup Etme Hakkına Sahip Olmadığı - Velayet Hakkının Kötüye Kullanılmasına Dayalı Maddi Tazminat )

• BEDELSİZ TAŞINMAZ DEVREDİLMESİ ( Velayet Hakkının Kötüye Kullanılmasına Dayalı Maddi Tazminat - Taşınmazların Değerlerinin Mahallinde Keşif Yapılarak Bilirkişi Vasıtasıyla Bedelinin Belirlenmesi İle Davalının Kendi Adına Kayıtlı Taşınmazdaki Hissesinin Davacıya Bedelsiz Olarak Devrettiği de Dikkate Alınarak Belirlenecek Bedelden Bu Hissenin Bedelinin Düşülmesi ve Arta Kalan Değer Olması Halinde Talebin Kabulü Gerektiği )

• MADDİ TAZMİNAT ( Velayet Hakkının Kötüye Kullanılmasına Dayalı - Davalı Anne Davaya Konu Taşınmazların Satışından Aldığı Karşılığı Davacıya Verdiğini ya da Satıştan Elde Edilen Karşılığı Davacı Yararına Sadakat ve Özenle Yönettiğini de Kanıtlayamadığı/Davalı Anne Sözkonusu Taşınmazlardan Elde Ettiği Karşılığı Davacı Yararına Kullanmayarak Davacıya Teslim Etmeyerek Velayet Görevini Kötüye Kullandığı )
743/m.280,287

ÖZET : Davacı, mirasbırakanın babasının 21.06.1977 tarihinde vefat ettiğini, babasından kendisine miras olarak kalan taşınmazlardaki miras paylarını davalı annenin velayet hakkını kullanarak sattığını, yine bu taşınmazlardan satış tarihine kadar kira geliri elde ettiğini, kira gelirleri ile satışlardan elde ettiği gelirleri kendisinden gizleyerek velayet görevini kötüye kullandığını ileri sürerek maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davalının kendi taşınmazının yarı hissesini davacı kızına verdiği, kızını evlendirdiği ve kızı lehine hareket ettiği ve velayet hakkını kötüye kullandığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davalı annenin çocuğun bakımı ve eğitimi için yaptığı olağan giderleri karşılaması annenin yasal yükümlülüğünden doğan masraflardan olup, bu masrafları çocuk mallarından mahsup etme hakkına sahip değildir.

Davalı anne yoksul olduklarını veya çocuğun özel durumunun olağanüstü harcamalar yapılmasını gerektirdiğini ve bu sebeple çocuk mallarının kullanıldığını da iddia ve ispat etmemiştir. Aynı şekilde, davaya konu taşınmazların satışından aldığı karşılığı davacıya verdiğini ya da satıştan elde edilen karşılığı davacı yararına sadakat ve özenle yönettiğini de kanıtlayamamıştır. Davalı anne sözkonusu taşınmazlardan elde ettiği karşılığı davacı yararına kullanmayarak, davacıya teslim etmeyerek velayet görevini kötüye kullanmıştır.

Davaya konu bu taşınmazların değerlerinin mahallinde keşif yapılarak bilirkişi vasıtasıyla bedelinin belirlenmesi ile davalının kendi adına kayıtlı 861 parsel sayılı taşınmazdaki hissesinin 1/2'sini davacıya bedelsiz olarak devrettiği de dikkate alınarak, belirlenecek bedelden bu hissenin bedelinin düşülmesi ve arta kalan değer olması halinde davacının tazminat talebinin kabul edilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1- )Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacının davaya konu 707 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki payının, 05.07.1983 tarihinde dava dışı ... tarafından davacıya velayeten dava dışı üçüncü kişiye satıldığının ve davalının davaya konu taşınmazlardan kira geliri elde ettiğinin ispatlanamadığının anlaşılmasına göre; davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- ) Davacı, mirasbırakanın babası ...'ın 21.06.1977 tarihinde vefat ettiğini, babasından kendisine miras olarak kalan 2536 ada 1 ve 2 numaralı parsel sayılı taşınmazlarla 707 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki miras paylarını davalı annenin velayet hakkını kullanarak sattığını, yine bu taşınmazlardan satış tarihine kadar kira geliri elde ettiğini, kira gelirleri ile satışlardan elde ettiği gelirleri kendisinden gizleyerek velayet görevini kötüye kullandığını ileri sürerek maddi tazminat talebinde bulunmuş, davalı; taşınmazlardan kira geliri elde etmediğini, satışlardan elde edilen gelirleri davacının kullandığını, 2536 ada 1 ve 2 numaralı parsel sayılı taşınmazlarda davacının payı yerine geçmek üzere kendi adına kayıtlı 861 parsel sayılı taşınmazdaki hissesinin 1/2 sini 2006 yılında davacıya devrettiğini sonrasında davacının ortaklığın giderilmesi davası açması üzerine onun payını 20.000,00 TL bedel karşılığında satın aldığını savunmuş, mahkemece; "davalının, davacının babasının ölümünden sonra davacının kayyumu sıfatıyla hareket ederek, diğer mirasçıların malları kullanmalarına engel olup dava açtığı, bazı malları davacı kızına kazandırdığı, kendi taşınmazının yarı hissesini kızına verdiği, kızını evlendirdiği ve kızı lehine hareket ettiği, taşınmazların kiraya verildiğine dair bir delil sunulamadığı, davalının velayet hakkını kötüye kullandığının ispatlanamadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davaya konu 2536 ada 1 ve 2 numaralı parsel sayılı taşmmazlarda davacı adına kayıtlı payların, o tarihte velayet hakkına sahip bulunan davalı tarafından, ergin olmayan davacıya velayeten, dava dışı üçüncü kişilere satıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, satım işlemlerinin velayet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirildiğini ileri sürmüştür.

