Eğitim Bir Sen 1 No’lu Şube Başkanı Aydın Kalkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı 100 günlük eylem planının eğitimi ilgilendiren konularını değerlendirdi. Kalkan, 24 Haziran seçimleri öncesinde vaat edilen 3600 ek göstergeye dair taleplerinde ısrarlı olduklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı 100 günlük eylem planının eğitimle ilgili kısımlarını değerlendiren Kalkan, tekli eğitime geçilmesi, seyyar anaokulu, kalkınmada öncelikli illerde açılacak kütüphaneler ve ortaöğretime geçiş sisteminin sadeleştirilmesine yönelik planları olumlu bulduklarını, ancak 3600 ek göstergeye dair taleplerinden vazgeçmediklerini söyledi.

“3600 ek gösterge yeni mezunların atama sayısını artıracak”

3600 ek göstergenin verilmesinin, yeni mezunların atanma sayısında ciddi bir artış sağlayacağını belirten Kalkan, “Öğretmenler olarak bizim olmazsa olmazımız Cumhurbaşkanımızın seçim döneminde vermiş olduğu öğretmenlere ek gösterge 3600’dür. Biz öteden beri sendika olarak 3600 ile ilgili genel merkezimizin ve bizim görüşümüz tüm meslek gruplarına 600 arttırımlı ek göstergenin arttırılmasıydı. Yani 2 binden alan 2 bin 600, 3 binden alan 3 bin 600 şeklinde olsun ama tüm kamu çalışanlarına yansısın. Eğitim çalışanları için gerçekten bu 3600 çok önemli. 60 yaşına gelmiş meslekte 40 yılını doldurmuş arkadaşlarımız emekli olacaklar ve geride atanmayı bekleyen 400 bin okulu bitirmiş öğretmen adaylarımızdan da en azından 20 binler değil de 50 binler alınacak. Çünkü 3600 verildiği zaman artacak. Verilme talebini de ben burada yineliyorum” dedi.

“Öğretmen kadrolu olur”

Öte yandan, eylem planında sözü edilen; ücretli öğretmenlerin ek ders ücretlerinin yüzde 100 artırılmasını değerlendiren Kalkan, ek ders ücretlerinin artırılmasını olumlu bulduklarını ancak ücretli ve sözleşmeli öğretmen tanımlamalarını kabul etmediklerini dile getirdi. “Öğretmen kadrolu olur” diyen Kalkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ücretli öğretmenlerin ek dersleri ile yüzde yüz artırımının olacağı yönünde bir cümle kuruldu. Biz öteden beri ücretli öğretmenliği kabul etmiyoruz. Ücretli öğretmenlik de sözleşmeli öğretmen de olmaz diyoruz. Öğretmen kadrolu olur. Bir an önce atamaların kadrolu şekle dönüşmesi, sözleşmeli öğretmenlikten bir an önce vazgeçilmesini talep ediyoruz, ücretli öğretmenlikle ilgili de bir cümle kurmuyoruz. Kadrolu öğretmenlerinde ek derslerinde iyileştirmelerin yapılmasını istiyoruz. Şuan da 13 TL olan kadrolu öğretmenlerin ek derslerinin de en az 20 TL’ye çıkarılması talebimizi ben buradan yineliyorum.”

“Tekli eğitim için derslik sayısı artırılmalı”

Okullarda tekli eğitime geçilmesini ve buna zemin hazırlamak için derslik sayısının artırılmasını olumlu bulduklarını kaydeden Kalkan, seyyar anaokulu ve kütüphane sayısının artırılacak olmasını da ayrıca önemsediklerini ifade etti. Kalkan, “Çocuğun annesi çalışmıyorsa, evinde bakacaksa çocuğuna kendisi baksın. Çalışan annenin çocuğuna da okul desteği sağlansın. Kalkınmada öncelikli illerde seyyar anaokullarının yapılacağı ile ilgili cümleler kuruluyor, bu olumlu. Kalkınmada öncelikli illerde 255 tane kütüphanenin açılacağı çok önemlidir. Gençlerimizin okuma alışkanlığının elde edebilmeleri için bunu da önemsiyoruz” diye konuştu.

“Sınav kaygısı ortadan kaldırılmalı”

Temel eğitimden orta öğretime geçiş sisteminin sadeleştirilmesinin, sınav yükünü ve kaygısını ortadan kaldıracağını umduklarını vurgulayan Kalkan, sınav baskısı ile test çözmek için kullanılan ‘değerler eğitimi’ dersinin bundan sonraki süreçte amacına uygun biçimde verileceğini de söyledi. Kalkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Temel eğitimden ortaöğretime geçiş sistemi sadeleştirilecek deniliyor. Biz de destekliyoruz. Hatta Bakanımız okullar arasındaki farklılığın giderileceğini ifade etti. Bu farklılıkları giderme noktasında herhalde en son nokta artık orta öğretimde sınavın kalkmasıdır. Öğrenciler mahallesinde evine ve adresine en yakın okula yönlendirilecek, bu okullarda öğrenim görmesi aranacaktır. Bu da bize göre olumludur. Zaten TEOG’un böyle bir eksiği vardı, öğrenciler ve okullar etiketleniyordu. Başarılı öğrencilerin tamamı bir okulda toplandığı zaman sanki o okulun öğretmenleri ve öğrencileri başarılı, diğer okullardaki öğretmenler ve öğrenciler başarısız gibi bir algı oluşuyordu. Bu algı da ortadan kalmış olacak. En nihayetinde herhalde Bakanımızın hedeflediği şey sınavsız ortaöğretime geçiştir. Test ve tost arasına sıkışmış bir öğrenci yapısı vardı. Testlere ağırlık verildiği için değerler eğitimi dersinin olduğu saatler bunlara ayrılıyordu. Ama bu sistemle çocukta sınav kaygısı ortadan kalktığı zaman değerler eğitimi dersi ile öz değerlerimizin farkında olan çocuklar yetişecek.”

“Bakanımızdan icraat bekliyoruz”

Kalkan son olarak, “Bakanımız Ziya Selçuk’un Milli Eğitim Bakanı olmasından sonra gerçekten kamuoyuna olumlu bir hava yansımıştı. Çünkü ilk defa eğitim kökenli bir bakanımız oluyordu. 6 ay geçti ve artık Bakanımızdan biz icraat bekliyoruz” ifadelerini kullandı.