Bu çalışma görünen adalet, adil yargılanma hakkı ya da nitelikli yargı idealine içten destek vereceğine inanılan ön incelemenin tartışmayı tatlandıran yargılama ilkelerinin ışığında okunarak anlaşılmasından başka, amaçlarıyla uyumlu bir yaşam standardı yakalaması için lazım gelenleri yanına alarak okuyucusuyla buluşmayı hedefledi.

Ön inceleme, yargılama morfolojisine katılmakla, kendisinden sonra gelen usul ve süreçlere nüfuz ederek, onların yazgısını tek başına belirleme gücüne erişti.

Ön inceleme; öncülleri güvencelerin koruyucusu ya da alternatifine dönüşürken, ardıllarının gözünü diktiği bir mekanizma olarak çalışmayı benimsedi. Gerektiğinde, sağlıklı muhakeme ve muhkem bir hükmün ihtiyaçlarına özgülenen ön inceleme, yeri ve zamanı geldiğinde açığa çıkan yeteneğiyle, tahkikata geçişi önlemekle yetinmedi, davayı oracıkta ve esasa girmeden sonlandırarak usul ekonomisine ihtiyacı olanı sundu.

Sahip olduğu kolaylık ve olanaklarla muhakeme, tahkikat ve sözlü yargılamayla hükmün sınırlarını belirlemekte, belirsizlik ve aşkınlığın tahkikat ve hüküm üzerinde yaratacağı yan etkileri kaynağına hapsederek, hükmün kuşkularla yıpranmasına mani oldu. Belirsizliğin inadını kırarak, hükmün ondan etkilenen özne ve nesneleri ne derece, nasıl ve ne zamana değin etkileyeceğine ilişkin usul meselelerine elinden geldiğince çare olmayı denedi.

Dahası, uygulamanın çeşitli nedenlerle sırtını döndüğü sulh kurumunu revize ederek, yeniden ilgi alanına almayı denedi. Uyuşmazlıkların, almaşık yöntemlerle çözülme ihtiyacının kapıya dayanması, yasa yapıcıyı tahrik ederek, aralarında sulh kurumunun da olduğu çeşitli hukuki müesseselerle işbirliği yapmaya, onların getirilerinden nemalanarak yararcı değerlerini serimlemeye çalıştı.

Bu mesele üzerinde kafa yoran yasama, sınırların ötesinde revaçta olan ön incelemenin sulhu teşvik eden paradigmasını ithal ederek ya da mevcut düzenlemeleri işlevsiz kılanları kontrolüne alarak, ön inceleme üzerinden yaptığı okumalarla, yanları birlikte ve ortak eylemeye, barışın koşullarını aramaya ve hazırlamaya odaklandı. Böylelikle, sulhun hükme dönüşmesini ve yargılamanın barış engeli olmasını önledi.

Davanın görülebilme koşulları ile ilk itirazların bu süreçte sınanmasında ısrar eden düzenleme, tahkikat aşamasının işlerlik alanındaki kimi sorunların çözümünü ön incelemenin kapsamına alarak, tahkikatın rol ve işlevinde büzülmeye onay verdi. Zamanaşımı ve hak düşürücü süreler gibi, doğası gereği tahkikat aşamasında dermeyan edilmesi gereken maddi hukuk bağlamlı tezlerin değerlendirilme sürecini erkene alarak, salt bu nedenle tahkikata geçme ve burada oyalanma riskini önlenmiş oldu.

Bunlar yaşanırken, yanların müzakere ve tartışma ortamına iştirakinden yana olan yasa yapıcı, hukuki dinlenilme hakkının getiri ve desteğinden istifade ederek, tartışma masasında olmayı teşvik ederken, müzakere masasına gelmeyi özrü olmaksızın reddeden veya tartışmayı lüzumsuz bulanları, bekleyen akıbeti ilan etmiş ve gelmemeyle kaybedilecekler hakkında netleşmeyi seçmiştir.

Davayı değiştirme ve genişletme yasağını, ön inceleme kurumu üzerinden yeniden yorumlayarak, uyarılı çağrıya rağmen ön inceleme duruşmasına katılmayan yanı, avantaj yitimine maruz bırakırken, yargılamaya katılanın, dava konusu üzerinde tasarruf engelini kaldırarak yasağı kırılmaya uğratmıştır.

