Düşünün ki..

Uluslararası bir şirket/kişi müvekkiliniz var ve haftaya kendisi ile yurtdışına giderek görüşme yapmanız gerekiyor..

Ya da Türkiye’de ikamet eden bir müvekkilinizin  yapacağı/yaptığı uluslararası ticaret ve/veya yatırım vs. için gidip  yabancı ülkelerde o ülkeler, ilgili şirketler, yasal mevzuatları, hukuki riskleri vs. konularında araştırmalar yapmak, raporlar hazırlamak ve orada bulunan hukuk büroları ile temaslarda bulunmanız gerekiyor..

Ya da düşününki ülkenizi de politik anlamda ciddi bir şekilde ilgilendiren uluslararası bir davada Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı’ndan randevu almışsınız ve  onunla görüşmeniz gerekiyor..

Ya da, ya da, ya da..

Sabaha dek saysak herhalde bu listenin sonunu göremeyiz..

Dünya bu kadar küçülmüş, hukuki uyuşmazlıklar artık bu kadar küreselleşmiş, ülkemiz ciddi manada yabancı kişiler tarafından ilgi odağı olmuş, ülkemiz insanının yurt dışı ticaret ve yatırım faaliyetleri bu denli artmış ve bir ekonomik sektör olarak Hukuk Sektörünün gücü bedahetle bu denli görülür iken ve uluslararası ihtilaf ve problemlerin oranında ciddi bir artış yaşanırken Avukatın yukarıda tek tek sadece birkaç örneğine yer verdiğimiz durumlarda vize engeline takılması, aylarca vize almak için yabancı devlet makamlarının insafına bırakılması hakikaten iş değil..

Avukata yeşil pasaport vermenin artık zorunlu olduğunu görmemiz için üç beş haber sitesi yahut forumlarda gezinmemiz yeter ev artar bile.

Örneğin daha geçtiğimiz aylarda yaşanan ve şahsen de şahit olduğum bir olayın haber başlığına bakalım:

‘’Mavi Marmara katliamı ile ilgili olarak İsrail aleyhine Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) açılan soruşturmada Savcılık Bürosu’nun mağdur Avukatlarına verdiği randevuya Hollanda vize engeli koydu ve Avukatların UCM’deki randevularına gidememelerine sebep oldu.’’[1]

Üzücü değil mi..(?)

Ülkemiz açısından ciddi öneme sahip bir dava da bir başka devlet Avukata istediği zaman vize vermeyebiliyor. Ya da vize almak için kuyrukta bekleterek avukatın o işten verim almasını,  ülkesine iş getirmesini, ülkesine yatırım getirmesini, uluslararası etkinliklere katılarak hukuki anlamda kendisini geliştirmesine kolay bir şekilde engel olabiliyor.

Saymakla bitiremeyeceğimiz yukarıda birkaç örneği verilen sebeplerden dolayı bir an evvel 5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun 14 üncü maddesine ekleme yapılmak sureti ile yargının üç sacayağından ikisi olan hakim ve savcılara tanınan yeşil pasaport hakkının avukatlara da tanınması gerekiyor. Zira şu açık ki zuhur eden binlerce vakıa avukatlara da en az hakim ve savcılar kadar bu hakkın verilmesinin ne denli gerekli olduğunu açıkça ispat ediyor.

Onlarca meslektaşımızın ‘’Milletvekili’’ olarak görev yaptığı bir Mecliste bu değişikliğin halen yapılamamış, belki de dile getirilmemiş olmasına ise üzülüyorum sadece.

Umarız ilgililer bu talep ve ihtiyacımızı görür, dikkate alır ve gereğini yerine getirirler.

Saygılarımla,

Av. Mehmet Fatih YAŞAR


(Bu köşe yazısı, sayın Mehmet Fatih YAŞAR tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

[1] http://www.haberturk.com/gundem/haber/947405-mavi-marmara-avutkatlarina-vize-engeli