AİHS m. 10 “Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar. Bu madde, Devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine tabi tutmalarına engel değildir.” şeklinde düzenlenmiş olup aynı maddenin ikinci fıkrası bu durumun hangi koşullarda kısıtlanabileceğini düzenlemiştir. Burada üzerinde duracağım konu gazetecilerin haber kaynaklarını açıklamama hakları olduğundan ikinci fıkrada düzenlenen kısıtlama halleri üzerinde durmayacağım.

Yine Anayasamızın 28. maddesi basın hürriyetini düzenlemiş olup, 5187 sayılı Basın Kanunu’nda çeşitli düzenlemelerle bu hak koruma altına alınmıştır. Burada özellikle üzerinde duracağımız konu gazetecilerin haber kaynaklarını açıklamama haklarıdır.

Basın Kanunu m. 12 “Süreli yayın sahibi, sorumlu müdür ve eser sahibi, bilgi ve belge dahil her türlü haber kaynaklarını açıklamaya ve bu konuda tanıklık yapmaya zorlanamaz.” bir düzenlemeye sahiptir. Süreli yayın birbirinin devamı şeklinde yayımlanan ve bitiş tarihi belirsiz yayınlardır. Bu kapsamda günlük, haftalık ya da aylık şekilde yayımlanan gazete, dergi, belli aralıklarla yayımlanan basılmış eserler süreli yayın kapsamındadır.[1] Bu husus gazetecilere adli makamlarca haber kaynağının açıklanmasının istenmesi durumunu da kapsamaktadır.[2]

Bu konuda AİHM’nin vermiş olduğu birkaç karardan örnek verecek olursak;

“Dört Birleşik Krallık gazetesi ile bir haber ajansının Belçika Bira Şirketi olan Interbrew'in Güney Afrika'da faaliyet gösterin bir başka bira firmasını devralmak istemesi ve bunun teklifinin basına sızdırılması üzerine, haber kaynağının kimliğinin ifşa olmasına neden olabilecek derecede ellerinde bulundurdukları belgeleri Interbrew'e açıklanması üzerine zorlamışlardır. Mahkeme, kamu menfaati göz önüne alındığında gazetecilerin haber kaynaklarının korunmasının daha ağır bastığına karar vermiştir.”[3]

Benzer bir kararında ise “Silah kaçaklığı ile ilgili yazmış olduğu haber sonucunda haber kaynağının açıklanması için kendisi zorlanan ve bunu reddetmesi üzerine 2 hafta süre ile tutuklanması şeklinde gerçekleşen olayda AİHM, haber kaynağının gizli tutulmasının kamu yararından daha üstün olması sebebiyle 10. madde ihlaline karar vermiştir.”[4]

Bununla beraber haber kaynaklarını açıklamama hakkı bağımsız bir organ tarafından denetim altına alınmalı ve haber kaynaklarının korunmasına ilişkin hususun kamu menfaatine üstün gelip gelmediği tartışılmadan haber kaynağına yönelik müdahale gerçekleştirilmemelidir.[5]

Sonuç olarak "Gazetecilerin haber kaynaklarını açıklanmaya zorlanmasına karşı korunması basın özgürlüğünün temel koşullarından biridir. Böyle bir koruma olmaksızın, haber kaynakları kamuoyunun menfaatinin bulunduğu konularda toplumun bilgilendirilmesinde basına yardım etmekten kaçınabilirler. Sonuç olarak, basının kamusal bekçilik rolü zarar görebilir ve basının doğru ve güvenilir bilgi  sağlama yeteneği olumsuz etkilenebilir. Bir gazetecinin haber kaynağını açıklamaya zorlayan bir karar daha üstün bir kamu yararı gerektirmedikçe 10. maddeye uygun olamaz.”[6]


(Bu köşe yazısı, sayın Av. Murat YILMAZ tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

------------------------
[1] Barış GÜNAYDIN, TBB Dergisi, Sayı 57, 2005, s. 333.
[2] Lena MARCUSSON, Basın Özgürlüğü, Basında Haber Kaynağının, Hakları ve Korunması, Küresel Bakış, Yıl:1, Cilt:1, Sayı:2, Temmuz 2011, s. 7. (Çeviri: Müslüm AKINCI)
[3] Financial Times Ltd ve Diğerleri  v. Birleşik Krallık - 15.12.2009 Tarihli Kararı.
[4] Voskuil v. Hollanda - 22.11.2007 Tarihli Kararı.
[5] Sanoma Uitgevers B.V. v. Hollanda - 14.09.2010 Tarihli Kararı.
[6] Goodwin vs Birleşik Krallık Kararı.