1-Her gün hatta kimi gün 2-3 kez Adliye'ye girip çıktığımız düşünüldüğünde aranarak girmemiz demek radyasyon alıp sağlımızdan ve aranmadan dolayı zamanımızdan olmamız demektir.
 
2-Avukatın üstünde veya çantasında müvekkilline ait bilgi, belge ve delil olabilir bunları kimse ile paylaşmak istemez. Zaten sır saklama yükümlüğü çerçevesinde paylaşması da yasaktır.
 
3-1136 sayılı Avukatlık yasasının 58. maddesi Ağır Cezayı gerektiren suç üstü halleri dışında avukatın üzeri aranamaz.
 
4-Yargının 3 sac ayağından biri avukattır diğer ikisi (hakim ve savcılar) aranmıyorken bizim aranmamız haksızlık ve eşitsizliktir.
 
5-Müvekkilli ile birlikte adliyeye girerken üstü aranan avukat prestij kaybı yaşar ve müvekkilli gözünde itibar kaybeder. Ayrıca savcılık ve mahkeme nezdinde de psikolojik olarak güç kaybeder.
 
6-Bağımsız savunmayı temsil eden bizler, yürütme organının her iki başı ve yandaş medyaları tarafından hedef gösterildiğimizden aramaları kabul etmek baskılara da boyun eğmek anlamını taşıyacaktır.
 
7-İktidarın 12 yıllık geçmişinde çiftçiler, doktorlar, öğretmenler, gezi sürecinde mimarlar, mühendisler hatta askerler gibi bir çok meslek grubu hedef alınıp sindirilip bastırılmışken şimdi de hedef olarak avukatlar alınmış ve sindirilmeye çalışılmakta ve bu kampanyanın başlangıç noktası da aranmak istenmemizdir.
 
8-Arama uygulamasına maruz kalmadan Barolar Birliği tarafından verilen çipli kartlarla adliyeye girişimiz sorunsuz şekilde yapılabilir ve hiç bir güvenlik sıkıntısı da doğmaz. 
 
9-Kamuoyunda ve sanal alemde siz neden aranmak istemiyorsunuz, ayrılacağınız nedir diyen kişilere lütfen okuyun ve okutunuz. 
 
Av. Erdoğan ÇIPLAK