Ankara Barosu adına Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen suç duyurusu dilekçesinde, “Avukatlığın amacına uygun olarak hukuki meselelerde adalet ve hakkaniyete uygun çözümün sağlanmasını temin etmek adına ‘Avukatlık Kanunu’ 35’inci maddesinde, yalnız avukatların yapabileceği işler belirlenmiştir. İlgili madde gereğince ‘Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir’ denilmiştir. ‘Avukatlık Kanunu’ 63’üncü maddesinde ise ‘Baro levhasında yazılı bulunmayanlar ve işten yasaklanmış olan avukatlar, şahıslarına ait olmayan dava evrakı düzenleyemez, icra işlemlerini takip edemez ve avukatlara ait diğer yetkileri kullanamazlar’ kuralı getirilmiştir” denildi.

Dilekçenin ekinde, arzuhalciler tarafından dava dilekçesi yazıldığına ilişkin tutulan tutanak da savcılığa teslim edilerek, “Ankara Adalet Sarayı önünde bulunan tüp geçit üzerinde ve adliye binasının önünde arzuhalcilik yapan şahısların emniyet görevlileri vasıtasıyla tespiti ile haklarında ‘Avukatlık Kanunu’na muhalefet suçundan gerekli soruşturmanın yapılmasını talep zorunluluğu doğmuştur” denildi.