Faruk Aksoy'un yönetmenliğini yaptığı 'Fetih 1453' daha çok savaş sahneleri ve görsel efektlerinin başarısıyla öne çıkıyor. Devrim Evin (Fatih Sultan Mehmet), İbrahim Çelikkol (Ulubatlı Hasan), Dilek Serbest ile Recep Aktuğ'un oynadığı film, Hollywood standartlarına ulaşan görselliği ile akıllarda kalıyor. Ancak 'Fetih 1453' bir asırlık Türk sineması için bir ilk değil. Daha önce 'İstanbul'un Fethi' adlı film, 1951'de çekilmişti.

DİNÎ REFERANSLARA VURGU

Çılgın Dersane filmlerinin yönetmeni ve Recep İvedik filmlerinin yapımcısı Faruk Aksoy imzalı 'Fetih 1453', öncelikle Fatih Sultan Mehmet'i ve Fetih'i anlatırken dinî referansları ön plana çıkarmasıyla dikkat çekiyor. Meşhur 'Konstantiniyye'nin fethi' hadis-i şerifiyle açılan film, Fatih'in doğumu ve fethin gerçekleşmesini de buna dayandırıyor. Her filmde yaptığımız gibi özet geçmek burada gerekli değil. Zira hepimiz biliyoruz ki, İstanbul fethediliyor! Herhalde kimse "Filmin sonunu niye söyledin?" demeyecektir. Zaten filmin olay örgüsünden ziyade, 'nasıl' çekildiği, hikâye anlatımında nelere dikkat edildiği, fetih gibi bir olayı anlatırken senaryonun hangi çatışma unsurlarından beslendiği merak ediliyordu. Ve tabii ki, görsel efektler ile teknoloji kullanımında filmin hangi kalitede olduğu...

'Fetih 1453', görsel ve teknolojik açıdan Hollywood standartlarını yakalayan bir yapım. Bu konuda filme iyi para yatırıldığını ve perdede bunun karşılığının alındığını görüyoruz. Meşhur 'şahi' topunun da yer aldığı savaş sahneleri görsel yönden çok başarılı. Bilgisayar efektleri birkaç yerde kendini belli etse de, genel olarak standartların üstünde. Filmin en önemli yanı, hikâyesini anlatırken dinî referanslara yaptığı vurgu. 'Fetih 1453', Fatih'in şahsına ve muhafazakâr kodlara hassasiyetli bir yaklaşım sergiliyor. Filmin 'aşk' yükünü Ulubatlı Hasan karakterine havale eden senaryo; Fatih Sultan Mehmet'i, "Ya ben İstanbul'u alırım ya İstanbul beni." sözünden hareketle 'gözü fetihten başka bir şey görmeyen' padişah olarak resmediyor. Aslında iyi gibi gözüken bu durum, Fatih'i olduğundan farklı, hatta biraz 'takıntılı' bir şekilde perdeye yansıtıyor. Öte yandan karakter yönüyle elle tutulur bir tek Fatih var. Vezirler, Gülbahar Hatun, İmparator Konstantin ve onun danışmanları dâhil diğerleri karakter değil, 'tip' olarak kalıyor. Filme son 10 dakika giren Akşemseddin tiplemesi ise bir karikatürden öte geçemiyor.

Ulubatlı Hasan ayrı bir bahsi hak ediyor. Fatih'e kılıç kullanmayı öğreten yakın arkadaşı olarak gördüğümüz Ulubatlı Hasan, filmin ilerleyen bölümlerinde birden 'Fatih'in Fedaisi Kara Murat' moduna dönüyor. 'Kahpe Bizans'ın güzel kızı' da top ustası Urban'ın kızı Era oluyor. Bizans demişken, İmparator ve danışmanları da senaryonun diyalog zaafından nasibini alıyor. Maalesef, tarihi filmlerde karakter oluşturma ve diyalog yazma konusunda hâlâ 'Kara Murat'ın çok da ilerisine gidemediğimiz tescil edilmiş oluyor 'Fetih 1453' ile. Filmin diyalogları ve kelime hazinesi tamamıyla günümüzün 'dizi dilinden' besleniyor.

