Yol ilerlemez, yol bir ‘’durma’’ biçimidir. Neyse… Bu yolun başlangıcı ve en önemlisi staj yapacak bir yer bulmadır.

Staj yeri bulunurken çeşitli tercihler vardır:

1) Aile dostu bir avukatın yanında staj yapmak

2) Tanıdığı olmadığı veya kendi göbeğini kendi kesmek istediği için staj yapacak yer aramak.

İnsan evladı biriyle karşılaşana dek kısa zamanda edindiğim tecrübelerden bahsedeyim:

- Kimse sizin "kafanıza" bakmıyor. Kafadan kastım; kapasite, zeka vs vs

- Oturduğunuzda var olan düzen eleştirilip tepeden bakılarak gökten inme bir takım laflar edildikten sonra ‘’çok üzülüyorum avukatlık yapamayıp sınava hazırlanmak zorunda kalanlara’’ diyerek üzüntüsünü derinden iletenler de oluyor.

- Kafanıza bakılmıyor dedim ya ondan kastım da daha çok görselliğe önem veren bir takım arkadaşlarda olabiliyor. İltifatın suyunu çıkaranlar. (Bu arkadaşlar da genelde oturduğunda mangalda kül bırakmayan sosyal ve aktif olan arkadaşlar oluyor. Stajyer avukat değil de öyle muhabbetine yanına insan arayan fazlaca hayattan bunalmış kafası başka işleyen insanlar...)

Şimdi ben hayal ettiğim staj döneminden bahsetmeyeceğim veya stajyer avukatların sigortalılık durumundan :) Olması gereken ‘’çok basit’’ şeylere değineceğim. Var olan düzeni pekala eleştirirken bunu değiştirmek için ne kadar çabalıyorsunuz?

Evet bir çok insan avukatlık yapamadığı için sınava hazırlanmak zorunda kalıyor olabilir, bunun sağlıklı olmadığını eleştirirken sebebini düşündünüz mü ? En mühimi şu: hani siz de bu dönemlerden geçmiştiniz ?

İnsan hayatında ve özellikle hayata atılma döneminde RAKAMLA 1 (okunuşu: bir) YIL çok önemli bir süredir! Hadi bunları geçiyorum… Orası bir hukuk bürosu mu ajans mı ? Fütursuzluğun tanımı… 

Bunlar çok kısa sürede (cebimde param olduğu halde) benim yaşadıklarımdı… Üniversiteden mezun olup cebinde beş kuruş (rakamla yazılacak kıymeti yok) parası olmayan arkadaşlar ne yapsın? Gerçi haksızlık etmemek gerekir on kuruş verip ‘’köle’’ gibi çalıştıranlar var



Giriş-Gelişmeden sonra Sonuca gelecek olursak: Feleğin çemberinden geçmiş tavırlarınız için, ego tatminleriniz için bu fakülte bitmiyor… Var olan sistemi sosyal medya hesaplarınızda sağda solda eleştirerek bu sistemin bizzat içinde bulunup daha çok girdaba sokmakla olmaz. ‘’Ülke de adalet yok, hukuk yok kardeşim’’ diye samimiyetsiz serzenişlerde bulunmakla da olmaz. Adaleti önce küçük 45 m2’lik ofislerinizde sağlayın. Şimdi bazılarınız içinden ‘’benim ofisim daha büyük yahu 45 m2’ de nereden çıktı’’ diyebilirsiniz :) :) Ülkenin yüz ölçümüyle mukayese edersek nokta bile olmuyor. Hani hep ülkedeki adaletten bahsediyoruz ya… O yüzden ilk önce adaleti sağlamaya ‘’kendi noktamızdan’’ başlayalım (!)

Size Molierac’ın ‘’Görevimizi yaparken kimseye, ne müvekkile, ne hakime, hele ne iktidara tabiyiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiçbir hiyerarşik üst te tanımıyoruz. En kıdemsizin en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar tarih boyu köle kullanmadılar ama hiçbir zaman efendileri de olmadı’’ sözünü hatırlatarak elbette sosyal mesaj vermeyeceğim. Zira Neşet Baba’nın ‘’İnsandan doğan insan olurlar, hayvandan doğanlar hayvan olurlar’’ … ‘’ Ben diyorum ki, insan ve insanoğlu var. Ayrımcılığın sonu kavgadır, kavganın karı var mı’’…’’ İnsanları birbirinden ayıran mezhepçilere karşıyım, mezheplere değil’’ sözleri varken…

Burcu Aslan / hukukihaber.net

NOT1: Yazarken genelleme yaparak yazdım bunun sebebi her cümlemin başında ‘’genelleme yapmak istemiyorum ama’’…’’sözüm meclisten dışarı’’ gibi cümle öbeklerine boğmamak içindi.
NOT2: Yukarıda da söylediğim gibi ben bir insan evladıyla karşılaştım. Darısı diğer arkadaşlara…
NOT3: Not 3’e kadar okuduğunuz için teşekkürler…Kolaylıklar…