TİCARET MAHKEMELERİNDE GETİRİLEN DEĞİŞİKLİKLER

VE

HEYET HALİNDE GÖRÜLÜP KARARA BAĞLANMASI GEREKEN DAVALAR
YARGILAMADA GETİRİLEN DEĞİŞİKLİKLER
5235 Sayılı Kanunun 5. Maddesinde 6545 sayılı yasanın 45. Maddesi ile yapılan değişiklik ile   Asliye Ticaret Mahkemeleri tek hakimli mahkemeler olmaktan çıkarılarak karma heyetli bir  mahkeme haline getirilmiştir. Bu değişiklik ile ticaret mahkemelerinin görev alanına giren davaların yargılaması mahkemelerin tek hakimli hale gelmeden önceki heyet halinde çalıştığı durum ile tek hakimli mahkeme olarak çalıştığı durumun bir karması oluşturulmuştur. Bu yönüyle kanun koyucu ticaret mahkemesinin görev alanına giren davaların büyük bir kısmının tek hakim tarafından görülüp karara bağlanması sağlanarak  tek hakim ile yargılamasının pratikliğinden faydalanılmak istenmiştir. Diğer yandan da ticari davalar içinde özellik arz eden  özellikle mutlak ticari davaların heyet halinde yargılamasının yapılarak üç hakimin denetim ve gözetiminde hataları minimize edilmesi düşünülmüştür.
Özellikle değeri parasal olarak değerlendirilen davalarda davanın değerinin 300.000,00 TL altında olması ile üstünde olması yargılama tekniği açısından hiçbir farkı bulunmamaktadır. Mahkemeler için dava konusu edilen bir liranın da bir milyar liranın da maddi gerçekliği ve adaleti sağlama açısından bir ayrımı bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla hakimlerin davaların değerine göre yargılama yapma gibi bir tercihleri olmadığı gibi böyle bir uygulama yapmaları da mümkün değildir. Bu nedenle yasa koyucunun böyle bir ayrıma gitmesindeki mantığı tartışılabilir bulmaktayım.
Yasada getirilen karma sistem içinde  kanun koyucu heyet ile görülüp karara bağlanması gereken davaları tek tek sınırlı olarak saymıştır. Bir başka anlatımla yasada açıkça belirtilen davalar dışındaki tüm davalar tek hakim tarafından görülüp karara bağlanacaktır.  Yasa koyucu bu karma sistemde tevzi işini mahkeme başkanına vererek mahkeme hakimleri arasında davaların dengeli bir biçimde dağıtılmasının  sorumluluğunu ve yetkisini  mahkeme başkanı bırakmıştır.
Heyet halinde görülüp karara bağlanması gereken davaların yargılanması açısından daha önceki heyet sisteminden ayrılarak baştan sona yargılamanın heyet yani bir başkan iki üye tarafından yürütülmesi istenmiştir.  Yeni haliyle heyet yargılamalarında ağır ceza mahkemelerindeki sistem benimsenmiştir.
Ticaret mahkemelerinde heyet halinde görülüp karara bağlanması gereken davalar ile  tek hakim ile görülüp karara bağlanması gereken davaların açık ve net bir şekilde belirlenmesi önem kazanmıştır. Şunu hemen belirtmek gerekir ki dava açılırken davacının açtığı davanın heyet yada tek hakim ile yargılamasının yapılmasını belirtmesine gerek bulunmamaktadır. Mahkeme kendisine açılan davada öncelikle  heyet halinde mi yoksa tek hakim ile mi yargılamasının yapılacağına kendisi karar verecektir. Ancak gerek heyete gerekse tek hakime davaların tevziinden sonra yargılamanın her aşamasında heyet halinde görülüp karara bağlanması gereken davanın tek hakim ile görülüp karara bağlanmasına yada tek hakimle yargılanmasına başlanan davanın heyet halinde yargılamasının devam edilmesine mahkeme karar verilebilecektir. Bu aşamada elbette taraflarda bu yöndeki düşünce ve itirazlarını mahkemeye sunacaklardır.  Yasada  bir açıklık bulunmamakla birlikte bu tür itirazların heyet halinde incelenerek karara bağlanması yerinde olur kanaatindeyim.
Değişik işlerin heyet ile tek hakim arasında nasıl tevzi edileceği yasada açıkça belirtilmemiştir. Heyet halinde görülüp karara bağlanması öngörülen davalarla ilgili olmak üzere dava açılmadan önce talep edilecek ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talepleri ile dava açıldıktan sonra talep edilecek ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin heyet halinde bakılıp karara bağlanacağı açıkça belirtilmiştir.  Değişik  iş olarak ihtiyati haciz talepleri ile talimatlara nasıl bakılacağı düzenlenmemiştir. Ancak yasanın ilk fıkrasında yer alan “Konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değeri üç yüz bin Türk lirasının üzerinde olan dava ve işler” düzenlemesinde “dava ve işler” şeklindeki vurgunun   davalarda   heyet yada tek hakimle görülüp karara bağlanmasında uyulacak kuralların değişik iş ve talimatlarda da uygulanması gerektiği, bu nedenle özellikle ihtiyati haciz de 300.000,00 TL aşan taleplerin heyet tarafından değerlendirilerek karara bağlanması gerektiğini düşünmekteyim.
 
