7102 sayılı Kanunun 16.03.2018 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra, 20 Nisan 2018 tarihinde “Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na verildi ve Başkanlık aynı tarihte dosyayı Anayasa Komisyonu’na havale etti. Teklifin 24.04.2018 tarihli ve 553 sıra sayılı Anayasa Komisyonu Raporu ile değiştirilip kabul edilen metni; TBMM tarafından aynı tarihte, 26. dönem ve 3. yasama yılına ait 91. birleşimde kanunlaştırılmış olup, Kanunun Resmi Gazete’de ilan edilerek yürürlüğe girmesi beklenmektedir.

On maddeden ibaret Teklifin 10. maddesi Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu’nun yürüteceğine dair olup, aşağıda sıralı olarak ilk 9 madde hakkında kısa açıklamalar yapılacaktır. Esasında 16 Nisan 2017 tarihli Anayasa değişikliğine bağlı uyum kanunlarının, Anayasaya eklenen geçici 21. maddenin (b) fıkrası gereğince 16 Ekim 2017 tarihine kadar yasalaştırılması ve bu yasalar yürürlüğe koyularak, herkes tarafından bilinerek ilk defa birlikte yapılacak milletvekili genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimine gidilmesi gerekirdi.

Teklifin 1. maddesinde, siyasi partilerin yurtdışında her oy verme günü ayrı sandık kurulu üyesi bildirebilecekleri ifade edilmiş ve yurtdışında oy kullanma süresinin uzunluğu sebebiyle seçime katılacak siyasi partilerin her oy verme günü için ayrı sandık kurulu üyesi bildirebilmelerinin mümkün kılınması amaçlanmıştır.

Ancak 298 sayılı Kanunla ilgili olarak; 24 Haziran 2018 tarihinde birlikte yapılacak milletvekili genel seçimi ile Cumhurbaşkanı seçiminde seçmenin tatil veya başka nedenle adres değişikliğini dikkate alan ve gittiği bir başka adreste oy kullanmasına imkan tanıyan bir düzenlemeye yer verilmediği, bu şekilde seçimin yapılacağı belirli gün olan 3 Kasım 2019 tarihinin çok erkene alınması nedeniyle 24 Haziran 2018 tarihinde oy kullanacak seçmen yönünden ortaya çıkabilecek sorunları gidermeye yönelik bir Teklif hükmünün bulunmadığı görülmektedir. Teklifte seçmenin seçme hakkının korunması ve pek erken seçimin öngörülemezliğine uygun şekilde o tarihte adres değiştirmek zorunda kalan seçmenin seçme hakkının korunması isabetli olacaktır.

Teklifin 2. maddesinde; Anayasa değişikliğine uygun olarak, bir kişinin Cumhurbaşkanlığına ve milletvekilliğine aynı anda aday olamayacağı ve aday gösterilemeyeceği ifade edilmiş, fakat Cumhurbaşkanı seçilen kişinin siyasi partisi ile ilişkisini genel başkan veya yönetici olarak devam ettirmesini engelleyen herhangi bir hükme yer verilmeyerek, yasama ile yürütme arasında kurulması gereken sert kuvvetler ayrılığının dikkate alınmadığı anlaşılmıştır.

Teklifin 3. maddesinde; Cumhurbaşkanı ve TBMM seçimlerinin beş yılda bir ve aynı günde yapılacağı, aynı kişinin en fazla iki kez Cumhurbaşkanı seçilebileceği, bununla birlikte aynı Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanının bir defa daha aday olabileceği ifade edilerek, 16 Nisan 2017 Anayasa değişikliği referandumuna uygun yasal önerilere yer verildiği görülmektedir. Maddede ayrıca; birlikte yapılacak seçimlerde oy verme günü ve Cumhurbaşkanı ile milletvekillerinin görev süresi ve seçim tarihinin oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak 60 günlük sürenin ilk gününde başlayacağı ifade edilmiştir ki, bu yöntem 24 Haziran 2018 tarihinde ilk defa birlikte yapılacak seçimlerde uygulanamayacaktır.