Sözün özü; 'Fetih 1453' bütçe, görsellik ve teknoloji kullanımı açısından tarihî film türünde sinemamız için standartların çok üstünde bir yapım. Senaryo, karakter ve diyaloglar açısından ise hayli sıkıntılı. Öte yandan, Fatih Sultan Mehmet'e saygılı yaklaşımı, dinî referanslara yaptığı özel vurgu ve finalindeki evrensel mesajıyla takdiri hak ediyor. Nihayetinde sadece ismi ve 'tahminî' bütçesiyle bile kendi seyircisine ulaşacak bir yapım.

Fetih, üç yılda çekildi 14.53'te gösterildi

17 milyon dolarlık 'tahminî' bütçesiyle 'Fetih 1453' Türk sinemasının en pahalı yapımı oldu. Faruk Aksoy'un yönettiği film, 134 sinemada 850 salonda dün aynı anda saat 14.53'te gösterime girdi.

Film ekibinin de katıldığı 'basın gösterimi' bile Nişantaşı City Life sinemalarında filmin ilk seansında yapıldı. Ancak yaşanan izdiham ve basının yoğun ilgisi sebebiyle 'Fetih' gecikti. Film başladığında saatler 14.58'i gösteriyordu.

Recep İvedik filmlerinde Faruk Aksoy ile çalışan Şahan Gökbakar da film ekibiyle birlikte filmi izledi. Gökbakar, çıkışta filmi beğendiğini söyledi.

2009 Nisan ayında hazırlıklarına başlanan film, üç etap halinde yaklaşık üç yılda çekildi. Ataköy'de TOKİ'ye ait tarihî baruthane, Edirne 2. Bayezid Külliyesi ile Alibeyköy'deki baraj havzasının yanındaki 100 bin metrekare arazi kullanıldı.

Savaş alanı için 15 top bataryası, beş adet 20 m boyunda gerçek ve işlevsel savaş kulesi, beş adet 15 metre boyunda büyük mancınık, 10 binin üzerinde çeşitli savaş malzemesi ve aksesuarı imal edildi. Filmde toplam 15 bin yardımcı oyuncu rol aldı.

Aksiyon sahnelerinde Çek Cumhuriyeti ve Slovakya'dan getirtilen uzman dövüş kareografları ve dövüşçü ekipleri görev aldı.

Çekim sırasında birtakım kazalar da yaşandı. Filmin yönetmeni Faruk Aksoy'un kolu kırıldı. İbrahim Çelikkol'un kılıç eğitimi sırasında topuğu çatladı. Cengiz Coşkun'un çekim esnasında kafası kırıldı. Ayrıca Recep Aktuğ attan düştü ve iki kaburga kemiğinde çatlak oluştu.

'Genel anlamda başarılı ve etkileyici'

"Fetih 1453'ü genel olarak olumlu ve etkileyici buldum. Fetih hadisiyle başlaması ve onu Fatih'in doğumuyla ilişkilendirmiş olması, filme tarihî bir derinlik kazandırıyor ve şimdiye kadar yapılan fetih filmlerinin üstüne çıkartıyor. En dramatik sahnelerinden birisi, lağımcıların tüneldeki çaresizliklerini barut fıçılarını patlatarak kahramanlığa dönüştürmeleriydi.

Filmin bir tarihçi açısından eleştirilmesi gereken yönleri de var. Mesela surlara sancağı dikmesi dışında tamamen meçhulümüz olan Ulubatlı Hasan karakterine başrol oynatılması, Akşemseddin'in sanki misafir oyuncu gibi geç bir saatte sahneye çıkması, Fatih ile Konstantin'in surların dışında karşı karşıya getirilmesi, bir vezirin sadrazama 'Dilerim padişah kellenizi vurdurur' demesi ve sadrazamın buna ses çıkaramayışı (ki bu skandal derecesinde bir hatadır) ilk akla gelenlerden. Tabii Fatih'in surların önünde ordusuna namaz kıldırması diye bir şeyin de gerçekle ilgisi yok. Tabii her tarihî filmde eleştirilecek noktalar bulunabilir. Ancak ben Fetih 1453'ün bütün bu defoların ötesinde fetih olayını başarılı bir prodüksiyonla buluşturan ilk film olduğunu söyleyebilirim. Bundan sonra fethin mesajının filmleştirilmesi gelebilir ama oraya varmak için alacağımız daha çok mesafe var."




ZAMAN