Başkanlığın, 12 Ocak 2010 tarih ve 58597 Gündem sayılı yazısı şöyle:

Meslektaşlarımızca Baro Başkanlığımıza iletilen yakınmalarda, Sarıyer Adliyesinde avukat ve avukat stajyerleri dışında avukat yanında çalışan takip elemanlarının hacze çıkartılmadığı belirtilmiştir.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 'Avukatlık Bürosunda Çalışabilecek Kişiler' kenar başlıklı 45. maddesinde, avukatların meslek için gerekli olan yardımcı eleman çalıştırabileceği hükme bağlanmıştır.

2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun İhtiyati Haciz ile ilgili 'Zabıt tutma ve haciz tutanağının tebliği' kenar başlıklı 262/2. maddede ise, "İcra dairesi, ihtiyati haciz tutanağının birer suretini üç gün içinde haciz sırasında hazır bulunmayan alacaklı ve borçluya ve icabında üçüncü şahsa tebliğ eder' denilmiştir.

Gerek avukatların genel yetkileri gerekse de İcra İflas Kanunu uyarınca haciz sırasında alacaklı vekilinin de hazır bulunabileceği, hukuki statüsünün ise "hazirun" olacağı hükme bağlanmıştır.

Günümüz İstanbul koşullarında haciz günleri, icra dairelerinin yoğun iş yükleri nedeni randevu ile verilmektedir. Hacze çıkacak araca azami ölçüde alacaklı vekili binmekte, haczi yapacak icra memurunun takdir ettiği sıra dâhilinde zamanı belirsiz bir şekilde sıra beklenmektedir. Avukat tüm gününü bir haczi gerçekleştirmek için beklemekte, bu işlem bazen ertesi güne kalmaktadır. Avukatın işi sadece hacizde hazır bulunmak olmayıp, bürosunda müvekkili ile görüşecek, duruşmalara katılacaktır. İcra Müdürlüklerinin mevcut halleri ile tüm zaman kayıplarına rağmen haciz yapabilmeleri dahi imkânsız hale gelmiştir. Bu koşullarda ve hukuki statüsü "hazirun" olan ve hacze refakat eden, avukatın bilgi, gözetim ve sorumluluğundaki avukat yardımcılarının da hacze refakat edebilmesi, "hazirun" olarak katılabilmesini engelleyici hukuka aykırı uygulamaların sonlandırılmasını dilerim.

Saygılarımla.  

Av. Muammer AYDIN

İstanbul Barosu Başkanı