HSYK üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunan avukatlar, derin ilişkileri ortaya çıkarmak için harekete geçen bazı hakim ve savcıların yüksek yargı tarafından engellendiğini söyledi.

Sultanahmet'teki İstanbul Adliyesi, 'Yargıda Reform Grubu' üyesi avukatların eylemine sahne oldu. Günlerdir gündemi meşgul eden yargı krizinin ardından avukatlar "yargıda reform" talebiyle eylem yaptı. Maskeli, asker şapkalı ve general apoleti takmış bir avukat, üzerine '82 Anayasası' yazılı bir karton giyerek açıklamaya katıldı. Avukatlar adına basın açıklamasını yapan Yargıda Reform Grubu Başkanı Serhat Şendilmen, derin ilişkileri ortaya çıkarmak için harekete geçen hakim ve savcıların bizzat HSYK ve yüksek yargı tarafından engellendiğini öne sürdü. Şendilmen, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yüksek yargı mensuplarının, görevini yapan hakim ve savcılara baskı ve yönlendirme niyetli açıklamalarını hukukçular olarak kabul etmemiz mümkün değil. Daha dün askeri disiplinle karargahlarda brifing alan bu zihniyetin şimdi bağımsız yargıdan bahsetmesi ciddiyetsizliktir. Bu nedenle acilen yargıda reform yapılıp, meşrutiyetini darbecilerden alan bu yapının acilen tasfiye edilip yerine halka güvenen, farklılıkları zenginlik olarak gören anayasanın bir an önce yasalaşması sağlanmalıdır."

Ayışığı, Sarıkız, Yakamoz ve son olarak Balyoz darbe planlarının birer Türk filmi olmadığını ve bunların hiçbirisinin mutlu sonla bitmediğini belirten Şendilmen, "Bu isimlerin hepsi hayatımızı neredeyse cehenneme çevirecek operasyonlar, planlar barındırıyor. Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Rahip Santoro, Malatya Zirve Yayınevi ve son olarak Hrant Dink ve daha niceleri, bu saydığımız planlar ve benzerleri ile katledildi. Bunların hiçbirisi yargı tarafından çözülemedi." diye konuştu. Şendilmen, birkaç gün içerisinde konuyla ilgili imza kampanyası başlatacaklarını da belirtti.

Yasaları aşarak yetki gasbında bulundular

Erzurum Barosu'na kayıtlı avukatlar, adliye önünde cübbelerini giyerek HSYK kararını protesto etti. Avukatlar adına konuşan Zahide Yavuz, yüksek yargının siyasi bir kurum gibi açıklama yaptığını belirterek, Türkiye'nin yargıçlar hükümetine doğru gittiğini söyledi. Yavuz, "Yüksek yargıdan beklenen, tarafsız ve bağımsız olarak her tür siyasi, ideolojik ve sübjektif değerlendirme ve yaklaşımlardan uzak olarak görevlerini ifa etmesidir. Ancak ülkemizde yüksek yargının Anayasa ve yasaların kendilerine verdiği yetkileri aşarak yetki gasbında bulunduğunu görüyoruz." dedi. Erzurum Adliyesi önünde toplanan Genç Siviller üyesi bir gurupta HSYK'yı eleştirdi.

Karar teamüle dönüşürse hukukçular görev yapamaz

Kahramanmaraş'ta, HSYK'nın savcıların özel yetkilerini kaldırmasıyla ilgili kararına tepki gösterildi. Adıyaman, Afyonkarahisar, Çankırı, Iğdır, Kayseri, Şırnak ve Yozgat barolarının da destek verdiği açıklamayı okuyan Kahramanmaraş Barosu Başkanı İsmail Kahveci, yargı bağımsızlığına karşı açıkça darbe yapıldığını vurguladı. HSYK'nın kararının yargı bağımsızlığına doğrudan bir müdahale niteliğinde olduğunu belirten Kahveci, " HSYK, yürütülen bir soruşturmayı denetleme yetkisine sahip değildir. Eğer böyle hukuksuz bir teamül oluşursa, Türkiye'de hiçbir savcı ve hakim görevini bağımsız ve özgür bir biçimde yürütemeyecek ve yargı bağımsızlığı tamamen ortadan kalkacaktır." diye konuştu.