Yine teklifin 3. maddesinde seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde; bu kararın 48 saat içinde Resmi Gazete’de yayımlanarak ilan edileceği ve bu kararın verildiği günden sonra gelen 60. günü takip eden ilk Pazar günü birlikte seçimin yapılacağı ifade edilmiş, maddenin devamında Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması ve Meclis genel seçimine bir yıl ve daha az süre kalması halinde seçimin nasıl yapılacağı, yine devamında Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması ve genel seçime bir yıldan fazla süre kalması halinde seçimin nasıl yapılacağı ve bu ikinci kısımda seçilenin TBMM seçim tarihine kadar görev süresini tamamlayacağı, fakat kalan süreyi tamamlayan Cumhurbaşkanı bakımından bu sürenin iki dönem kuralından sayılamayacağı, tüm bu aşamalarla ilgili seçim takvimini Yüksek Seçim Kurulu’nun re’sen belirleyip ilan edeceği ifade edilmiştir.

Teklifin 4. maddesinde; genel oyla yapılacak seçimde ilk turda geçerli oyların %50+1’ini alan bir adayın çıkmaması halinde, ikinci oylamaya ilk turda en fazla oyu alan iki adayla gidileceği, ilk oylamada en fazla oyu alan iki adaydan birisinin herhangi bir nedenle seçime katılamaması halinde, boşalan adaylığın birinci oylama sırasına göre ikame edileceği, herhangi bir sebeple birinci ve ikinci turlara bir adayla gidilmesi halinde oylamanın referandum şeklinde gerçekleşeceği, yani geçerli oyların salt çoğunluğunu alan adayın Cumhurbaşkanı seçileceği ifade edilmiştir.

Teklifin 5. maddesinde, Cumhurbaşkanlığına kimlerin aday gösterebileceği öngörülmüş ve bu hükümde Anayasa m.101/3 dikkate alınmıştır. Aday gösterilmenin kişinin yazılı muvafakatine bağlı olduğu ve aday gösterilme süresinin son bulmasından sonra yeni aday gösterilemeyeceği ifade edilmiştir ki, aday gösterme süresi YSK tarafından belirlenecektir.

Teklifin 6. maddesinde siyasi partilerce aday gösterilmenin şekil ve şartları ve 7. maddede seçmenler tarafından aday gösterilmenin şekil ve şartları ifade edilmiştir ki; burada Cumhurbaşkanlığına aday gösterilecekler arasında bir eşitsizliğin olduğu, bundan başka birlikte yapılacak erken seçimin 24 Haziran 2018 tarihinde gerçekleştirileceği düşünüldüğünde de en az 100.000 seçmenin aday göstermesi konusunda ciddi imkansızlıklarla karşılaşılacağı, gerek bu yolla aday göstermenin zorluğu ve gerekse kalacak zamanın adayın kendisini tanıtması ve propaganda yapması açısından mümkün olamayacağı dikkate alındığında, bu yönde Cumhurbaşkanı seçme ve seçilme hakkının ihlal edildiği hususu dikkate alınmalıdır.

“Normlar hiyerarşisi” ilkesini güvenceye alan “Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü” başlıklı Anayasa madde 11/2’ye göre; “Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz”. Anayasa madde 101/3’de; Teklifin 5, 6 ve 7. maddelerinde yer alan Cumhurbaşkanlığı için aday gösterme hakkına sahip olanlar bakımından ortak düzenleme yapıldığı, her üç aday gösterme hakkına sahip olanlar bakımından farklı veya ek bir şartın veya yükümlülüğün öngörülmediği, buna göre her üç başvuran bakımından eşit şartların arandığı, Anayasa madde 101’in herhangi bir fıkrasında, kanun koyucu tarafından her üç grubu birbirinden ayıracak ek külfetlerin getirilebileceğine dair bir hükme yer verilmediği, yalnızca 101. maddenin son fıkrasında (8. fıkrasında), “Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin diğer usul ve esaslar kanunla düzenlenir.” cümlesinin bulunduğu, bu hükümden Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin usul ve esasların kanunla düzenlenebileceğinin anlaşılabileceği, ancak bunun dışında Cumhurbaşkanlığı adaylığını gösterme hakkına sahip olan gruplar bakımından ek külfetler veya birbirinden ayrı, yani “eşitlik” ilkesini ihlal eden yükümlülüklerin kanunla getirilebileceğine dair bir ibarenin veya açıklığın Anayasa hükmünde yer almadığı, bu durumda yalnızca Cumhurbaşkanlığına en az yüz bin seçmenin yazılı teklifi ile aday göstermede aranan ve 139.160 Türk Lirası’na tekabül ettiği tespit edilen Cumhurbaşkanı adayının Maliye veznesine emaneten yatırması zorunlu kılınan para şartının Anayasa m.101’e aykırı olacağı, esasında bu tür bir şartın Cumhurbaşkanlığı için aday gösterme hakkına sahip olan diğer gruplar bakımından da aranamayacağı, Anayasa m.101’in bu tür ek külfetler ve yükümlülükler getirilmesini mümkün kılmadığı, bundan öte Cumhurbaşkanlığı için aday gösterme hakkına sahip olan diğer iki gruba değil de, “seçmenler tarafından aday gösterilme” ile sınırlı öngörülen Maliye veznesine para yatırma yükümlülüğünün, hem “normlar hiyerarşisi” ve hem de “eşitlik” ilkeleri ile seçme ve seçilme hakkına, dolayısıyla da Anayasaya aykırı olacağı görülmektedir. Bu nedenle, Kanun Teklifinin 7. maddesi ile 6271 sayılı Kanuna eklenmesi önerilen 8/A maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi ile buna bağlı olarak 7. fıkrasının teklif metninden çıkarılmalıdır.

