T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/27852
K. 2015/249
T. 13.1.2015


• VELAYET TESİSİ ( Çocuğun Baba Yanında Kalmasının Çocuğun Bedeni Fikri ve Ahlaki Gelişimine Engel Olacağı Yönünde Bir Delil Mevcut Olmadığına Göre Müşterek Çocuğun Uzun Zamandır Davalı Babayla Yaşadığı ve Ortama da Alıştığı Gözetilerek Velayetinin Babaya Bırakılacağı )

• ÇOCUĞUN BABA YANINDA KALMASI ( Çocuğun Bedeni Fikri ve Ahlaki Gelişimine Engel Olacağı Yönünde Bir Delil Mevcut Olmadığına Göre Müşterek Çocuğun Uzun Zamandır Davalı Babayla Yaşadığı ve Ortama da Alıştığı Gözetilerek Velayetinin Babaya Bırakılması Gerektiği )

• KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI ( Dava Süresince Davalı Baba Yanında Bulunan ve Bakım ve İaşesi Babası Tarafından Karşılanan Müşterek Çocuk İçin Davacı Anne Yararına Tedbir Nafakasına Hükmedilmesinin Doğru Olmadığı )

• TEDBİR NAFAKASI ( Dava Süresince Davalı Baba Yanında Bulunan ve Bakım ve İaşesi Babası Tarafından Karşılanan Müşterek Çocuk İçin Davacı Anne Yararına Tedbir Nafakasına Hükmedilmesinin Doğru Olmayıp Bozmayı Gerektirdiği )

4721/m.4,174/1,2
6098/m.50,52

ÖZET : Davacı kadın, dava dilekçesinde 2010 doğumlu müşterek çocuğun velayetinin davalı babaya verilmesini talep etmiş ve bu talebini yargılamada da yinelemiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, müşterek çocuğun yargılama süreci ve öncesinde de davalı babanın yanında bulunduğu anlaşılmaktadır. Aslolan çocuğun üstün yararıdır. Davalı baba velayeti istemiştir. Baba yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde bir delil de mevcut olmadığına göre, müşterek çocuğun uzun zamandır davalı babayla yaşadığı ve ortama da alıştığı gözetilerek, velayetinin babaya bırakılması gerekir.

Dava süresince, davalı baba yanında bulunan ve bakım ve iaşesi babası tarafından karşılanan müşterek çocuk için, davacı anne yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırıyla ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1- ) Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- ) Davacı kadın, dava dilekçesinde 2010 doğumlu müşterek çocuk K. İbrahim'in velayetinin davalı babaya verilmesini talep etmiş ve bu talebini yargılamada da yinelemiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, müşterek çocuğun yargılama süreci ve öncesinde de davalı babanın yanında bulunduğu anlaşılmaktadır. Aslolan çocuğun üstün yararıdır. Davalı baba velayeti istemiştir. Baba yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde bir delil de mevcut olmadığına göre, müşterek çocuğun uzun zamandır davalı babayla yaşadığı ve ortama da alıştığı gözetilerek, velayetinin babaya bırakılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.

3- ) Dava süresince, davalı baba yanında bulunan ve bakım ve iaşesi babası tarafından karşılanan müşterek çocuk için, davacı anne yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

4- ) Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırıyla ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesiyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi ( T.M.K.md.174/1 ) ve manevi ( T.M.K.madde 174/2 ) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda ( 2. ) ve ( 3. ) bentlerde gösterilen sebeplerle davalı yararına ( 4. ) bentte gösterilen sebeple de davacı yararına BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, bozma sebebine göre tarafların iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının ise yukarda 2. bentte gösterilen bozma sebebine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istenmesi halinde temyiz peşin harcının yatıranlara iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


kazanci.com.tr