Konuya ilişkin Yargıtay; “6100 Sayılı HMK'nın 1.maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak kanunla belirlenir. Asliye Hukuk mahkemelerinin görevi HMK'nın 2. Maddesinde belirlenmiş olup 2/1 maddesine göre dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarda aksine bir hüküm bulunmadıkça asliye hukuk mahkemeleri görevli olup 2/(2) maddesine göre de bu kanun ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemeleri görevli olup 2/(2) maddesine göre de bu kanun ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir. Başka bir deyişle HMK’ya göre asliye hukuk mahkemeleri genel görevli mahkemedir.

Mahkemece dava konusu taşınmazın ticari işletmeyi ilgilendirdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 3 ve 4.maddesinde ticari işler ve davalar sayılmış olup ticaret mahkemeleri kanunla belirlenen davalarda görevlidir. Her ne kadar taraflar tacir ise de TMK’nın 732 ve devamı maddelerinde düzenlenen önalım hakkı ticari nitelikte olmayıp, mal varlığı hakkına ilişkindir.

Öte yandan 01.01.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 3.maddesine göre de bu kanunda düzenlenen hususlarda bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve eylemler ticari iş olarak belirlenmiş 4. maddede de her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticaret mahkemelerinde görülecek davalar sayılmıştır. Dayanağı TMK'nın 732 v.d.maddeleri olan yasal önalım hakkı eşya hukukuna dayalı ve mal varlığı hakkına ilişkin olup doğrudan ticari işletmeyle ilgili olmadığından davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir.

Bu durumda mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.” (Yargıtay YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ E: 2014/6783 K: 2014/10188 T: 18.09.2014)

Şeklinde içtihatta bulunmuştur.

Her hukuk alanı gibi Gayrimenkul Hukuku da kendine özgü kuralları ve özellikleri olan bir alandır. Dava konusunun değeri yüksek olduğundan, profesyonel destek almanız, hak kaybı yaşamamanız açısından hayati ödeneme sahiptir.

 

Avukat Selçuk Ener / hukukihaber.net