Hakim ve savcılara açık bir müdahale söz konusu

Bolu'da, Çağ Hukukçular Derneği'ne üye avukatlar, HSYK'nın Erzincan'daki soruşturmayı yürüten özel yetkili savcılara müdahalesine karşı çıktı. Basın toplantısı düzenleyen avukatlar adına açıklama yapan avukat Erol Altıntaş, HSYK'nın cumhuriyet savcılarına yönelik kararının, hâkim ve savcı bağımsızlığına yönelik açık bir müdahale olduğunu söyledi. Müdahalenin, gözdağı niteliğinde olduğunu belirten Altıntaş, "HSYK'nın Anayasa'dan kanundan almadığı bir yetkiyi kullanarak yargılama sürecine müdahil olması, savcıların yetkilerini elinden alması, savcıların yürütmüş olduğu soruşturmayı ve bundan sonraki bu tür soruşturmaları yürütecek diğer hâkim savcılara yönelik bir gözdağı niteliğindedir." dedi.

Ahmet Gündel (Emekli Yargıtay Savcısı)

Yüksek yargı ideolojik davranıyor

Erzurum olayında yüksek yargı olaya hukuksal değil, ideolojik olarak yaklaşmıştır. Bütün sıkıntılar da buradan kaynaklanıyor. Savcılar görevlerini yapmışlardır. Hâkimler tutuklama, arama kararı vermişlerdir. Tutuklamaya itirazın reddine karar vermişlerdir. 3-5 tane yargıç da bu sürecin içinde. Onlar da özel yetkili savcıların yaptığı işlemin doğru olduğunu teyit etmişlerdir. Aksine iddiaların bir tutarlılığı yoktur, altında çeşitli kasıtlı düşünceler olduğuna inanıyorum. HSYK, birkaç yıldan beri görevlerinin dışına taşmak suretiyle görülmekte olan soruşturmalara ve davalara müdahale etmeye başladı.

Prof. Dr. Hakan Hakari (19 Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı)

Yeni savcılar da olumsuz etkilenecek

Yürütülmekte olan bir soruşturmanın ortasında kalkıp böyle bir şey yapmak, doğrudan doğruya soruşturmaya müdahaledir. Soruşturmanın akıbeti açısından sıkıntı oluşturacaktır. Bundan sonra yetkilendirilecek savcının soruşturmayı sağlam ve objektif bir şekilde yürütmesi zorlaşacak.

Latif Selvi (Konya Sivil Toplum Platformu Başkanı)

Hukuk sistemini katlettiler

Türkiye'de son dönemlerde bir sürü hukuk skandalına şahit olduk. HSYK'nın Erzurum'daki özel yetkili savcıların yetkilerini hiçbir gerekçeye dayandırmadan alması hukuk tarihinde daha önceki skandalların hepsini geride bıraktı. Yüksek Kurul'un verdiği karar hukuk sistemini katleden gözü dönmüş bir karardır. Herkesi rahatsız etmiştir. Ülke ciddi zarar görecek. Hiçbir hukuki temeli yok. Hukuk trajedisiyle karşı karşıyayız. Bu yapı mutlaka tasfiye edilmeli.

Doç. Dr. İbrahim Ercan (Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı)

HSYK'nın acele karar vermesi manidar

HSYK'nın hiçbir derin araştırma yapmadan böyle bir karar almasını çok enteresan buluyorum. Siz savcılara özel yetkiler veriyorsunuz, bu insanlar görevlerini yaparken de belli bir yere geldiklerinde 'Hayır ben yetkiyi geri alıyorum' diyorsunuz. Bunu olağanüstü bir şekilde yapıyorsunuz. HSYK üyeleri bu kararı verirken Erzurum cumhuriyet savcısının yaptığı soruşturma evrakına bakmadılar.