Yasa yapıcının, ön inceleme kurumuyla hedeflediği ereğe zamanında ve dilediğince erişilmemesi halinde, geriye kalan ve kendisini gelecekteki ihtilaf olarak tartışmaya açan nesneyle yola devam etmek için lazım gelen önlemleri aldığı anlaşılmaktadır. Bu bağlamda, umduğunu yeterince bulamayan yargıcın, tahkikata sağlıklı ve emin adımlarla geçişine imkân vererek, tahkikatın ihtiyacı olan uyuşmazlığın sınırlanması ve tartışmanın ihtiyacı olan delillere erişme ve onları yorumlama hakkını pekiştirdiğini saptadık.

Yargılamaya ivme kazandırma gayreti, talik süresi ile celse sayısını azaltarak, bu aralığın daralmasını sağlamış, böylece teksif ilkesi ile makul sürede yargılamanın sürece nüfuz etmesi kolaylaştırılmıştır. Böylelikle aralarında ön inceleme fazının da bulunduğu ardıl periyotların yargılama ve hüküm için ittifak etmeleri, gerektiğinde birinden diğerine geçişi kolaylaştırarak, zaman, kaynak ve çabadan tasarruf edilmesine kapıları aralamıştır.

Ön inceleme kurumu, sayılan ya da sayılamayan birçok nedeni arkasına alarak, usul doktrininin defalarca denediği, ama bir türlü başaramadığı bir ödevi, yeniden ve bir ilkle denemenin heyecanını yaşamaktadır. Kaynakların azlığı ve içtihatların yokluğu, bu çalışmanın duyduğu kanıtlama ve açıklama ihtiyacında herhangi bir değişiklik yaratmamakla birlikte, çalışma deneyimlerle zenginleşme isteğini bir müddet ertelemek zorunda kaldı. 

Malzeme noksanı, kaynak yetmezliği, bir yandan yasanın söylem, içerik ve tarzına, kodun tercih, beklentilerine ve dibacesindeki ilkelere sadık kalmayı kolaylaştırırken, ön incelemenin tahakkukuna özgülenen yöntem ve araçların tamamıyla keşfini zorlaştırdı, yorumun sınırlarını daralttı.

 
Her şeye rağmen, ön incelemenin, kaderini yaşarken, tutunacağı dalın azlığını, tek başına ilerlemenin güçlüğünü, ilgili kurumların vereceği destekle aşabileceğini, dolayısıyla işlemden kaldırma, vekâlet gibi müesseselerle buluşma anlarına tanıklık ettik.

Yasama, ön inceleme ve civar kurumların sağlıklı olarak işlemesini, ivme kazanmasını temine yönelik olarak, kavram ve terimlerin içini doldurmak, onları yapılandırma, biçimlendirme konusundaki cömertliğiyle, yargıca güvenmeyi yargılama işlevinin önemli bir ayağına dönüştürmüştür.

İçindekiler bölümünün çeşitliliği, ayrıntıları açığa çıkararak, kurumun etrafıyla birlikte ve bir bütün olarak görülmesini kolaylaştırırken, tanıma ve teşhis önündeki engelleri de ortadan kaldırdı. Kendisini yorumlarla ayakta tutmaya çalışan bu deneme, varlığını giderek hissettirmeye başlayan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile onu yorumlayan Strasbourg Mahkemesi?nin birikimlerinden ihtiyaçları ölçüsünde yararlanmaya çalıştı.

Bu çalışmanın tespitlerinden en önemlisi; kurumla temin edilen maksadın, yasanın gücüyle gerçekleşme ihtimalinin zayıflığını herkes gibi fark etmesidir. Mükemmel bir düzenlemenin, onun paradigmasını algılayamamış, onunla duygudaşlık kuramamış bir uygulama tarafından gerçeğe dönüştürülmesi, beklentileri realize etmesi mümkün görülmemektedir. Düşlerin, gerçekleşmesi, yargıçların imrendirecek deneyimlerle, ön incelemeyi şekillendirme ve kurumsallaştırma çabalarına bağlıdır.