HEYET HALİNDE GÖRÜLÜP KARARA BAĞLANMASI GEREKEN DAVALAR
 
A)    Konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değeri üç yüz bin Türk lirasının üzerinde olan dava ve işler,
B)     Dava  değerine bakılmaksızın;
1.       a) İflas,
b)  iflasın ertelenmesi,
c) iflasın kaldırılması,
d) iflasın kapatılması,
e) konkordatodan  kaynaklanan davalar
f) yeniden yapılandırmadan kaynaklanan davalar
2.  Şirketler ve kooperatifler hukukundan kaynaklanan genel kurul kararlarının iptali ve butlanına ilişkin davalar,
3.  Şirket ve Kooperatif  yönetim organları ve denetim organları aleyhine açılacak sorumluluk(tazminat) davaları,
4.       a) Şirket ve Kooperatif organların azline ilişkin davalar,
b) Şirkete ve kooperatife  geçici organ atanmasına ilişkin davalar,
5. Şirketin ve kooperatifin fesih, infisah ve tasfiyeye yönelik davalar,
6. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa ve 21/6/2001 tarihli ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununa göre yapılan tahkim yargılamasında; tahkim şartına ilişkin itirazlara, iptal davalar
7. Hakemlerin  seçimi ve reddine yönelik davalar
8. Yabancı  hakem kararlarının tanıma ve tenfizine yönelik davalar
9. Heyet hâlinde bakılacak davalarla ilgili olmak üzere, dava açılmadan önce veya açıldıktan sonra talep edilen ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirler
10. 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda hâkimin kesin olarak karara bağlayacağı işler ile davalar :
 
