Olağanüstü Hal ilanı ve buna bağlı olarak bazı önlemlerin alınması hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname “Bakanlar Kurulu’nda” kabul edildi.
        
Buna bağlı olarak çok sayıda sağlık kuruluşu, özel öğretim kurumu, öğrenci yurdu, pansiyon, vakıf, dernek, sendika ve yükseköğretim kurumu kapatıldı.
        
Bu konudaki “Kanun Hükmünde Kararname” Resmi Gazete’de yayınlandı.
        
Bu yeni düzenleme ile “nelerin getirildiğine ve nelerin yapılıp, nelerin yapılamayacağına ilişkin olarak kısa ve özet bir bilgi” sunmak istiyoruz:
        
-Sıkıyönetimin bir alt basamağı olan “Olağanüstü Hal-OHAL”de sivil yönetimin yetkileri büyük ölçüde artıyor ve “işlemleri denetime kapatılıyor”.
        
-Görevine son verilenler, “hayatları boyunca” bir daha kamu kurum ve kuruluşlarında çalıştırılamıyor.
        
-Kişilerin üstlerini, işyeri ve evlerini “arama ve el koymada” önemli kolaylıklar getiriliyor.
        
-Genel olarak 24 saat yani bir gün olan “gözaltı süresi 30 güne kadar uzatılıyor”. Yani yakalanan ve hakkında bir işlem yapılan kişi, hakkında hiçbir mahkeme kararı olmamasına rağmen 30 gün gözaltında tutulabiliyor.
        
-Kapatılan kurum ve kuruluşların “taşınır, taşınmaz her türlü mal varlıkları, hak ve alacakları, bedelsiz olarak” ilgili kamu kurumuna aktarılıyor.
        
-Bu Kanun Hükmünde Kararname kapsamında alınan kararlar ve yapılan işlemlerin iptali için açılan davalarda “yürütmenin durdurulması” kararı verilemiyor.
        
-Kararname kapsamında kararları alanlar ve bu kararları uygulayanlar için büyük ve geniş bir “dokunulmazlık” getiriliyor ve bu kişiler için hiçbir dava açılamıyor. Bu görevler nedeni ile, görevleri yapanlar hakkında “hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluk” söz konusu olmuyor.
        
-Haklarında dava açılan kişiler ve bu kişileri savunan, vekili olarak kamu görevi yapan Avukatları için önemli “kısıtlamalar” getiriliyor.
        
-Kararnamenin en ilginç maddelerinden birine göre; halen adli ve idari yargıda hakim ve savcı adayı olarak çalışan yani staj yapan kimseler, “stajları bitmemesine rağmen”, hakimlik ve savcılık mesleğine atanabiliyor ve karar verme kürsüsüne oturtulabiliyor.
        
-Görevine son verilen ve boşalan kadrolara, “özel bir yöntemle atama” yapılabiliyor.
        
-Darbe teşebbüsünden zarar gören bazı kişilere “vazife malulü aylığı” bağlanabiliyor ve bazı haklar verilebiliyor.
        
Bunların bir kısmı ülkenin içinde bulunduğu olağanüstü halin zorunlu sonuçları olarak kabul edilebilir. Önemli olan husus; “bu hak ve yetkilerin; hak, hukuk ve adaletin; ulusal ve uluslararası alanda öngörülen genel ve kabulebilir ölçüler dahilinde kullanılması” noktasında toplanmaktadır. Bu ölçülerin aşılması, yeni ve kabul edilemez mağduriyet ve haksızlıklara, toplumda yeni kargaşalara yol açabilecektir.