İlk işimi sanırım üniversite hocalarımdan biri gönderdi, yüksek lisans yaptığım için irtibatımız devam ediyordu. Tek yüksek lisans yapan avukat ben değildim, sanırım güvenini kazanmıştım. Sanırım, sizi tanıyanlara, başta işiniz olmak üzere farklı alanlarda güven vermeniz lazım. Bunun ilk adımı da, verdiğiniz sözleri tutmak. 

İkinci, üçüncü, dördüncü vs. işlerimi, üniversite arkadaşlarım gönderdi. Onlar da hukukçuydu ama avukatlık yapmıyorlardı. Hukukçu oldukları için, onları tanıyıp da avukata ihtiyaç duyanlar, önce onlara başvuruyor onlar da güvendikleri veya sevdikleri arkadaşlarına gönderiyorlardı. Yine güven. Biraz da sevilmek.

Uzun süre böyle devam etti. Sonra, bana iş getiren kişiler, yeni işlerini veya tanıdıklarının işlerini getirdiler. Bana iş getiren kimseye komisyon vermedim. Sanırım memnun kaldıkları için yeni iş getirdiler, sağolsunlar. 

Mesela, ilk müvekkillerimden biri Eyyup Şenol Şahin isimli mimardır. 2003 yılında işe iade davası açmıştım kendisi için. 2010 yılında başka bir işçilik alacakları davasını da getirdi, sonraki uyuşmazlıklarını da. 2008 yılında iki üniversite hocasının bana yönlendirdi, sonra hocalardan biri memnun kalınca diğer işlerini benim aracılığımla takip etti. Şenol Bey, 2012 yılında eşinin işini getirdi, sonra 2017 yılında bir başka mimar arkadaşını da getirdi. 

İşini başarıyla sonuçlandırdığım halde hiç karşılaşmadığım, yeni iş göndermeyen müvekkillerim de oldu. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ama. İyi takip edilen bir iş, bir sonraki işe açılan kapıdır. Sizin hayatınızda da öyle değil midir? Daha önce hiç yaptırmadığınız bir şey yaptırırken, mesela boya, araç tamiri vs. ya da daha önce almadığınız bir şey alırken, mesela mobilya, bilgisayar vs. arkadaşlarınıza sormaz mısınız? Nereden alayım, neye dikkat edeyim, nerede uygun fiyatlıdır? Kim, daha sonra sattığı malın arkasında durur? Bu iş de öyle. Büronuzdan memnun ayrılan müvekkil, avukat arayan tanıdıklarına sizi önerecektir. 

Yine, arkadaşlarınızın size iş yönlendirmesi için mutlaka size güvenmeleri veya sizi sevmeleri lazım.

2004-2007 arası Ankara Barosu avukatlığı yaptım, yani baronun taraf olduğu davaları takip ettim. Sanırım o görevin verilme sebebi de 2003 1 Mayıs'ında adliyeden çıkıp büroma giderken üzerimi aratmamam, sonrasında baroyla yazışmalarımda ve bana verilen görevlerde verdiğim güven oldu. 2007 yılında azledildim, sanırım güvenlerini kaybettim :) 

2009 yılında yarı zamanlı çalışmamı sonlandırarak, bir başka meslektaşımla gider ortaklığı şeklinde çalışmaya başladım. Bu yeni gelişmeden haberdar olan bir başka üniversite hocam, o sırada dışarıdan avukat arayan bir şirkete beni önerdi. Aile dostlarının iyi bir avukatla, öğrencisinin ise para kazanabileceği insanlarla çalışmasını amaçladı sanırım, sağolsun, 8 yıl oldu, hala çalışıyoruz. Sonra, bu anlaştığım şirketin yetkilileri, avukat arayan bir akrabalarına ait şirkete önerdi, onlarla da 6 yıldır çalışıyoruz.

Bir meslek büyüğüm, şans, aile, siyasat, tarikat, komşuluk veya torpille iş alabilirsiniz, marifet bu işleri uzun soluklu kılmakta demişti. Çünkü, size şu veya bu sebeple iş verenler, işinizden memnun kalmazlarsa, sizle çalışmaktan vazgeçebilirler.Yukarıda anlatılanlara bakılırsa, Ankara Barosu avukatlığı maceramda bunu başaramadım. Ama, 2009 sonrası süreçte başardım sanırım.

Pahalı arabalara binerek, pahalı avukatlık bürosu döşeyerek iyi işler alınabileceğine inanmıyorum. Belki bu yolu seçmediğimden, bilmediğimden. Birçok müvekkilim, ne arabamı gördü ne de büromu. Ya da mütevazi büromu gördüğünde, şaşırdı ama benimle çalışmayı da sonlandırmadı.

Müvekkil edinebilmenin eksiksiz bir listesini veremem ama yaşadıklarımı, yaptıklarımı paylaşayım.

1. Ailenize, dostlarınıza, arkadaşlarınıza, komşularınıza, hatta yolda tanıştığınız kişiye güven verin, yani güvenilir kişi olun. Sözlerinizi tutarak, randevularınıza uyarak, işinizin başında durarak.

2. Ailenize, dostlarınıza, arkadaşlarınıza, komşularınıza, hatta yolda tanıştığınız kişiye kendinizi sevdirin, onları severek, onlara kötülük yapmayarak, elinizden geldiğince iyilik yaparak.

