YARGITAY 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO: 2012/14125
KARAR NO: 2013/1744

 
ÖZET:
“DAVA KONUSU SENEDİN KEŞİDECİ TARAFINDAN İMZALANIP BİR KISIM YERLERİ BOŞ BIRAKILARAK DAVALI ALACAKLIYA VERİLDİĞİ VE KEŞİDE TARİHİNDE ZORUNLU UNSURLARININ BULUNMADIĞI İDDİA EDİLMİŞ İSE DE BOŞ BIRAKILAN YERLERİN SONRADAN ANLAŞMAYA AYKIRI ŞEKİLDE DOLDURULDUĞU YOLUNDAKİ İDDİANIN DAVACI TARAFINDAN YAZILI DELİLLE KANITLANMASI GEREKMEKTEDİR. DAVACI BU YÖNDEKİ İDDİASININ YANINDA AYRICA ÖDEME İDDİASINDA DA BULUNMAKTADIR. SENET MİKTARI GÖZETİLDİĞİNDE ÖDEME İDDİASININ DA YİNE DAVACI TARAFINDAN YAZILI DELİLLE KANITLANMASI GEREKİR    “
 
 
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
 
Davacı vekili, taraflar arasındaki tarla satışı nedeniyle icra takibine konu bononun müvekkilince imzalandığını, ödemeler yapılmasına rağmen senedin iade edilmediği gibi tapunun da verilmediğini, senedin tanzim tarihi sonradan doldurulduğu için kambiyo vasfını yitirdiğini, tanzim tarihi olan 17.04.2007 tarihinde müvekkilinin Fransa’da bulunduğunu, senedin esaslı unsuru olan tanzim tarihinin sonradan doldurulmasının senedin kambiyo senedi vasfını ortadan kaldırdığını, senedin taraflar arasında yapılan sözleşme tarihi olan 19.02.2005 tarihinde imzalandığını ileri sürerek müvekkilinin borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
 
Davalı vekili, taşınmazdaki 1/2 payını davacıya sattığını, tapu işleminin yapılacağı sırada davacı yurtdışında olduğu için davacının talimatı ile babası Ş...’a tapuda devrin yapıldığını, davaya konu senedin aralarındaki tarla alışverişinin teminatı olarak davacı tarafından imzalanıp verildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, senet üzerindeki keşide tarihi, vade tarihi, davacı adresi ve malen ibaresinin davalı-alacaklı tarafından yazıldığı, keşide tarihinde davacının yurtdışında bulunduğu, her ne kadar senet altındaki imza davacıya ait olsa da senedin zorunlu unsurlarından olan tanzim tarihinin davacının haberi olmadan sonradan davalı tarafından yazıldığı, tanzim tarihi itibariyle senedin zorunlu unsurlarının bulunmadığı, davacının hisse satışı tarihi itibariyle yurtdışında bulunması nedeni ile senedin tanzim edemeyeceği, davalının senet dayanağına ilişkin başkaca iddiasının bulunmadığı gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
 
Somut olayda uygulama yeri bulunan 6762 sayılı TTK.nun 592.maddesi uyarınca, açığa senet düzenlemesi mümkündür. DAVA KONUSU SENEDİN KEŞİDECİ TARAFINDAN İMZALANIP BİR KISIM YERLERİ BOŞ BIRAKILARAK DAVALI ALACAKLIYA VERİLDİĞİ VE KEŞİDE TARİHİNDE ZORUNLU UNSURLARININ BULUNMADIĞI İDDİA EDİLMİŞ İSE DE BOŞ BIRAKILAN YERLERİN SONRADAN ANLAŞMAYA AYKIRI ŞEKİLDE DOLDURULDUĞU YOLUNDAKİ İDDİANIN DAVACI TARAFINDAN YAZILI DELİLLE KANITLANMASI GEREKMEKTEDİR. DAVACI BU YÖNDEKİ İDDİASININ YANINDA AYRICA ÖDEME İDDİASINDA DA BULUNMAKTADIR. SENET MİKTARI GÖZETİLDİĞİNDE ÖDEME İDDİASININ DA YİNE DAVACI TARAFINDAN YAZILI DELİLLE KANITLANMASI GEREKİR. Dava konusu senedin tedavüle konduğunda 6762 sayılı TTK.nun 688.maddesinde öngörülen tüm zorunlu unsurları taşıdığı da dosya içeriği ile sabittir.
 
Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin somut olaya uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.