Mevcut TBB Başkanı yeniden aday, tek aday. Hatta  aday olduğunu 25 Aralık 2015 tarihinde ilan da etmişti.

Bu yazının  yazıldığı tarih itibarıyla  TBB Başkanlığı için 2. bir aday ortada yoktu, bundan sonrada aday çıkacağı da yok. Anlaşılan TBB de tek başkan adaylı “seçim” yapılacak.

Tek adaylı seçim olur mu?  Olursa onun adı seçim olur mu? Bu tür seçimler  kuzey Afrika nın eski tek adam rejimlerinde  bile kalmadı.

“Arap  Baharı”ndan sonra iyi kötü seçenekli seçimler yapıyorlar. Onlardan sadece Mısır da  tek seçenekli seçim  uygulandı. Komşu ülke  İran da  bu  tür  seçimler  yapıldığı  görülmektedir. Yine  tek adam seçimine bazı  eski SSCB  den ayrılan  ülkelerde  de  görüyoruz. Ayrıca   Asya  ve Afrika  ülkelerinde de  görülmesi mümkün. Bunun  dışında  ülkemizde  lider  sultasını kıramamış  siyasi partilerde, yıllarca aynı  başkanla yönetilmeyi  kanıksamış sendikalar ve   esnaf  sanatkar-şoför   odalarında da   zaman  zaman benzer   tek   adaylı seçim görülmektedir.
 
Genel anlamda seçim, seçmenlerin kendilerine sunulan değişik seçenekler karşısında tercihini belirleme olgusudur. Siyasal anlamda seçim ise, halkın kendisini yönetecek temsilcileri oyuyla belirlemesidir. Seçimler, demokrasinin temel araçlarından birisidir. Kelime  anlamı ile   bile  seçim  sözcüğünde birden  çok  seçilecek   kişi, öneri, eşya vb  olması gerektiği ortadadır. Öyle ya neyi seçiyorsun?

Tek seçenek olursa  seçim olmaz.  Buna  seçim  denmez, başka her şey denebilir. Bir kere seçim irade gerektiren eylemdir. İradenizi  seçeneklerden birisinden  yana,  diğerine karşı kullanırsınız.
 
Türkiye de kaç  Avukat var ki TBB başkanlığı'na 1  tane aday çıkabilmiş? Öyle ya başkanlık için aday potansiyeli sayıca  azsa 10-20,50-100  civarında olsa  “yahu kimse  aday olmak istemiyor 1 kişi  zar-zor çıkmış  “diye düşünülebilir. Oysa ki bilindiği kadarıyla Türkiye’ de   Avukat sayısı 100.000-yüzbin  civarında. Büyük bir ilçe nüfusu  yani.
 
Peki bu görev çok zor zahmetli bir görev mi ki 100 bin Avukat içerisinde sadece 1 i aday olmuş?

Kolay değil  tabi ama o kadar  zor mu? Sonuçta ekonomik gücü ve imkanları tam bilinmeyen saltanatlı bir kuruma başkanlık edilecek. Bir çok  refah imkanı, statü,toplumda tanınma sağlayacak bir  makam. Benim bildiğim  bir çok  Avukat bu  tür yerleri sever. Bu nedenle siyasette en çok  adedi  ile temsil edilen  meslek  (bu temsilin avukatlara hiçbir yararı olmasa da) Avukatlardadır.

Ee hala neden hiçbir Avukat  2.bir aday olmayı göze alamamış?
 
Bir  üstatla TBB seçimi, tek adaylı seçim vb hakkında sohbetten sonra  bazı şeyler  zihnimde daha da netleşti. Zihnimi açan sohbeti sizlerle de paylaşayım istedim.
 
"Nasıl oldu da hukuk ve  demokrasinin mabetlerinden Avukatların ülke çapında meslek örgütünde   birden çok aday, fikir öneri proje ile rekabet ve demokratik bir yarış olmuyor ?” dedim.