3. Bilgili ve tecrübeli avukatlarla rekabet edebileceğiniz konularda en iyisini yapın. Mesela, yoğun bir avukat 3 gün sonraya mı randevu veriyor, siz aynı gün verin, o her duruşmaya başka avukat mı gönderiyor, siz her duruşmaya kendiniz girin, o her duruşma sonrası bilgi vermiyor mu siz hem her duruşma hem de hem gelişme sonrası bilgi verin. Onun ücreti çok mu yüksek, siz daha uygun ücret söyleyin, kısmen peşin, kısmen başarıya bağlı sözleşmeler yapın.

4. Ne olursa olsun, işini yaptığınız insanları tatmin etmeye çalışın, tatmin edemeyeceğiniz kişilerin işini almayın.

5. Sizi arayan, size ulaşabilsin, sizinle görüşmek isteyen görüşebilsin.

6. İşi alırken, sonraki safhalar konusunda bilgi verin. İleride güvensizliğe yol açacak cümleler kurmayın. Mesela, kesin hallederiz, kazanırız, adamımız var kısa sürede bitiririz vs.

7. Yargılama giderleri konusunda hassas olun, artan parayı iade edin. Avukatlık ücretinizi, yargılama gideri adı altında tahsile etmeyin. 2009 yılında bana o şirketi yönlendiren hocamın  güveni, sanırım 1-2 yıl önceki bir arkadaşın davası nedeniyle. Dava bitince, ki idari yargıya ilişkin bir davaydı, karşı taraftan vekalet ücreti ve mahkeme masrafını icra yoluyla tahsil edince, davacı asili arayıp, cüzi bir rakam olan yargılama giderini tahsil ettiğimi söyleyip, kendisine nasıl iade edeceğimi sormuştum.Muhtemelen hocamla paylaşmıştır.

8. Müvekkilinizi sürprizlere maruz bırakmayın. Davayı kaybettiniz diyelim. Gerekçeli karar yazılmadan önce olası yargılama gideri, karşı taraf vekalet ücreti, icraya verilme riski vs. konusunda bilgilendirin. İcraya verilmeden ödeme yapmak istiyorsa süreci yönetin. Aksi takdirde gerekçeli kararı alan karşı taraf, icra takibiyle hem müvekkilinizin maliyetini ortalama % 17 arttırır hem de fiili haciz, banka haczi vs. ile zora sokabilir.

9. Bilirkişi raporu vs. yi müvekkilinizle paylaşın, konuya hakimse görüşünü alın.

10. Özellikle tahsilatları derhal haber verin. Birçok müvekkilin UYAP sms vs. kullandığını unutmayın. Onlara hesap verin. Müvekkiller, tahsil harcı, cezaevi harcı vs. yi bilmez, anlatın.

11. Kanunen avukata ait olsa da karşı taraf vekalet ücretinin size ait olduğunu ücret görüşmesinde hatırlatın.

12. Müvekkilinizi tedirgin edecek, hep müvekkil aleyhine hüküm içeren uzun sözleşmeler yapmayın. Sözleşme kısa ve anlaşılır olmalı.

13. Sosyal medya veya ikili sohbetlerde müvekkillerinizle dalga geçmeyin, işinizi istemeyerek yaptığınızı ima etmeyin. Unutmayın, paylaşımlarınıza muhatap olanlar, potansiyel müvekkil adaylarınız. İlerde dalga geçeceğinizi bile bile veya istemeyerek yapacağınızı bile bile neden sizinle çalışsınlar!

14. İşinize emek vermekle yetinmeyin, çok gözüne sokmadan bunu müvekkilinizle de paylaşın.

15. https://drive.google.com/file/ d/1yXv07DWvKxlOm hMsDo8LnxxpRhk4BKyA/ view linkindeki üstad Ali Haydar Özkent yazısını okuyun.

16. Ernest Hirş tarafından yazılan Pratik Hukukta Metod kitabını okuyun, kitaba ulaşamıyorsanız [email protected] adresine e posta atın.Bu kitap, gelen müvekkilin işini iyi yapmanız için gerekli kitaplardan biridir.

17. Kazandığınız davaları, başarılı işlerinizi, çok da abartmadan sohbetlerinizde paylaşın.

18. İşinize önem verdiğinizi, iş sahiplerinin fark etmesini sağlayın.

19. Aldığınız işi çabuk bitirmeye çalışın. Zaman yaratıp dosyanın hızlanmasını için elinizden geleni yapın.

20. Avukatlarından şikayet edenleri dinleyin, sözünü kesmeyin, şikayete konu hataları siz de yapıyorsanız düzeltmeye çalışın.

Not: Bu ülkede siyasi ilişkilerle, tarikat ilişkileriyle, torpille, rüşvetle de iş alındığı söylenir. Doğrudur da. Bildiğim bir konu değil, o nedenle girmedim. Bilmediğim için önermem de. Kişi, bilmediğinin düşmanı derler.

Avukat Kemal VURALDOGAN


Kaynak: http://kvuraldogan.blogspot.com.tr/2017/03/bir-avukatin-muvekkil-edinme-anilari.html