         a) Kollektif Şirketlerde Ortaklarla tasfiye memurları arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar
        İlgili Madde:
       Kollektif Şirketlerde Ortaklarla tasfiye memurları arasında çıkan uyuşmazlıklar, basit yargılama usulüne göre karara bağlanır.          Yargılamada tasfiye memurları ve ortaklar dinlenir. Kararın en kısa zamanda verilmesi gerekir. Bu husustaki kararlar kesindir.           (TTK. 268/3)
b) Kommandit şirket ortakları komanditerlerin şirket envanteri, bilançosu ve finansal tabloları incelmesi için uzman seçtiğinde bu uzmanın şahsı ile ilgili itirazlar olması durumunda mahkemeden uzman atanmasını istemine ilişkin davalar. 
İlgili Madde:
       Komanditer, bu incelemeyi bizzat yapabileceği gibi bir uzmana da yaptırabilir. Uzmanın şahsı hakkında bir itiraz ileri sürülürse          komanditerin istemi üzerine mahkeme tarafından bilirkişi atanmasına karar verilir. Bu karar kesindir. (TTK 310/2)
c) Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyesi ve başkanının  bilgi alma hakkının engellenmesi sonucu açılan davalar
İlgili Madde:
Anonim şirket yönetim kurul üyesinin şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında yönetim kurulu başkanına soru sorma ve bilgi istemesi durumunda talebi reddedilir ise yönetim kuruluna 2 gün içinde başvurur. Yönetim kurulu toplanmaz yada talep reddedilirse yönetim kurulu üyesi şirket merkezinde şirketten bilgi almaya yönelik karar vermesi için Ticaret mahkemesine başvurabilir mahkeme dosya üzerinde yapacağı incelme sonucu vereceği karar kesindir. Ayrıca yönetim kurulu başkanı da kendisine bilgi verilmemesi durumunda aynı şekilde açacağı davada da verilen karar kesindir.
Başkan bir üyenin, üçüncü fıkrada öngörülen bilgi alma, soru sorma ve inceleme yapma istemini reddederse, konu iki gün içinde yönetim kuruluna getirilir. Kurulun toplanmaması veya bu istemi reddetmesi hâlinde üye, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Mahkeme istemi dosya üzerinden inceleyip karara bağlayabilir, mahkemenin kararı kesindir.
Yönetim kurulu başkanı, kurulun izni olmaksızın, yönetim kurulu toplantıları dışında bilgi alamaz, şirket defter ve dosyalarını inceleyemez. Yönetim kurulu başkanının bu isteminin reddedilmesi hâlinde başkan, dördüncü fıkraya göre mahkemeye başvurabilir. (TTK 392/4-5)
d) Anonim şirketlerde denetçi seçilememesi nedeniyle denetçi atanması için yada seçilen denetçinin görevinin engellenmesi nedeniyle açılacak davalar
İlgili Madde:
(6) Faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar denetçi seçilememişse, denetçi, yönetim kurulunun, her yönetim kurulu üyesinin veya herhangi bir pay sahibinin istemi üzerine, dördüncü fıkrada gösterilen mahkemece atanır. Aynı hüküm, seçilen denetçinin görevi red veya sözleşmeyi feshetmesi, görevlendirme kararının iptal olunması, butlanı veya denetçinin kanuni sebeplerle veya diğer herhangi bir nedenle görevini yerine getirememesi veya görevini yapmaktan engellenmesi hâllerinde de uygulanır. Mahkemenin kararı kesindir.
(7) Denetçinin mahkeme tarafından atanması durumunda, emsal dikkate alınarak, ücreti ile muhtemel giderler için mahkeme veznesine yatırılması gereken ön ödeme mahkemece belirlenir. Bunlara üç iş günü içinde itiraz edilebilir.Mahkeme kararı kesindir. (TTK 399/ 6-7)
e) Anonim Şirket ile denetçi arasındaki görüş ayrılıkları çıkması sonucu açılan davalar
   İlgili Madde:
Şirket ile denetçi arasında şirketin ve topluluğun yılsonu hesaplarına, finansal tablolarına ve yönetim kurulunun faaliyet raporuna ilişkin, ilgili kanunun, idari tasarrufun veya esas sözleşme hükümlerinin yorumu veya uygulanması konusunda doğan görüş ayrılıkları hakkında, yönetim kurulunun veya denetçinin istemi üzerine şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi dosya üzerinden karar verir. Karar kesindir.(TTK  405)
f) Anonim Şirket genel kurulunun toplantıya çağrılmasına ilişkin dava
İlgili Madde:
Genel kurul, süresi dolmuş olsa bile, yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabilir. Tasfiye memurları da, görevleri ile ilgili konular için, genel kurulu toplantıya çağırabilirler.
(2) Yönetim kurulunun, devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkân bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, mahkemenin izniyle, tek bir pay sahibi genel kurulu toplantıya çağırabilir.Mahkemenin kararı kesindir. (TTK 410 )
g) Anonim Şirketlerde pay sahiplerinin genel kurulun toplanması veya gündeme madde konulması talepli davalar
İlgili Madde:
Pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemleri yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde, aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi karar verebilir. Mahkeme toplantıya gerek görürse, gündemi düzenlemek ve Kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere bir kayyım atar. Kararında, kayyımın, görevlerini ve toplantı için gerekli belgeleri hazırlamaya ilişkin yetkilerini gösterir. Zorunluluk olmadıkça mahkeme dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir. Karar kesindir.(TTK 412)
