ANKARA- Yargıtay, şiddet içermeyen her türlü düşüncenin açıklanmasının suç olmaktan çıkarılması konusunda yasa hazırlığı olan hükümetten daha hızlı davrandı. Yargıtay önüne gelen bir davada, ‘şiddet içermeyen ve şiddet kışkırtıcılığı olmayan’ açıklamaların suç olmadığına hükmetti. 
2007 yılında düzenlenmesi planlanan ‘Kerkük Konferansı’ Diyarbakır Valiliği’nin kararıyla iptal edildi. Bunun üzerine Kürt Ulusal Birliği Hareketi Derneği Sözcüsü Avukat Sabahattin Korkmaz kongrenin iptali ve dönemin DTP İl Başkanı Hilmi Aydoğdu’nun tutuklanmasını eleştiren bir basın açıklaması yaptı: “Kürtlere yönelik her türden küfür, tehdit ve sindirme girişimi serbest. Ancak kimse neden bunca haksızlık ve hakaret yapıldığını soramıyor.

Böyle davrananlar derhal tutuklanıyor. Sayın Hilmi Aydoğdu’nun tutuklanması bunun son örneğidir. Biz Kerkük’e yapılacak saldırıyı aslında Kuzey Kürdistan’a yapılmış kabul ediyoruz. Çünkü, eğer Türkiye’de Kürt sorunu olmasaydı Türkiye’nin herkesten daha çok federal Kürdistan’ı desteklemesi söz konusu olabilirdi.” 
 
Beraat etti 
Bu sözler nedeniyle Diyarbakır Başsavcılığı Korkmaz hakkında ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek’ten dava açtı. Diyarbakır 6. Asliye Ceza Mahkemesi, 9 Ekim 2007’de Korkmaz’ın beraatına karar verdi. Ancak savcılık karara itiraz etti. Kararın temyiz incelemesi Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nce yapıldı. Daire oyçokluğuyla onadığı yerel mahkeme kararını, anayasanın ‘temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması’, ‘düşünce ve kanaat hürriyeti’ maddeleri ile İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ‘düşünce ve ifade özgürlüğü’ maddeleri kapsamında değerlendirdi. Kararda, hangi düşüncelerin ifade özgürlüğü kapsamında olacağının çerçevesi şöyle çizildi: “Objektif ve tarafsızlıktan uzak; incitici, saygınlığı zedeleyici, rahatsız edici fakat şiddet içermeyen ve şiddet kışkırtıcılığı bulunmayan, yakın tehlikeye neden olmayan beyanlar da düşünce özgürlüğü kapsamında olup mahkemece kanıtlar değerlendirilip nedenleri açıklanmak suretiyle suçun yasal unsurları oluşmadığından beraat kararı uygundur.” 
Karara muhalif kalan bir üye ise karşıoy yazısında “Olay tarihi itibariyle açık ve yakın bir tehlike bulunduğu, suçun oluştuğu düşüncesiyle karara muhalifim” dedi. 

Hükümetin, şiddet içermeyen her türlü düşüncenin açıklanmasını suç olmaktan çıkaracağı ve Terörle Mücadele Kanunu’nda yer alan propaganda suçuna ilişkin birtakım değişikler yapmayı planladığı kamuoyuna yansımıştı.



Radikal