Davacı 15.02.1997 doğumlu olup 15.02.1995 tarihinde ergin hale gelmiştir. Davacının velayet altında olduğu dönemde 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi ( TKM ) yürürlükte olduğu için uyuşmazlığın bu kanuna göre çözülmesi gerekmektedir.

Ana ve baba velayetleri veya yönetim hakları sona erince, çocuğun mallarını, hesabıyla birlikle ergin çocuğa devrederler ( TKM m.287 ). Yine Türk Kanunu Medenisi'nin 280. maddesinin “istifade hakkı" kenar başlığı altında, ana ve babanın, velayet hakkı kusurlarıyla kaldırılmadıkça, çocuk reşit oluncaya kadar çocuğun mallarından intifa hakkı olduğu, aynı Kanunun "mesuliyet" kenar başlığı altında düzenlenen 288. maddesinde ise, ana ve babanın çocuk mallarının iadesinde intifa hakkı sahibi gibi mesul olacağı düzenlenmiştir.

Çocuğun mallarının yönetimi çocuğun menfaatine uygun olmalı, çocuğun menfaati ile bağdaşabildiği ölçüde ana ve babanın ortak menfaatlerine hizmet etmelidir. Ana baba yönetim görevini sadakat ve özenle yerine getirmelidir. Ana ve baba, çocuğun mallarında meydana gelen zarardan sorumlu olmadıklarını ispat için, zararın meydana gelmesinde herhangi bir kusurlarının olmadığını, yani çocuğun mallarını sadakat ve özenle yönettiklerini ispat etmeleri gerekir.

Mahkemece, davalının kendi taşınmazının yarı hissesini davacı kızına verdiği, kızını evlendirdiği ve kızı lehine hareket ettiği ve velayet hakkını kötüye kullandığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davalı annenin çocuğun bakımı ve eğitimi için yaptığı olağan giderleri karşılaması annenin yasal yükümlülüğünden doğan masraflardan olup, bu masrafları çocuk mallarından mahsup etme hakkına sahip değildir. Davalı anne yoksul olduklarını veya çocuğun özel durumunun olağanüstü harcamalar yapılmasını gerektirdiğini ve bu sebeple çocuk mallarının kullanıldığını da iddia ve ispat etmemiştir.

Aynı şekilde, davaya konu 2536 ada 1 ve 2 numaralı parsel sayılı taşınmazların satışından aldığı karşılığı davacıya verdiğini ya da satıştan elde edilen karşılığı davacı yararına sadakat ve özenle yönettiğini de kanıtlayamamıştır. Esasen bu durum davalının, "2536 ada 1 ve 2 numaralı parsel sayılı taşınmazlarda davacının payı yerine geçmek üzere kendi adına kayıtlı 861 parsel sayılı taşınmazdaki hissesinin 1/2 sini 2006 yılında davacıya devrettiğine" yönelik savunmasından da açıkça anlaşılmaktadır. Davalı anne 2536 ada 1 ve 2 numaralı parsel sayılı taşınmazlardan elde ettiği karşılığı davacı yararına kullanmayarak, davacıya teslim etmeyerek velayet görevini kötüye kullanmıştır.

O halde; davaya konu bu taşınmazların değerlerinin mahallinde keşif yapılarak bilirkişi vasıtasıyla bedelinin belirlenmesi ile davalının kendi adına kayıtlı 861 parsel sayılı taşınmazdaki hissesinin 1/2'sini davacıya bedelsiz olarak devrettiği de dikkate alınarak, belirlenecek bedelden bu hissenin bedelinin düşülmesi ve arta kalan değer olması halinde davacının tazminat talebinin kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyize konu diğer yönlerinin ise 1. bentte açıklanan sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istenmesi halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.


kazancı.com.tr