Bilindiği gibi, limited şirketlerde dava açma ehliyeti yönünden şirket müdürleri dava açmaya yetkili bulunmaktadırlar. Limited şirketlerde, şirket müdürü şirket ile ilgili dava açma ehliyeti açısından yetkilidir. 2577 sayılı yasanın 15. maddesinde dava açma ve inceleme üzerine verilecek kararlar düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu nedenle İYUK madde 3 hükümlerine göre dava dilekçelerinin imzalı olması ve yetkili kişi tarafından imzalanması zorunludur. İmzasız dilekçe ile dava açılması anılan 3. maddesine aykırılık oluşturduğundan dolayı dava dilekçesi vergi mahkemesi tarafından reddedilmektedir. Bu şekilde reddedilen dilekçenin, imza noksanı tamamlanmak suretiyle, aşağıda, ilgili başlık altında, yapılan açıklamalar uyarınca, yenilenmesi olanaklıdır. Ancak; dava dilekçesinin medeni hakları kullanma ehliyeti bulunmayan davacı tarafından bizzat veya yasal temsilcisi olmayan kişiler tarafından, imzalanması veyahut, davanın, dava açmakta menfaati bulunmayan kişi yada kişilerce açılması halinde dava ehliyetsiz kişi tarafından açılmış olmaktadır.

Bu durumda, dava, İYUK  madde 15/1 1. fıkrasını ‘b’ bendi uyarınca ehliyetsizlik dolayısı ile reddedilir. Ehliyetsizlik nedeniyle reddedilen davanın yenilenmesi mümkün değildir. Ancak, henüz, idari dava açma süresi dolmamışsa, davacının yasal temsilcisi tarafından ayrıca dava açılabilecektir.

Uygulamada bir limited şirketin iki ortağı bulunup ortaklardan birinin ölümü dolayısı ile adeta bir şahıs işletmesi haline dönüşen limited şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin ortağa tebliğ edilmesi hem ortak hem şirket tarafından kendi adına açılan davayı ehliyet açısından reddeden yerel vergi mahkemesi kararında yasaya uyarlılık görülmemiştir.

Bilindiği gibi, limited şirketlerde dava ehliyeti açısından şirket müdürlerinin ancak dava açması ve davada taraf olması mümkün olmaktadır (1). Bazı durumlarda uygulamada şirket müdürlerinin görev süreleri bitmekte veyahut da iki ortaklı bir limited şirkette ortaklardan bir tanesi örneğin (3) yıllığına müdür olarak atanmakta diğer ortak ise uzun zamandır ülke dışında bulunabilmektedir. Veyahut da ortaklardan birinin ölümü dolayısı ile şirket tek ortak ve tek müdür ile ticari hayatına devam edebilmektedir.

Uygulamada çeşitli nedenlerle şirketin tek ortak haline gelmesi de mümkün olabilmektedir. İşte bu gibi durumlarda TTK’da yer alan hüküm gereğince şirketin görev süresi sona eren eski yasal temsilcisinin dava açma ehliyeti olabilmektedir (2).

İzmir Bölge İdare Mahkemesi tarafından verilen bir kararda şirketin eski ortağı ve eski müdürü kendisine şirketle ilgili yapılan bir tebligat dolayısı ile açmış olduğu dava yerel mahkeme tarafından reddedilmesine rağmen bölge idare mahkemesi yerel vergi mahkemesi kararını bozmuş ve itiraz yoluyla bölge idare mahkemesi nezdinde yapılan başvuruyu kabul etmiştir (3).

Öte yandan Danıştay 4. Dairesi tarafından verilen kararda : “Davacının ortağı olduğu limited şirket, 21.01.1980 tarihinde dört ortaklı olarak kurulmuş, daha sonra pay devri yoluyla ortak sayısı ikiye inmiş ve 09.03.1985 tarihinde de ortaklardan biri ölmüştür. Ortaklardan birinin vefatı nedeniyle şirketin Türk Ticaret Kanunu’nun 504. maddesi gereğince mahkeme kararıyla feshedilmesi gerekirken, bu yolda herhangi bir karar alınmadığı dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır. Bu durumda limited şirket, adeta şahsi işletme niteliğini kazanacağından ödeme emrinin tebliği şirket hakkında hüküm ifade edeceği gibi doğrudan doğruya davacının da menfaatini ilgilendirdiğinden işin-K:/sı hakkında karar verilmesi gerekirken davanın ehliyet yönünden reddine isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle İstanbul 6. Vergi Mahkemesinin 02.12.1993 günlü ve 1993/1700 sayılı kararının bozulmasına karar verildi”(4).

---------------------------------------------

(1)Danıştay 10. D. 13.3.1989 gün ve E: 1988/3078-K:1989/547 sayılı karar

(2)Dnş. 4. D. 21.02.1995 gün ve E: 94/1722-K:95/817 sayılı karar

(3)6762 sayılı yasa md.504

(4)İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 01.04.2008 gün E:2008/609-K:2008/731 sayılı kararı