TBB DİSİPLİN KURULU KARARI

Tarih - Esas No - Karar No Konu
T. 03.01.2015
E. 2014/747
K. 2015/13


Ne miktar para tahsil edildiği, ne kadar masraf, vekâlet ücreti kesip davacıya ne miktar ödendiği belli olmayan ibranameye itibar edilemez.

(Av. Yas 34,134 TBB Mes. Kur. 3, 4)


İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

Şikâyetçinin 15.10.2012 havale tarihi ile Baro Başkanlığına verdiği dilekçe ile şikâyetli avukatlara dava ve icra takiplerine bakmak üzere vekâletname verdiğini, bu nedenle masraf ve ücreti vekâlet ödediğini, şikâyetli avukatların icradan tahsilât yaptıkları halde kendisine herhangi bir ödemede bulunmadıklarını, açılan dava ve icra takipleri ile ilgili bilgi vermediklerini, istediğinde kendisini terslediklerini, bunun üzerine kendilerini azlettiğini, haklarında gerekli işlemin yapılmasını istemiştir.

Şikâyetli avukatlar, vekilleri vasıtası ile yaptıkları savunmada atılı suçlamaları kabul etmediklerini, şikâyetçiden 6.500,00 TL teminat ve 1.000,00 TL masraf adı altında herhangi bir para almadıklarını, adına … İl Müdürlüğü’ne dava açıp kazandıklarını, Vergi Dairesi’nden paranın tahsilinde ücretin alınacağı kararlaştırıldığı halde, dava ile ilgili kendisinden ücret almadıklarını, tahsil edilen parayı kendisine ödediklerini buna dair şikâyetçiden ibraname aldıklarını, şikâyetçinin marketlerden alacağı ile ilgili olarak icra takipleri başlattıklarını, borçlusu F.N. ve M.I. olan dosyalardan yaptıkları tahsilâtları da kendisine ödediklerini, buna dair de yazılı belgenin mevcut olduğunu, bir başka takibe yapılan itiraz üzerine ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde itirazın iptali davası açtıklarında şikâyetçi tarafından kendilerine azilname gönderildiğini, iddiaların doğru olmadığını savunmuştur.

İtirazlarında ise; eski savunma ve beyanları tekrarla, Disiplin Kurulunca dosyaya sundukları ibranamenin “İbraname” olmadığına ilişkin değerlendirmenin haksız olduğunu, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün uygulaması ve birçok kararında avukatlarca düzenlenen ibranamelerde şikâyete konu dosyalara ilişkin dosya numaraları ve taraf isimlerinin ibranamede belirtilmiş olması ve iddianamenin o dosyaya yönelik tüm hak ve alacaklara ilişkin olması durumunda ibranamede miktar belirtilmesinin gerekli olmadığı yönünde olduğunu, şikâyetçinin de ibraname altındaki imzayı kabul etmesi karşısında ibranamenin hukuken geçersizliğinden senet ve delil niteliğinde olmadığından bahsedilemeyeceğini belirtip, haklarında verilen kararların kaldırılmasını talep etmişlerdir.

... Barosu Yönetim Kurulu 2012/ 129 E 2013/ 97 K. sayılı ve 27.08.2013 tarihli kararında; avukat mesleğin gerektirdiği özen ve sadakate uymak zorundadır, miktarı gösterilmeyen “İbraname” ibraname olmadığı gibi senet, delil niteliğine de sahip değildir. Uyuşmazlığı çözmez avukat mesleki bilgisi ile bunu bilir yada bilmesi gerekir, buna rağmen miktarı yazılı olmayan ibraname düzenleyen şikâyetli avukatların Meslek Kuralları ihlali yaptığı açıktır, gerekçesi ile kovuşturma açılmasına karar vermiş, Disiplin Kurulu da aynı gerekçelerle Av. Kanunu 34., 134.,T.B.B.Meslek Kuralları 3. ve 4. maddeleri gereğince Av. M.D.hakkında Uyarma, sicilinde kesinleşmiş uyarma cezası bulunan Av E.D.için kınama cezası ile cezalandırılmalarına karar vermiştir.

Dosyanın incelenmesinde; şikâyetli avukatlar tarafından dosyaya sunulan fotokopi ibranamede “... 1. İcra Müd. 2012/ 428 ve 2012/ 429 E. sayılı dosyalardan kaynaklanan alacağın tamamını tüm ferileri ile birlikte Av. E.D.’dan aldım. Ayrıca Tarım İl Müdürlüğü ile ilgili dosyada Vergi Dairesi tarafından yatırılan paramı da teslim aldım. İş bu dosyalar ile ilgili Av. E.– M. D.’ın gayrikabil rücu ibra ederim.” sözlerinin yazılı olduğu H.İ.K.ismi altında imza bulunduğu görülmüştür.

Disiplin Kurulu’nca yapılan duruşmada ve 26.07.2013 havale tarihli cevabında, şikâyetçi ibraz edilen ibraname altında bulunan imzanın kendisine ait olduğunu, ancak üzerindeki yazıların sonradan doldurulduğunu, F.N. isimli kişiden 3.300,00 TL alacağı için yapılan takip sonrası ilk taksit tutarının 1.100,00 TL kendisine ödendiğini, bu nedenle bir kâğıda imza attığını, ibranamenin aslının ibraz edilmediğini savunmuştur. Dosya içinde ibranamenin aslı bulunamamıştır. Ancak Disiplin Kurulu’nun 28.02.2014 tarihli oturumunda şikâyet edilenler vekili tarafından 20.02.2014 havale tarihli dilekçe ile birlikte ibraname aslının dosyaya ibraz edildiğinin yazılı olduğu görüldü. Disiplin Kurulunca yapılan kovuşturmada, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne teminat olarak yatırılan 6.000,00 TL’lik İş Bankasına ait teminat mektubunun, şikâyetli Avukat M.D.’ın gayrinakti kredisinden verilmiş olduğu anlaşılmaktadır.

