Kırıkkale’de eski eşya tutkunu Muhlis Yıldız, 38 yıldır biriktirdiği 2 bine yakın tarihi eşyayla evinin 15 metrekare büyüklüğündeki odasını müzeye dönüştürdü.

Kırıkkale’nin Karakeçili ilçesinde yaşayan 3 çocuk babası 63 yaşındaki emekli Muhlis Yıldız, 1980’li yıllarda Ankara’da çalıştığı sırada eline geçen bir kağıt paranın ardından eski eşyalara ilgi duymaya başladı. 38 yıldır eline geçen eski ve tarihi eşyalara gözü gibi bakan Yıldız, evinin oturma odasında eline geçirdiği ve satın aldığı yaklaşık 2 bine yakın eski ve tarihi eşyaları evinde sergiliyor. Yıldız, ilçeye bir kültür evi açarak antika eşyalarını gelecek nesillere aktarmayı hedefliyor. Müze haline dönüştürdükleri odada, antika paralar, eski resimler, ilk televizyonlar, çevirmeli telefonlar, fotoğraf makineleri, lambalı radyolar, fenerler, ağırlık ölçüleri, köy hayatında kullanılan bir sürü eşya, el örgüleri ve eski bakır yemek takımlarının yanı sıra daha birçok tarihi eşya bulunuyor. Yıldız’a eşi Sultan Yıldız da büyük destek veriyor.

Eski eşya tutkunu Muhlis Yıldız, "Bu hobi, merak, yılların birikimi. Kültür ürünleriyle beraber yaşadık. Güzel bir uğraş, seviyorum. İçimden bir şeyleri biriktirmek geldi. Yer darlığından biraz böyle oldu ama ileride kültür evi veya kültür müzesi gibi bir şey açmayı düşünüyorum. Ankara’daydım. Eski para geçti elime. Evimizde de eski eşyalarımız vardı. Kültürü yansıtan eşyalarımız vardı. Onları topladık. Eş, dost ahbaplar da verdi ve bu şekle getirebildik. Odamızda bakır eşyalar, bütün yemek takımları, abdest ibrikleri, kömürlü ütüler, lüks lambalar, fenerler. Yani köy hayatında kullanılabilecek bütün malzemeler burada şu anda. Elimde görmüş olduğunuz bal kehribar Osmanlı dönemi tespih. 1905 ile 1910 arasında yapılmış bir şey. Babamdan kalma. Güzel ve tarihi değeri olan bir şey. Misafirler eve geldiklerinde buraya giriyorlar. Bayağı ilgi gösteriyorlar. Çıkınca da biz böyle bir yer görmedik diyorlar. Çok hoşumuza gitti gerçekten bir daha gelmeyi arzu ediyoruz diyorlar" dedi.

Eşini desteklediğini ifade eden Sultan Yıldız ise "Çok da seviyorum parçaları, eskileri. Misafirlerimiz geldiği zaman ister istemez burayı görmeden ikramda bulunamıyoruz. İlk önce buraya giriyorlar, bakıyorlar. Burayı seviyorlar, izliyorlar. Buraya girince iştahları açılıyor. Daha çok çay içiyorlar. İkiz olan torunlarıma da bunları aşılıyoruz. Eskilerimizi, adetlerimizi, törelerimizi ister istemez. Çocuklarımıza gösteriyoruz bunları eskiden kullandık, bunlarda yemek yedik diye" diye konuştu.