Doç. Dr. Refik Korkusuz (Dicle Üniversitesi Dekan Yardımcısı)

Kurul, yetkisinin önüne geçti

HSYK'nın böyle bir yetkisi yok. Cezalandırma için tahkikat açılması gerekiyor. Savcılar hakkında görevden alma söz konusuysa savcı güvencesi var. Önce tahkikat, teftiş yapılması, rapor hazırlanması lazım. HSYK, yetkisinin ötesinde bir karar almıştır. Bu tür durumların önüne geçmek için yuvarlak yetkileri kanunla netleştirmek lazım. Bazı hâkim ve savcılarda hukuktaki ve siyasal alandaki boşluğu doldurma gibi yaklaşımlar var. Özgürlükçü bir bakış açısının olması şart.

Beyazıt Boran (Eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı)

Savcıların savunması bile alınmadı

Eğer bir hâkim veya savcı yetkilerini aştıysa onun hakkında işlem yapılır. Ancak önce bu kişi hakkında şikâyet olması gerekir. Bu şikâyetten sonra inceleme başlatılır. Eğer incelemede geçerli deliller varsa soruşturmaya geçilir. Bu aşamada isimi geçen kişilerden savunmaları alınır. Bu vakada bunların hiçbiri olmadı. HSYK, Osman Şanal'ın savunmasını almadan kendisine ceza verdi. Özel yetkili savcılıktan düz savcılığa tenzil-i rütbe ettirdi.

Mete Göktürk (Eski Savcı)

HSYK, siyasi kuruluş gibi karar alıyor

Bu işin normal prosedürü ortada. HSYK elbette toplantı yapabilir, değerlendirebilir ve Adalet Bakanlığı'ndan müfettiş gönderilmesini isteyebilirdi. İlgili müfettişler de rapor düzenleyip bu konuyla ilgili soruşturmayı yapanlar açısından disiplin yönünden, detay yönünden soruşturma yapılıp yapılmayacağı konusunda görüşlerini bildirirlerdi. Bu uygulama şimdiye kadar görülmüş bir şey değil. HSYK, sanki bir siyasi kuruluş gibi kararlar alıyor.

Gökhan Bozkurt (Mizan Hukuk Derneği Başkanı)

Bu bir yargı darbesidir

Ortada ciddi bir demokrasi sorunu var. Olayların gelişimine baktığımızda söz konusu kararın yangından mal kaçırırcasına verildiği görülüyor. Zira daha 1 gün önce yapılan işlemler sebebi ile HSYK'nın acilen toplanıp bu kararı alması, olayı ve evrakı tam incelemediğini gösteriyor. Verilen karar yargı bağımsızlığına, hâkimlik ve savcılık teminatına, bizzat bunu sağlamak ile görevli HSYK tarafından vurulan bir darbedir. Bu bir yargı darbesidir.

Taylan Tanay (Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube Başkanı)

Tarafsızlığı kaybederek siyasileştiler

Erzurum Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal'ın yürüttüğü soruşturma gizli soruşturmadır. Bir süredir tartıştığımız yargının bağımız olmadığı konusunu somut örneklerle ortaya koyan gelişmeler yaşamaya başladık. Yargı son gelişmeyle tarafsızlığını kaybetmiş ve siyasileşmiştir. Hukuk karşısında herkesin soruşturulması mümkün olmalı. HSYK tarafından yargının kirletildiğini düşünüyorum. Yargıya ne HSYK ne de Adalet Bakanlığı müdahale etmemeli.

Mehmet Gani (Kamu Hukukçuları Derneği Başkanı)

Hukuk devletine güveni sarstılar

Hukuk kuralları çerçevesinde suç istinadı olan kişiler hakkında yasal işlemlerin yapılması doğal. Eğer suçu yoksa zaten beraat eder, varsa cezasını çeker. HSYK'nın daha en başında müdahil olması, hukuk devleti açısından kabul edilebilir bir görüntü değil. Demek ki HSYK, istediği zaman yukarıdan müdahale edecek, 'sen buna karışamazsın, onu benim istediğim adam yargılayacak' diyecek. ZAMAN