Sayıştay 6. Dairesi'nin bu kararında; Mevzuat hükümlerinden açıkça anlaşılacağı üzere; kurum içinden veya diğer kurumlardan vekalet edenlere vekalet aylığı ödenebilmesi için, vekillerin, genel ve ilgili özel mevzuatı uyarınca asaleten atanmada aranan tüm şartları (asaleten atanmada sınav şartı aranılan kadro veya görevler için bu sınavlara girebilme hakkının elde edilmiş olması dahil) bir arada taşımaları şarttır. Ayrıca teknik öğrenim gerektiren müdürlüklere yapılacak atamalar dışında, diğer müdürlükler için son müracaat tarihi itibariyle iki yılı uzman, sivil savunma uzmanı, şef, ayniyat saymanı, kontrol memuru, eğitmen ve muhasebeci kadrosunda çalışmış olunması şartı aranmaktadır. .... Genel Müdürlüğü'nde şube müdürü görevini vekaleten yürüten bazı personel; teknik öğrenim gerektiren müdürlüklere yapılacak atamalar dışında, diğer müdürlükler için aranan son müracaat tarihi itibariyle iki yıl süreyle yukarıda açık olarak sayılmış olan görevlerde çalışmış olma şartını yerine getirmediklerinden şube müdürleri için öngörülen zam ve tazminatlar ödenemeyecektir.

Anılan vekalet görevlerinin zam ve tazminat farkı ödenmeksizin gerçekleştirilmesinin zorla çalıştırma kapsamına gireceğine dair sunulan mevzuat hükümleri, mahkeme kararları ve açıklamalara karşın savunmalarda emsal olarak gösterilen ve alıntılar yapılan Anayasa Mahkemesi'nin 14.01.2014 tarihli ve 2013/5062 sayılı Kararı'nda; anılan görevin kendisine mesleki anlamda katkı ve deneyim sağlayacağının kuşkusuz olduğu belirtilerek vekaleten çalışmaya makul olmayan orantısız bir külfetin yüklendiğinin söylenemeyeceğine, daha fazla yetki sorumluluğu bulunan yeni görevin yürütülmesi nedeniyle ayrıca ücret ödenmemesinin Anayasa bağlamında zorla çalıştırma ve dolayısıyla angarya olarak nitelendirilemeyeceğine karar verilmiştir.

Sorumlular tarafından, yapılan ödemelerin 6009 sayılı "Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un Geçici 8'inci maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de; anılan hükmün belediye, büyükşehir belediyesi ve il özel idarelerince memur temsilcileriyle toplu iş sözleşmesi akdederek veya başka bir tasarrufta bulunmak suretiyle memur personeline yapılan ek ödemelerle ilgili olduğunu, dolayısıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na istinaden yapılan bahse konu zam ve tazminat ödemelerinin 6009 sayılı Kanun'un Geçici 8'inci maddesi kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

Ayrıca ....'ın İşçi Personel Şube Müdürlüğü'ne 657 sayılı Kanun'un 68'inci maddesinin (B) bendi ve 86'ncı maddesi gereğince görevlendirildiği, adı geçen kişinin 2000 yılında iki yıllık yüksek okuldan mezun olduğu, dolayısıyla asilde aranan şartları taşıdığı sorumlularca ifade edilmişse de; Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik Geçici 1'inci maddesinde, Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği 18/4/1999 tarihinde görevde bulunan ve aynı tarih itibarıyla iki yıllık yükseköğrenim mezunu olanlar, diğer koşullara sahip oldukları takdirde 7 nci maddenin uygulanması bakımından dört yıllık yükseköğrenim mezunu kabul edileceği hüküm altına alınmıştır. Adı geçen kişi iki yıllık yüksek öğrenimini 18.04.1999 tarihinden sonra bitirmiş olup, öğrenim şartını taşımadığından savunmalar kabul görmemiştir.

Bu itibarla, ... Genel Müdürlüğü'nde şube müdürlüğü görevini vekaleten yürüten bazı personele, müdür kadrosuna atanabilmeleri için aranan şartları taşımamalarına rağmen şube müdürleri için öngörülen zam ve tazminatların ödenmesi sonucu oluşan kamu zararının ilgililerden tahsil edilmesi gerekmektedir.

Mahalli idarelerde geçici görevli personele sosyal denge tazminatı ödenir mi?

Sayıştay 1. Dairesi 2015 yılında vermiş olduğu kararla mahalli idarelerde geçici olarak görevli kamu personeline sosyal denge tazminatı ödenip ödenmeyeceği konusunda son noktayı koymuştur.

Bu kararda şu ifadelere yer verilmiştir; 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 15'inci maddesiyle, belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nda öngörülen hükümler çerçevesinde yapılacak sözleşme ile sosyal denge tazminatı ödenebileceği hükme bağlanmıştır. Bu kapsamda ... İl Özel İdaresi ile ... arasında imzalanan sosyal denge tazminatı sözleşmesinin 4'üncü maddesinin (b) bendinde, vali onayı ile il özel idaresinde geçici görevle görevlendirilen personele sosyal denge tazminatı ödeneceği belirtilse de, yukarıda anılan Kanun Hükmünde Kararname hükmü uyarınca bu sözleşmeden sadece il özel idaresinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlileri yararlanabileceğinden, il özel idaresinde geçici görevle çalışan personele sosyal denge tazminatı ödenmesi mümkün değildir.

Memurların fazla çalışma karşılığı izin hakkı nasıl kullanılır?

Personelimizin yıl içinde yaptığı fazla çalışmalara karşılık her 8 saate 1 gün izin verilecek şekilde toplam 27 gün fazla çalışma karşılığı izni vardır. Bu şahıs bu izinlerini herhangi bir yıllık izin eklemesi yapmadan kullanmak istiyor. Ez cümle 10 günden fazla, fazla çalışma izni bulunan personel bu izinlerini yıllık izinleri ile birleştirmeden tek seferde kullanabilir mi?

657 sayılı Kanun'un Fazla Çalışma Ücreti başlıklı 178'inci maddesinde; Kurumların gerektiği takdirde personelini günlük çalışma saatleri dışında fazla çalışma ücreti vermeksizin çalıştırabileceği, bu durumda personele yaptırılacak fazla çalışmanın her sekiz saati için bir gün hesabı ile izin verileceği ve bu suretle verilecek iznin en çok on günlük kısmı yıllık izinle birleştirilerek yılı içinde kullandırılabileceği hüküm altına alınmıştır.

Bu hüküm dikkatlice incelendiğinde, fazla çalışma karşılığında verilecek iznin yıllık izinle birleştirilmediği takdirde 10 günlük kısıta tabi olmadığı açıkça görülecektir. Sonuç olarak ilgili personele fazla çalışma karşılığında hak ettiği izin haklarını hiçbir kısıta tabi olmaksızın kullandırabilirsiniz. Ancak, izinlerde genel kural ise idarenin takdir hakkıdır. Zamanını ve dönemini kamu yararı ve hizmet gereğini dikkate alarak belirleyebilir.


Ahmet Ünlü / Yeni Şafak