Üstat güldü “şu Avukatlık mesleğine saf, geldin saf gideceksin.” dedi.

Kızdım “niye saf diyorsun? Bunca yıl da  benim Avukatlığım var “  dedim.”

“Avukatlığın var da Baro siyasetinde öğreneceğin de çok şey  var daha. Anlatayım, eğer  anlarsan” dedi.

Sorulu cevaplı sohbete başladık.

Üstat - TBB Başkanını kim  seçer?

Ben  - TBB Delegeleri 

Üstat - Delegeleri kim  seçer?

Ben  - Biz  Avukatlar

Üstat - Yahu   tamam şeklen siz  seçersiniz de o sizin seçtiğiniz delege Avukatları aday listelerine  kim yazar, yazdırır?

Ben - Ee  şeyy  işte  o  meslektaşlar  demokratik  hak olarak aday olur  biz  seçeriz.

Üstat - Yahu bak  kulağını aç  dinle; TBB başkanı  olmak isteyen mevcut başkan veya muhtemel aday İl Baro seçimlerinden önce  o  Baronun   “eke” (Eke nin TDK sözlüğü nde” büyük kardeş –ağabey “ ve “ kurnaz-açıkgöz” olmak üzere iki  anlamı var) leşmiş olan  Baro siyasetçileri ile  görüşür ve muhtemel seçilecek delegeleri markaja alır. Seçileceğini tahmin ettiği  başkan  ve  delegelerle  samimiyeti arttırır,onları destekler. Delege listesine kendi  adamlarının adını yazdırır. Bu başkanlar  veya yönetici ve delegeler ile küs ise   barışır,  sövüşmüşlerse  sevişmeye başlarlar. Yani il Baro seçim döneminde TBB seçimine yönelik  bu pazarlıklar ,  görüşmeler  başlar. Kim  il Baro delege seçimlerinde kendine  yakın ve hatta kendi adamı olan delegeyi  seçtirebilirse    yapılacak TBB  seçimlerinde de o nun adayı seçilir seçtirilir.

Ben - Üstat delege niye TBB seçiminin adayı ile yakınlaşıyor ne ilgisi var yani?

Üstat - Yahu ben seni zeki adam sanırdım, bak şeker  kardeşim, bu delegeler  ile TBB  arasındaki   ilişki, aynen  Ankara dan  gelip  köyünün yolunu suyunu  getirecek olan  bürokrat-bakan ile köy muhtarının  ilişkisine  benzer. Muhtar  nasıl  köyüne  yol  su vb yapacak    bürokratı bakanı sever  o nunla  arasını iyi tutar Ankara ya  gittiğinde Bakanlık makamında  iltifat  görür ve bunun karşılığı köyün bütün oylarını  o  siyasetçiye   verdirirse,  TBB delegesi   de   bunun gibidir. Yani,  delegenin  Barosuna  hizmet binası,  tefrişat, makam otosu, pul parası, TBB de kurullarda  yetki   vb. kolaylıkları, hizmetleri Ankara da  bulunan TBB başkanından  alacağı için delegeler   buna  göre başkan olması  güçlü ihtimal olan   adayı destekler. Bu nedenledir  ki seçim  dönemlerinde  TBB  türbeye  döner, bir çok ilin  Baro Başkanları ve delegeleri, yöneticileri  TBB ye gider  yüz  sürer. Başkan olma ihtimali olmayan  adayın daha en baştan  kaybettiği bir  seçimde  kim neden aday olsun? Sonuçta  Don Kişot edebi ve  hayal ürünü  bir  kişiliktir. Bilmem anladın mı  şimdi bir şeyler? Hadi  benim işim var oyalama  beni.  Diyerek  ayrılırken, ben  “ üstat  öyle deme , TBB   Anayasa  değişikliği  sürecinde  tüm ülkeye çok  iyi  bir demokratik tavır gösterdi “ diyecektim “ neyse, boşver”  dedim.
 
Av. Süleyman Sırrı KUŞ 

hukukihaber.net