15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle ilan edilen Olağanüstü Hal Kapsamında çeşitli kararnameler çıkarılarak bir çok kamu görevlisinin memuriyetine son verilmiştir.
Bu kapsamda çıkarılan 668-669-670-672-675 ve son alarak 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler ile kamu görevinden çıkarılmalar söz konusu olmuştur.
İhraç işleminin kaynağı bir Kanun Hükmünde Kararname olsa da, işlemin iptali için idari yargı mercilerine şeklen de olsa başvurmak faydalı olacaktır. 
Aslında ne idare mahkemelerinin ne de Danıştay’ın bir OHAL KHK’sını iptal yetkisi yoktur (AY m. 148/1). Oysa ihraç işleminin kaynağı OHAL KHK’sıdır. Söz konusu KHK iptal edilip, iptal kararı Resmi Gazetede yayınlanmadıkça ve ihlaller tazmin edilmedikçe, söz konusu ihlaller giderilemez.
İdari yargı mercileri de bu doğrultuda kararlar vermeye başlamışlardır. Danıştay kendisine yapılan başvuruları idare mahkemelerinin görevi alanında olduğunu iddia ederek başvuruları incelenmeksizin idare mahkemelerine göndermektedir. OHAL KHK’ları Cumhurbaşkanlığı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından çıkarıldığı için İdare Mahkemelerinin bu konuda yetkisinin olması mümkün değildir. Nitekim İdare Mahkemeleri de yapılan işlemin bir OHAL KHK’sı ile yapıldığı gerekçesiyle inceleme yapma ve işlemi iptal etme yetkilerinin olmadığı gerekçeleriyle, başvuruları ret etmeye başlamıştır.
Bu aşamalarla beraber Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunulması gerekmektedir. Çünkü idari yargı kolunun KHK’ların neden olduğu hak ihlallerini giderme yetkisi bulunmamaktadır. 
Aynı şekilde OHAL KHK’sı ile meslekten çıkarma işlemine karşı bireyler AYM’ye bireysel başvuruda bulunsalar dahi, 6216 sayılı Kanunun 45/3 hükmü bu yolu da kendilerine kapatmaktadır. Bu hükme göre, yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine bireysel başvuruda bulunulamaz. OHAL KHK’ları işlevsel olarak yasama işlemi niteliğinde olup bu hüküm ışığında anayasal bireysel başvuru yolu da kapalıdır. AYM, 27 Şubat 2014 tarihli yasa ile görevlerine son verilen HSYK tetkik hâkimleri tarafından yapılan başvuru konusunda, 30/11/2015 tarihinde verdiği kararda, kısaca, yasama yetkisine AYM’nin müdahale edemeyeceğini, müdahale ederse kuvvetler ayrılığı ilkesini ihlal etmiş olacağını ve bu durumun ayrıca 6216 sayılı Kanunun 45/3 hükmüne de aykırı olacağını belirterek, konu yönünden yetkisizlik nedeni ile tüm başvuruları usulden reddetmiştir. Anlaşılacağı gibi bir yasama işlemi niteliğindeki OHAL KHK’ları açısından bu kanun yolu da hukuken ve uygulamada etkisizdir. 
Bu aşamada netice alınabilecek tek merciin AİHM olduğu düşünülebilir. Ancak AİHM iç hukuk yollarının tüketilmesi hususunu ön incelemede değerlendirmektedir. Her ne kadar iç hukuk yollarının tüketilmesinin bir anlamı olmadığı izah edilse de başvurunun reddedilme ihtimali bulunmaktadır. Bu sebeple iç hukuktaki olası kanun yollarının hepsine başvurulmalı ancak netice alınması beklenmeksizin, AİHM’ye başvuru yapılmalıdır.