Bu çalışma, benzer konulara gönderme yapmak yerine, her konuyu kendi dinamiği içinde kaleme alarak, zaman ve mekân farkının konuya vereceği desteği artırdı. Böylece, aynı konuları farklı açıdan görme, okuma ve metin içinde dilediğince gezinme fırsatı verdi. Böylece, yorumlarken olabildiğince irtifa kazanarak, ön incelemenin etrafıyla ve temasta olabileceği birçok konu ve kurumla birlikte görüntülenmiş, yeri geldiğinde yakın plan izlemelerle detaylar saptanmaya çalışılmıştır.
En önemlisi, medeni usul doktrininin bin bir zahmetle ve onca yılda vücuda getirdiği ilkeleri ihtiyaçlar ölçüsünde el üstünde tutarak, ön inceleme kurumunun etrafıyla ilişkilerini bu ilkeler üzerinden yorumlamaya çalıştı. Böylelikle konunun anlaşılmasının onu var eden ard alan ile ard alanı dizayn eden mantığın, yeterince tanınması ve anlaşılmasıyla mümkün olacağını belirlemeye çalıştı.

Öte yandan çalışma, yasanın sistematiğine sadık kalarak, okuyucunun, istediğini kolaylıkla bulabilmesine ya da konu içinde dilediğince gezinmesine özen gösterdi. Sistematik yapı muhafaza edilmek kaydıyla, araya alınan kimi konu, kurumlar irdelenerek, sistemin korumaya aldığı güvencelerin yürürlük şansı yakalamasını kendince destekledi.

Fırsat buldukça ve gücü yettiğince bu deneyimleri satır aralarına almayı görev sayan çalışma, ön incelemenin farklı renk ve desenlerle örülmesine olanak tanımakla birlikte, eski deneyimlerin yorumu esir almasına fırsat vermekten kaçındı. Böylelikle eskinin yeniyi idare etmesi, aklını biçimlendirmesi, egemenliğine alarak başkalaştırması, değiştirmesi ve sıradanlaştırma riskini çevrelemeye çalıştı. Dahası bir tuşla erişilebilen içtihatlarla yorumun şişirilmesi geleneğinden yakasını kurtarmaya çalıştı.

İyi bir yargılamanın, yöneten, yürüten, düzenleyen, disipline eden, etkin ve verimliliği artıran bir izlenceyle mümkün olacağına inanan bu çalışma, tüm bunların olabilmesi için, iyi bir tensibin izlerini sürdü. Amatör bir ruhla, onu var eden akıl, bileşen ve unsurları belirleyerek, betimlemeye, ara kararıyla ilişkisini ve bağlarını kurarak, ön inceleme için önemli bir kaynağa dönüştürmeye çalıştı. Onun, yazılı ve basit yargılama için taşıması gereken karakteristik özelliklerini belirleyerek, yargılamanın ihtiyacını şablonlardan soyut olarak saptamayı amaçladı.

Bu çaba, ön inceleme kurumunu herkesin anlaması için elinden geleni esirgemedi. Pragmatik reflekslerini öne çıkararak, kapsamını hukuk eğitimi alanlar, hukuku uğraş edinenler ve duruşma salonunu mekân addedenlerle paylaşarak herkesin olmayı denedi.

Ayaklarını yerden kesmeyen bu çalışma, tekâmülün aynı zamanda bozulmaya, kibre ve şımarıklığa göz kırpacağını, disiplini riske edeceğinin ayırtında olarak, mükemmel olmayı aklına getirmedi. Tercihini daha çok gelen eleştirilerin katacaklarından veya aklıselim deneyimlerin yapacağı katkılarından yana kullanarak yaşamayı yeğledi.

Çalışmanın anlaşılabilmesi, ilkelerle bağının kurulmasına bağlıdır. İkisi arasındaki bağın kopması veya zayıflaması, çalışmanın ifade imkânını kısıtlayacak veya kendisi ile duygudaşlık kurulmasını önleyecektir.

Yasama, ?gerekli görürse?, ?zorunlu olan hallerde?, ?gerektirdiği takdirde?, ? mümkün olan hallerde?, ?işin niteliği gereği? gibi kavramları biçimlendirmesini deneyimlere bırakması, kurumun zamanaşımına uğramasını önleyen önemli bir gelişmedir. Yasamaya yaklaşmak ön incelemeye hayat veren bu kavramları, aslına uygun yorumlamaya bağlıdır. 

Zamanla yarışında, ihtiyattan ödün vermeyen bu yorumun, merakı yaşam tarzı olarak telakki eden, eleştirmeyi ilerlemenin şartı addeden, gerçek ve doğruya iman eden herkese yararlı olmasını diliyorum.

Hilmi Şeker / Yargıç / İstanbul