Şikâyetli avukatlardan E.D.’ın sicil özetinde 26.04.2011 tarihinde kesinleşen uyarma, 01.04.2013 tarihinde kesinleşen uyarma, 04.10.2013 tarihinde kesinleşen kınama ve 18.07.2014 tarihinde kesinleşen kınama cezalarının bulunduğu görülmüştür.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 19.11.2008 gün ve 2008/4706 Esas, 2008/13838 Karar sayılı kararında “Davalının dayandığı ibranamede, kamulaştırma bedelinin artırılması davası sonucu, icra müdürlüğünün 2002/3515 esas sayılı dosyası ile icraya konulup tahsil edilen paranın tamamının asıl alacak, faiz, teminat vs. tüm alacağın davacı tarafından alındığı belirtilmektedir.

Yukarıda açıklandığı gibi taraflar arasındaki ilişki vekâlet ilişkisi olup, karşılıklı güvene dayandığı gibi, birbirlerine karşı saygılı ve dürüst ve iyiniyet kurallarına uygun davranmalıdırlar. Davalı vekil olarak hesap verirken de güven, iyiniyet kurallarına uygun davranmalıdır. Bu nedenle verdiği hesabında açık, anlaşılabilir, güvenilebilir olması gerekir. Vekilin verdiği hesabı müvekkil tasvip ederken sonucundan emin olmadığı bazı tazminat taleplerinden vazgeçtiğinin farkında olduğunun kanıtlanması gerekir. Tasvibin ve ondan çıkarılan ibra sonucunun mutlak butlan sebepleri ve irade bozukluğu dolayısı ile hükümsüz olduğunu müvekkilin ileri sürmesi mümkündür. (Prof Dr. Haluk Tandoğan Borçlar Hukuk Özel borç ilişkileri (cilt 2 sayfa 301)

Davalı vekilin dayandığı ibraname bu açıklamalar doğrultusunda incelendiğinde, güven verici gerekli açıklıkta, anlaşılabilir değildir. Bir defa vekilin ne miktar para tahsil ettiği, ne kadar masraf, vekâlet ücreti kesip davacıya ne miktar ödediği belli olmadığı gibi, davacının bunları bildiği hususu da kanıtlanmamıştır. Öyle olunca böyle bir ibranameye itibar edilemez. Davalı avukat tahsil ettiği paranın ne kadar olduğunu, bu paradan ne şekilde ve miktarda davacıya ödediğini ispat etmek zorundadır. Davalı ibraz ettiği delillerle tahsil ettiği kamulaştırma bedelinin ve davacıdan aldığı masraf avanslarının hesabını vermemiş paranın tamamını ödediğini kanıtlayamamıştır. Ne vaki davalı sair delil demek suretiyle yemin deliline dayanmıştır. Mahkemece, davalıya yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılarak, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.” sözlerinin yazılı olduğu, ibranamenin geçerli olabilmesi için rakamsal açıklama yapılmış olmasının zorunlu bulunduğu dile getirilmektedir.

Avukatlık Yasasının 34. maddesinde “ Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve T.B.B.’nce belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”

Avukatlık Yasasının 134. maddesinde “Avukatlık onuruna, düzen ve gerekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu Kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”

T.B.B. Meslek Kuralları 3. maddesinde “Avukat, mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür.”

T.B.B. Meslek Kuralları 4. maddesinde “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır. Avukat, özel yaşantısında da buna özenmekle yükümlüdür.”

T.B.B. Meslek Kuralları 43. maddesinde “Müvekkil adına alınan paralar ve başkaca değerler geciktirilmeksizin müvekkile duyurulur ve verilir. Müvekkille ilgili bir hesap varsa, uygun surelerde durum yazıyla bildirilir.” hükümlerini içermektedir.

Şikayetli avukatın savunma delili olarak sunduğu ibraname Yasanın aradığı koşuları taşımadığı, tartışmaya açık ve güven ilkesine aykırı olduğu gibi bu ibraname tahsilatla ilgili gerekli açıklama yapılmadığı, hesabın tam verilmediğini de göstermekte olduğundan Baro Disiplin Kurulunca yapılan hukuksal değerlendirme isabetlidir.

Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.

Baro Disiplin Kurulu’nca eylemin disiplin suçu olduğuna ilişkin hukuksal değerlendirme isabetli Şikayetli avukat M.D. aleyhine itiraz olmadığından itirazın reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

Sonuç olarak Şikâyetli avukat M.D.ve Avukat E.D. vekilleri Avukat R.N.Y.’ın itirazının reddi ile;

1- ... Barosu Disiplin Kurulu’nun Avukat M.D.’ın “Uyarma Cezası Verilmesine”, Avukat E.D.’ın “Kınama Cezası Verilmesine” ilişkin 25.07.2014 gün ve 2013/ 51 Esas 2014/ 15 Karar sayılı kararının ONANMASINA,

2-Kurulumuz kararın tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere,

Oybirliğiyle karar verildi.



kararara.com