Kanun Teklifinin 7. maddesi ile 6271 sayılı Kanuna eklenmesi önerilen “Seçmenler tarafından aday gösterilme” başlıklı 8/A maddesinin 5. fıkrasında; “Seçmenler, adaylık teklifi için kayıtlı oldukları ilçe seçim kuruluna bizzat başvururlar.” cümlesinin yer aldığı, böylelikle en az yüz bin seçmenin Cumhurbaşkanı adayı göstermesi hususunda, aday olmak isteyen kişinin Yüksek Seçim Kurulu’na ve aday gösterecek seçmenin de kayıtlı olduğu ilçe seçim kuruluna bizzat başvurması şartının getirilmesinin düşünüldüğü görülmektedir. Teklif; en az yüz bin seçmenin aday gösterebilmesinde, ilçe seçim kurullarına başvurarak, adaylık için önceden Yüksek Seçim Kurulu’na müracaat etmiş kişiyi Cumhurbaşkanı adayı gösterme usulünü tercih etmiştir. Oysa aday, il seçim kurulu vasıtasıyla başvuru yapılabilmeli, hatta bu başvuru zorunlu olmaksızın aday için toplanan imzaların il seçim kuruluna veya doğrudan Yüksek Seçim Kurulu’na teslimini mümkün kılan bir sistem kurulmalı, aday gösterecek seçmene daha kolay ulaşılabilecek veya seçmenin kolaylıkla en fazla bir aday gösterebileceği ıslak imza veya e-imza usulü benimsenmelidir. Aksi halde; 24 Haziran 2018 tarihine çok kısa bir süre kaldığı dikkate alındığında, aday gösterme ve sonrasında yapılacak seçim tanıtımı ile propaganda çalışmaları mümkün olamayacak, en önemlisi de seçmenin aday göstermesi zorlaşacaktır. Bu nedenle; güvenli başka bir yol bulunarak, adayın seçmene veya seçmenin aday göstermek istediği kişiye kolay ve hızlı ulaşmasını sağlayabilecek bir sistemin oluşturulması, seçme ve seçilme hakkı ile fırsat eşitliğinin korunması bakımından isabetli olacaktır.

Teklifin 8. maddesinde; 550 milletvekili sayısının 600 olacağı, gerek Cumhurbaşkanlığı ve gerekse milletvekilliği görev süresinin 5 yıl olarak kabul edildiği ve milletvekili seçilme yaşının 25’den 18’e indirildiği, Cumhurbaşkanı seçilme yaşı bakımından ise Anayasa m.101’de öngörülen 40 yaş sınırının esas alınması gerektiği anlaşılmaktadır.

Teklifin 9. maddesinde, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun bazı hükümlerinin ne zaman yürürlüğe gireceğini ve 6271 sayılı Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu’nun ne zaman yürürlüğe gireceğine dair yürürlük hükmüne yer verildiği görülmektedir.

(Bu köşe yazısı, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.