Öğretide çoğunluk tarafından benimsenen ve Yargıtayımız tarafından da kabul edilen görüşe göre tehdit; mağdurun karar verme veya serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamaktadır. Tehdit, ferdin iç huzurunu bozmakta, onu endişeye düşürmektedir. Bu nedenle tehdit suçu, ferdi hürriyet aleyhine işlenen suçlardandır. [1]    

Tehdit suçu Türk Ceza Kanunumuzda “Özel Hükümler”  başlıklı ikinci kitabın “Kişilere Karşı Suçlar”ı düzenleyen ikinci kısmının “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığını taşıyan yedinci bölümünde 106. maddede yer almaktadır. 

T.C.K. Madde 106: Tehdit Suçu 

(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. 

(2) Tehdidin; 
a) Silahla, 
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, 
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte, 
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, 
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. 

(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir. 

Tehdidin amacı muhatabının özgür tercihlerini manipüle ederek, kuşatma altına alarak, doğal mecrasından, yolundan saptırmak, tehdit edenin iradesi doğrultusunda yönlendirmektir. [2]    Mağdur bu bağlamda bir karar vermeye adeta zorlanmakta, bu yolla kendisinin değil failin iradesine uygun bir seçeneği tercih etmek zorunda bırakılmaktadır. [3] 

Tehdit suçu mağdurun korkutulma amacıyla işlendiği ve neticesi de beklenmeyen suçlardan olması nedeniyle bir tehlike suçudur. Eylemin gerçekleşmesi ile suç tamamlanmaktadır. Örneğin ‘’seni öldürürüm’’ demekle tehdit suçu oluşmuştur. Ayrıca öldürme fiilinin gerçekleşmesi beklenemez. 

Tehdit suçu ile korunan hukuki değerin ne olduğu konusunda, hükmün gerekçesinde de “tehdidin koruduğu hukuki değer kişilerin huzur ve sükunudur. Böylece kişilerde bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesi engellenmektedir. Bu nedenle söz konusu maddeyle insanın kendine özgü sulh ve sükununa karşı işlenen saldırılar cezalandırılmış olmaktadır. Fakat tehdidin bu maddeyle korumak istediği esas değer, kişinin karar verme ve hareket etme hürriyetidir” biçimindeki açıklama da bu hususa işaret etmektedir. [4] 

Tehdit suçu özgü suç olmayıp herkes tarafından işlenebilir. Bu açıdan herkes bu suçun faili olabilir. Ayrıca tehdit olabilecek söz veya hareketleri algılayabilecek herkes de bu suçun mağduru olabilecektir. 

Bu suçun nitelikleri hallerinde verilecek ceza daha ağır olmakla birlikte nitelikli haller kanunda şöyle açıklanmıştır: 
  1. Silahla, 
  1. Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, 
  1. İmzasız mektupla veya özel işaretlerle, 
  1. Birden fazla kişi tarafından birlikte yapılan, 
  1. Suç örgütünün oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak yapılan tehdit. 

Manevi unsur olarak da özel kast gerekli olmayıp genel kastla işlenebilen bir suç olması yanında kanunda aranan şartların sağlandığı durumlarda hukuka uygunluk unsuru da oluşabilecektir. Ayrıca şunu da belirtmek gerekir: Kişi kendisine ait bir hak ya da yetkiyi kullanacağını bildirdiğinden, muhatabı tarafından haksızlık ya da kötülük olarak algılanabilecek bu eylemler haksız olmamakta, dolayısıyla tehdit suçu oluşmamaktadır. [5] Yargıtay bir kararında müştekinin borcunu ödememesi sebebiyle evinin satılacağından bahsetmesinin tehdit suçunun unsurlarını oluşturmadığına karar vermiştir. [6]  

Salt hareket suçu olması nedeniyle saldırının gerçekleştirileceğinin mağdur tarafından öğrenilmesi suçun tamamlanması için yeterli olmakla birlikte tehdit olabilecek eylem veya hareket parçalara ayrılabiliyorsa teşebbüsten de bahsedilebilecektir.  

Tehdit suçu iştirak halinde de işlenebilen bir suç olması yanında içtima konusunda da değerlendirilmesi gerekirse; 

a)  Tehditle birlikte işlenen birleşik suçlarda ayrıca tehditten ceza verilemez. 
b)  Zincirleme suç şeklinde de olabilir. 
c) Tehdit suçunun işlenmesi esnasında birden fazla suçun işlenmesine sebebiyet verildiği durumlarda fikri içtima hükümleri uygulanıp en ağır cezayı gerektiren fiile göre ceza verilir. 
d)  TCK 106/3’teki özel içtima düzenlemesi gereğince, tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama ve mala zarar verme suçları işlenirse ayrıca bu suçlardan da zarar verilir. 
Malvarlığına yönelen basit tehdit suçu şikayete tabi olup şikayet süresi mağdurun fiili ve faili öğrenmesinden itibaren 6 aydır. Yaşam hakkına, vücut veya cinsel dokunulmazlığa yönelik tehdit suçlarının soruşturulması ise şikayete bağlı olmayıp dava zamanaşımı süresi olan 8 yıl içerisinde soruşturma yapılabilir. 
TCK 106/1’de düzenlenen suçun uzlaşma kapsamında olması nedeniyle kamu davasına dönüşmeden önce uzlaşma prosedürü uygulanmalıdır. 
Tehdit suçu için yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesi olmakla birlikte görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir. 


Ahmet SALGUT / hukukihaber.net

------------------------------------ 
[1] Sedat BAKICI, Ankara Barosu Dergisi, 1992/5, s.717 
[2] Yahya YEŞİLOĞLU, Tehdit Suçu Yüksek Lisans Tezi, Düzeltilmiş Tez, 2010, s.3 
[3] Yahya YEŞİLOĞLU, Tehdit Suçu Yüksek Lisans Tezi, Düzeltilmiş Tez, 2010, s.3 
[4] Artuk-Gökcen-Yenidünya, Özel Hükümler, s. 288-289; Üzülmez, Tehdit, s. 74-77.  
[5] Yahya YEŞİLOĞLU, Tehdit Suçu Yüksek Lisans Tezi, Düzeltilmiş Tez, 2010, s.62 
[6] İlhan Üzülmez, Tehdit, s. 115.