h) Anonim Şirketlerde bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen pay sahiplerinin açmış olduğu davalar
İlgili Madde:
(1)     Finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulur. Bunlardan finansal tablolar ve konsolide tablolar bir yıl süre ile merkezde ve şubelerde pay sahiplerinin bilgi edinmelerine açık tutulur. Her pay sahibi, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilir.
(2)     Pay sahibi genel kurulda, yönetim kurulundan, şirketin işleri; denetçilerden denetimin yapılma şekli ve sonuçları hakkında bilgi isteyebilir. Bilgi verme yükümü, 200 üncü madde çerçevesinde şirketin bağlı şirketlerini de kapsar. Verilecek bilgiler, hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun olmalıdır. Pay sahiplerinden herhangi birine bu sıfatı dolayısıyla genel kurul dışında bir konuda bilgi verilmişse, diğer bir pay sahibinin istemde bulunması üzerine, aynı bilgi, gündemle ilgili olmasa da aynı kapsam ve ayrıntıda verilir. Bu hâlde yönetim kurulu bu maddenin üçüncü fıkrasına dayanamaz. 
(3)     Bilgi verilmesi, sadece, istenilen bilgi verildiği takdirde şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği gerekçesi ile reddedilebilir.
(4)     Şirketin ticari defterleriyle yazışmalarının, pay sahibinin sorusunu ilgilendiren kısımlarının incelenebilmesi için, genel kurulun açık izni veya yönetim kurulunun bu hususta kararı gerekir. İzin alındığı takdirde inceleme bir uzman aracılığıyla da yapılabilir.
(5)     Bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi alamayan pay sahibi, reddi izleyen on gün içinde, diğer hâllerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Başvuru basit yargılama usulüne göre incelenir. Mahkeme kararı, bilginin genel kurul dışında verilmesi talimatını ve bunun şeklini de içerebilir.Mahkeme kararı kesindir. (TTK 437)
i) Anonim şirketlerde pay sahiplerinin özel denetçi atanması istemlerine ilişkin davalar
İlgili Madde:
(1)     Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir.
(2)     Genel kurul istemi onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir. (TTK 438)
(3)     Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az bir milyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir.
(4)     Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır. (TTK 439)
Mahkeme, şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra kararını verir.
Mahkeme istemi yerinde görürse, istem çerçevesinde inceleme konusunu belirleyerek bir veya birden fazla bağımsız uzmanı görevlendirir. Mahkemenin kararı kesindir.(TTK 440)
j) Anonim Şirketlerde Mahkemece atanan denetçilere bilgi verilmemesi üzerine açılan davalar
İlgili Madde:
Kurucular, organlar, vekiller, çalışanlar, kayyımlar ve tasfiye memurları önemli olgular konusunda özel denetçiye bilgi vermekle yükümlüdür. Uyuşmazlık hâlinde kararı mahkeme verir. Mahkemenin kararı kesindir.(TTK 441)
k) Limitet Şirketlerde Esas Sermaye Payının  Gerçek değerin belirlenmesi yönünde açılan davalar
İlgili Madde:
(1)     Kanunda veya şirket sözleşmesinde esas sermaye payının bedeli olarak gerçek değerin öngörüldüğü durumlarda, taraflar anlaşamamışlarsa bu değer, taraflardan birinin istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince belirlenir.
(2)     Mahkeme, yargılama ve değer belirleme giderlerini kendi takdirine göre paylaştırır. Mahkemenin kararı kesindir.(TTK 597)
l)  Limitet şirketlerde ortakların bilgi alma ve inceleme hakkının engellenmesi sonucu açılan davalar
İlgili Madde:
(1)     Her ortak, müdürlerden, şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belirli konularda inceleme yapabilir.
(2)     Ortağın, elde ettiği bilgileri şirketin zararına olacak şekilde kullanması tehlikesi varsa, müdürler, bilgi alınmasını ve incelemeyi gerekli ölçüde engelleyebilir; bu konuda ortağın başvurusu üzerine genel kurul karar verir.
(3)     Genel kurul, bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere engellerse, ortağın istemi üzerine mahkeme bu hususta karar verir. Mahkeme kararı kesindir.(TTK 614)
m) Gemi adamlarına ve kurtaranın diğer adamlarına verilecek pay  cetveline karşı açılan davalar
İlgili Madde:
Bir araç veya diğer eşya, bir başka gemi tarafından kurtarılırsa, kurtaran geminin donatanı, alacağı kurtarma ücretinden, kurtarma yüzünden geminin uğradığı zararla yapılan giderleri ayırdıktan sonra, kurtaran geminin kaptanına ve diğer gemi adamlarına 1305 inci maddenin birinci fıkrasında öngörülen kıstasları dikkate alarak pay verir.
Donatan, kurtarma faaliyeti biter bitmez, kaptanın ve diğer gemi adamlarının payını gösteren bir cetvel hazırlar ve bu cetveli onlara yazılı olarak bildirir.
Pay cetveline karşı, cetvelin bildirilmesinden sonra Türkiye’de ilk varılan yerdeki mahkemede o yere varma tarihinden itibaren onbeş gün içinde itiraz edilebilir.
Mahkemece ilgililer dinlendikten sonra, pay cetveli aynen veya gereğinde değiştirilerek onaylanır. Bu karar kesindir.(TTK 1310)  29.09.2014
 
         Hüseyin Tuztaş
(Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanı)


gencbaro.org