Yargıtay, yaralanan çocuklarını başkasına ait yeşil kartla acil servise götürüp tedavi ettiren aileye "nitelikli dolandırıcılıktan" verilen cezayı bozdu. Başbakanlığın, sağlık kurumlarının "acil tıbbi müdahale ve tedaviler esnasında tedavi masraflarını sorgulamayacağına ve hastanın sağlık güvencesi olmadığı için gerekli acil müdahaleyi yapmaktan kaçınamayacağına" dair genelgesini dikkate alan Yargıtay 15. Ceza Dairesi, genelge nedeniyle olay sonucu herhangi bir zarar oluşmadığına, bu nedenle aileye ceza verilemeyeceğine hükmetti.



Davaya konu olay 2011 yılında yaşandı. Sosyal güvencesi olmayan yoksul aile, 4 yaşındaki kızları düşüp poşet içindeki tığ göğsüne batınca çocuğunu önce bir devlet hastanesine, oradan da başka bir hastanenin özel polikliniğine götürdü. Kendi yeşil kartı olmadığı için akrabasına ait yeşil kartla işlem yaptıran aile, yeşil kartın başka birine ait olduğunun anlaşılması üzerine dolandırıcılık suçlamasıyla sanık sıfatıyla hakim karşısına çıkarıldı. Davayı gören yerel mahkeme başkasına ait yeşil kartla çocuğunu tedavi ettiren sanığı nitelikli dolandırıcılıktan cezalandırdı. Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 15. Ceza Dairesi'nde görüldü.



-BAŞBAKANLIK GENELGESİNE VURGU YAPTI-

Dosyayı inceleyen Daire, dolandırıcılık suçunda bir tarafın "zarar görmesi gerektiğine" dikkat çekti. Daire, Sağlık Bakanlığı'nın Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği gereği yataklı tedavi kuruluşlarının acil sağlık hizmeti bedellerini, "hizmet sundukları kişinin ödeme imkanları çerçevesinde" tahsil edebileceğini, ayrıca Başbakanlık'ın 2008/13 sayılı acil sağlık hizmetleri ile ilgili genelgesini dikkate aldı. Genelge gereği, sağlık kuruluşlarının acil vakaları, "hastanın sağlık güvencesi olup olmadığına veya ödeme gücünün bulunup bulunmadığına bakmaksızın" gerçekleştirmekle yükümlü olduğunu, bu ve benzeri sebeplerle acil tıbbi müdahale yapmaktan kaçınamayacağını hatırlattı. Genelge gereği sağlık kuruluşlarının acil tıbbi müdahale ve tedaviler yapılırken "hiçbir surette tedavi masraflarının nasıl karşılanacağını sorgulamayacağının" altını çizen Daire, kararında herhangi bir sağlık güvencesi bulunmayan vatandaşlardan acil sağlık hizmeti bedelinin talep edilemeyeceğini belirtti. Daire, ilgili mevzuat gereği, kamu hastanelerinin hizmet bedelini sağlık kuruluşunun bulunduğu yerlerdeki "sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarından", özel hastanelerin ise sağlık kuruluşunun bulunduğu yerdeki belediyelerden talep edilebileceğini kaydetti ve yerel mahkemenin verdiği mahkumiyet kararını bozdu.



-ZARAR OLUŞMADIYSA SUÇ OLUŞMAZ-

Dairenin kararında özetle şu ifadelere yer verildi:
"Sanığın hiçbir sosyal güvencesinin olmaması ve ödeme gücünün bulunmaması nedeniyle kendisinden acil sağlık hizmet bedellerinin alınamayacağı ve bu nedenle herhangi bir zararın söz konusu olmayacağı anlaşılmaktadır. Sanığa atılı suçun, unsurları bakımından oluşmadığı göz önüne alınarak beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi nedeniyle kararın bozulmasına"



Anka