İstanbul Adalet Sarayı’ndaki baro odasında toplanan çeşitli avukat örgütlerine üye avukatlar, alkış ve slogan eşliğinde adliye içinde yürüyüş yaptı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet aleyhine sloganlar atan avukatlar daha sonra adliye içindeki meydanda bir araya geldi. Burada alkış ve slogan atmaya devam eden avukatları polis ve özel güvenlik yetkilileri dışarı çıkmaları konusunda uyardı. Ancak avukatlar hiçbir görüşme yapmayacaklarını, ne yapılırsa yapılsın eyleme devam edeceklerini belirtti. 
Bunun üzerine avukatlar oturma eylemi başlattı. Polis de çevik kuvvet ekiplerini adliye içine çağırdı. Müdahale edileceği belirtilirken bir süre içeride eyleme devam eden ve açıklama yapan avukatlar daha sonra dışarı çıktı. 

Dışarıda da alkış ve sloganla eyleme devam eden avukatlar, pankart açtı, saygı duruşunda bulundu ve basın açıklaması yaptı. Avukat Sezin Uçar, mitingi düzenleyen konfederasyonların almış olduğu iki günlük grev kararını desteklediklerini söyledi. Uçar, “12 ve 13 Ekim tarihlerinde duruşmalara girmeyeceklerini belirtti. 

Patlama sırasında olay yerinde olduğunu belirten avukat Mehmet Ümit Erdem, yeterli güvenlik önlemi olmadığını savundu. Polisin hiçbir şekilde oradaki insanlara yardımcı olmadığını ve ambulansların alana girmesini engellediğini ileri süren Erdem, "Ambulansların geçmesi için insanların polisin üzerine yürümesi ve kenara itmesi gerekti. Yoksa ambulanslar yine alana giremiyordu.” dedi. 

Olayda hiçbir polisin yaralanmamasının düşündürücü olduğunu ifade eden Erdem, "Mitinglerde sivil polisler her zaman aradadır. En azından gar binasını korumak için bile orada olmaları gerekirdi. Ancak ne hikmetse olay sırasında bir tane bile polisin kılına zarar gelmedi. Fakat 5 dakika sonra da pek çok polis yaralılara ve müdahale etmek isteyenlere gaz atmak ve saldırmak için oradaydı" diye konuştu. 

Erdem, olay yerinde güvenlik önlemlerinin de alınmadığını, delillerin kaybolmaması için güvenlik önlemini oradaki insanların el ele tutuşarak aldığını savundu.