Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararına konu olay 2008'de İzmir'de yaşandı. Narkotik ekipleri, istihbarat elemanından aldığı, 'S.E. evinde esrar satıyor' bilgisi üzerine operasyon düzenledi. Bornova'daki evde 460 gram hint keneviri ele geçirildi.


Hint kenevirinden 276 gram esrar elde edilebileceği belirlendi. Savcılık, muhbirin istihbaratı ve ele geçirilen hint kenevirini delil göstererek, 'uyuşturucu satmak' suçundan dava açtı. S.E. İzmir 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, hint kenevirini kullanmak için bulundurduğunu ve satmadığını ileri sürdü. Sanık hint kenevirini temin ettiği kişinin adını açıkladı.


'GRAM ESRAR SATIYOR'

Akşam'ın haberine göre; mahkeme muhbirin 'evinde gram gram esrar satıyor' istihbaratı ve 460 gram hint kenevirine dayanarak S.E.'yi 'uyuşturucu satmak'tan 5 yıl hapis ve 120 gün adli para cezasına mahkum etti. Dosya Yargıtay'a gönderildi. 10. Ceza Dairesi, S.E.'nin, evinde esrar ele geçirilmekle birlikte sadece istihbarat elemanının beyanıyla 'uyuşturucu satmak'tan cezalandırılamayacağına hükmetti. Esrarı kullanma dışında bir amaçla bulundurduğuna ilişkin kuşkudan uzak ve kesin kanıt bulunmadığı' ifade edilerek mahkumiyet kararı bozuldu. Yerel mahkeme 'uyuşturucu satma' kararında ısrar etti. Son noktayı koyan Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise kararı ikinci kez bozdu. Hint kenevirinin miktarı ve sanığın 'uyuşturucuyu kullanmak için bulunduruyorum' savunmasını dikkate alan kurul, sadece istihbarat elemanının verdiği bilgi ve az miktarda kenevire dayanılarak 'satmak' suçundan hüküm kurulamayacağını vurguladı. 1 yıldan 2 yıla kadar hapis öngören 'kullanmak amacıyla bulundurmak' suçundan hüküm kurulması gerektiğine işaret etti.


YARGITAY NE DİYOR?

Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında 'uyuşturucu satmak' ile 'bulundurmak' suçları ayrımında birden çok kritere bakılıyor. 2 kilo esrar bir içicinin 1-2 yıllık ihtiyacı olarak görülüyor. Suçüstü, hassas terazi gibi malzemeler, satışa hazır paketler, dinlemeler gibi kanıtlar da önemli rol oynuyor.


'Gizli soruşturmacı' ise tartışılabilir

Prof. Dr. Metin Feyzioğlu (Ankara Barosu Başkanı): Böyle bir olayda istihbarat elemanının bununla ilgili olarak özel olarak görevlendirilip görevlendirilmediği de önemlidir. CMK'nın 139. maddesinde 'gizli soruşturmacı' olarak belirlenen statüde, bilginin kanıt değeri tartışılabilir. Bunun dışında emniyetin bir istihbarat elemanının verdiği bilgi bence tanık ifadesi bile sayılmaz.


Dinleme bile tek başına olmaz


Avukat Bülent Acar: Emniyet'in istihbarat elemanının verdiği bilgi tek başına suça kanıt olamaz. Bunlar delillerle desteklenmezse ancak tanık ifadesi olarak değerlendirilebilir. Aynı şey aslında telefon dinlemeleri için de geçerlidir. Türkiye'nin gündeminde bulunan bazı davalarda da telefon görüşmesi kayıtlarının da diğer kanıtlarla birlikte değerlendirilmesi gerekir.




Akşam