Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Emine Ülker Tarhan, YARSAV Genel merkezinde 2010- 2011 Adli Yılına ilişkin görüşlerini açıkladı.
 

"Darbenin izlerini silmekten bahsedenler demokrasiyi dışlamışlardır"

"Yargı reformu ve demokratikleşme diyerek, daha baskıcı, yargıyı bir partinin yörüngesine sokan, toplumun değil, iktidar partisinin sorunlarını çözecek bir yapının kurulmasının" söz konusu olduğunu belirten Tarhan, şöyle devam etti:

"Darbenin izlerini silmekten söz edenler Anayasa değiştirirken uzlaşma aramamış, halka ve sivil topluma hiç sormamış, halkın bilgilendirme sürecini kısaltmaya çalışmış ve demokrasiyi dışlamışlardır. Paketin içeriğine gelince HSYK'da tüm işlemlerin bakanlık tarafından yürütülüp yönlendirilmesine karşın hala yargıçlar devletinden söz edilmesinin arkasında başka bir anlam vardır ki o da yargının hepsi yani tamamı bizden olsun anlayışıdır. HSYK' da korunan ve arttırılan Adalet Bakanı ve Müsteşarının tartışılmaz ve önlenemez gücü idari açıdan bakana bağlı meslektaşlarımızı etkisiz kılacaktır. İki kişinin matematiksel doğruları inkar edecek şekilde seçilmiş üyelerin oylarından etkin ve değerli olduğu açıktır. Bağlı yargı yaratan bu değişikliklerin yargıdan kaçmaktan kararlı olanları ve yargıyı siyasal araç olarak kullanmak isteyenleri güçlendirecektir."
 

"Hamamböceği tavrında dinlemeler"

Referanduma sunulacak Anayasa paketinin 12 Eylül sistemini değiştirmediğini aksine pekiştirdiğini öne süren Tarhan, "Paketin işçiye kamu emekçisine yönelik hakları geriye götürdüğü ve hatta kamu görevlileri için açık bir grev yasağını öngördüğü ortadadır. Sınırsız ve mutlak bir iktidar için Yargıyı kendilerine bir engel olarak gördüklerini artık açıkça söylemekten çekinmeyen, yargı denetiminden cüret olarak söz eden bu söyleme karşı çıkan herkesi düşman ilan edip savaş açanların kirli kulaklarca yapılan dinlemeler ve gerçek dışı senaryoları da bu süreçte yeniden devreye soktuğu izlenmektedir" dedi.
Tarhan, son dönemde gündeme gelen ortam dinlemelerini de 'Hamamböceği' tavrıyla yapılan düzenlemelere benzeterek, şöyle dedi:

"Profesyonel ekiplerce ve teknik olanaklarla yapıldığı anlaşılan ortam dinlemeleri önce bazı internet sitelerine servis edilmekte, oradan yandaş medya eliyle kamuoyuna türlü yorumlarla birlikte sunulmakta, hemen ardından da meydanlarda konuşan iktidar sahiplerinin ağzında sakız yapılmaktadır. Demokrasiye inanan hiçbir yönetim röntgenleme, dinleme gibi karanlık metodlara başvurulmasına izin vermez. Demokrasiye inanan yönetim hamanböceği tavrıyla yapılan dinlemelerin kaynağına inerek suç olan bu eylemlerin cezalandırılmasını sağlar."
 

 "YARSAV'ı yok etmekten bahsetmişlerdir"

Bir gazetecinin, "Referandum sürecinde karalamalar konusunda açık ve örtülü tehditler olduğunu söylediniz. Bunu biraz açar mısınız?" sorusuna yönelik ise Tarhan, "Halletmekten, yok etmekten ve kapatmaktan söz edildi biliyorsunuz. Yani örgütlenme özgürlüğüne yargıçların açıkça müdahale edileceğinden önümüzdeki süreçte böyle bir girişimde bulunulacağından biz kaygılıyız. Ama buna ilişkin mücadelemizi de sürdüreceğiz. Açık ve örtülü tehditlerle karşılaştık. Meydanlarda gün gün, hafta hafta biz bunlarla karşılaştık. Sayın Başbakan biliyorsunuz, Osmanlı jargonunda halletmek yok etmek anlamına gelir. Onu bilmemesini beklemiyoruz. Haletmekten söz etmiştir YARSAV'ı. Yani AB'nin ve Birleşmiş Milletler'in danışman kurullarının üyesi olan YARSAV'ı yok etmekten ve halletmekten söz etmişlerdir. Bunlar açık tehditlerdir YARSAV için. Ayrıca, bu konudaki girişimlerin ivme kazanacağına ilişkin yorumlarımızı aylar önce yapmıştık ve bu ifadelerimiz yaşananlarla doğrulandı."


ANKA