Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin yıldönümü kapsamında kutlanan Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle Antalya Barosu, Türkiye'deki yargı bağımsızlığını ele aldı. Antalya Barosu'nda Baro Başkanı Alper Tunga Bacanlı ve yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleşen toplantıda, aradan geçen 66 yıla karşın amaçlanan hak ve özgürlüklerin standartlarının yakalanamadığı belirtildi.

DÜNYADA DURUM

Dünyada bugün 7 milyara yakın insan yaşadığını belirten Alper Tunga Bacanlı, “Bunun yaklaşık yarısı doktor ve ilaca, kendine ait bir konuta gereksinim duymaktadır. En az dörtte biri temel eğitim olanaklarından yoksundur. Yaklaşık 2.5 milyar insan en temel hijyen koşullarından, 1.1 milyar insan da temiz sudan yoksun yaşamaktadır. Bu göstergeler bile insanlığın içinde bulunduğu koşulları göstermektedir" dedi.

TÜRKİYE'DE DURUM

Ülkemizde somut koşullara bakıldığında ne yazık ki içlerinin daha da acıdığını kaydeden Bacanlı, şöyle konuştu:

“Bugün insanlarımızın en temel hakları olarak gördüğümüz yaşam hakkı, ifade özgürlükleri, itiraz, adil yargılama, savunma, çevre, sağlıklı olma, eğitim gibi bize göre en temel hakları, her geçen gün daha da ağır bir şekilde ihlal edilmektedir. Uzun yıllara dayanan insan hakları mücadelesiyle elde edilen kazanımlar yok sayılmakta ve tarihin tekeri geriye çevrilmek istenmektedir. Halkın haber alma özgürlüğü ve gerçekleri öğrenme hakkı en ağır saldırıyla karşı karşıya olan alanlardan biridir. 2010'da yaklaşık 3 bin 700 olan yasaklı internet sitesi sayısı bugün 60 bini geçmiştir. Bu alanda Çin ve İran'la aynı kategorideyiz."

YARGI ELEŞTİRİSİ

Yargı bağımsızlığı sıralamasında İran, Mısır ve Suudi Arabistan'ın bile gerisine düşüldüğünü aktaran Bacanlı, "Kamuoyunda Yargı Paketi ve İç Güvenlik Paketi olarak bilinen 'ben yaptım oldu' anlayışının ürünü olan düzenlemeler yargıya balans ayarı yapılmaya çalışıldığı, yargıyı bir türlü istediği kalıba dökemeyen, hemen her düzenlemeyle savunmaya karşı bakış açısını ve beslediği duyguları açığa vuran, en küçük toplumsal muhalefete bile tahammül edemeyen anlayışın, Yeni Türkiye'nin şimdiden eskisi olduğunu, hukukun yasa etiketli bir kutuya konamayacağını söylemiştik" diye konuştu.