Aralarında Adana, Ankara, Antalya Barolarının da bulunduğu 25 baro başkanı, avukatlar ve barolara karşı yürütülen hukuksuzlukları ortak bir açıklama ile kınadı. Baroların asli görevi ve "mevcudiyetlerinin sebebi"nin, avukatlık mesleğini ve avukatları korumak, savunma hakkına yönelik ihlalleri önlemek olduğunun belirtildiği açıklamada, özel yetkili mahkemelerin karar ve uygulamalarının, bugün, savunma hakkının özünü ortadan kaldırmaya yöneldiği kaydedildi. Etkin savunma hakkının, adil yargılamanın ve adalete ulaşılmasının koşulunun hukuk devletinin ve demokrasinin güvencesi olduğunun vurgulandığı açıklamada, "12 Eylül askeri darbesine hakim olan zihniyetin ürünü olan Devlet Güvenlik Mahkemelerinin devamı niteliğindeki özel görevli mahkemelerle demokrasinin bağdaşması mümkün değildir. Savunma hakkına tahammülsüzlüğü yalnızca ulusal değil, uluslararası düzeyde de tescillenmiş olan özel görevli mahkemelerde, sanıklardan sonra avukatlar da duruşmalardan yasaklanmaya başlanmıştır" denildi.

-"SORUŞTURMA, AVUKATLIK KANUNU'NUN GÜVENCELERİ YOK SAYILARAK AÇILMIŞTIR"-

Özel yetkili mahkemelerde savunma yapan avukatların, yaptıkları savunmalar nedeniyle sanık olarak yargılanır olduğunun kaydedildiği açıklamada, avukatı yargılamanın bir parçası olmaktan çıkaran ve sanık durumuna getiren özel görevli mahkemelerin baskıcı uygulamalarının, ülkenin temeli olan adalete duyulan güveni tamamen yok ettiği ifade edildi.

Hukuksuzlukların son örneğinin, adil yargılama hakkı için mücadele eden İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ile yönetim kurulu üyeleri hakkında, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulduğu ardından da soruşturma açıldığının anımsatıldığı açıklamada şöyle denildi:
"Baro görevi kapsamında faaliyet gösterdikleri çok açık olan baro yöneticileri hakkındaki soruşturma, Avukatlık Kanunu'nun öngördüğü bütün güvenceler yok sayılarak açılmıştır. Herkes bilmelidir ki, avukatlar ve barolar demokrasinin lokomotifi, hukuk devletinin savunucusu, adaletin güvencesidir. Bizler, hukuksuzlukların tahammül sınırını aştığı bir dönemde, Kanundaki bütün güvenceler yok sayılarak, adil yargılama hakkını savundukları için kendilerini savunmak zorunda bırakılan İstanbul Barosu'nun yöneticilerinin yanında olduğumuzu ve bu yapılanların her avukata, her baroya ve özgürlüğün değerini bilsin bilmesin her bireye yapıldığını kamuoyuna ilan ederiz." (ANKA)