hukukihaber.net'e özel yapılan açıklama şöyle;

BASINA VE KAMUOYUNA


Hakkımızda son zamanlarda ortaya atılan asılsız iddialar ve bu iddialara ilişkin yanlış haberler yapılmak suretiyle kamuoyu oluşturulması ile ilgili açıklama yapma gereği duymaktayız.

Gezi Parkı’nda ve memleketimizin birçok ilinde insanların uğradıkları haksızlıklar karşısında verdikleri barışçıl mücadelenin, sürecin başından beridir destekçisi ve takipçisi olduk. Süreçteki hukuksuzluklara, şiddete, demokrasinin katledilişine ve her türlü insan hakkı ihlallerine hem bir hukukçu hem de bir vatandaş olarak karşı durduk.

5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla, ağaçların kesilmesine karşı durmak amacıyla, Türkiye’nin birçok yerinde tebeşirle ağaç çizme hareketi gerçekleştirildi. Bu hareket çerçevesinde, Çanakkaleli çevre duyarlıları da ağaç çizip, ‘Gezi Parkı’ yazarak ağaçların kesilmesine, doğanın katline ve ekolojik çöküntüye karşı, Kazdağları’nda altın madenciliğine karşı vermiş oldukları tepkiye benzer demokratik tepkilerini ortaya koydular. Bizler de ağaç çizme hareketini destekledik; kolayca temizlenebilen ve mala zarar verme niteliği bulunmayan tebeşir ile sokaklarımıza ve meydanlarımıza ağaç çizerek, ‘Gezi Parkı’ yazan çevre duyarlılarının yanında olduk. Kaldı ki çizimler sadece sokaklara, kaldırımlara, iş hanlarının dış kapılarına yapılmıştır.

Bu barışçıl hareketin yalnızca belli kişilere karşı yapıldığının öne sürülmesini; bazı avukatların kapılarını işaretleme ve kişilerin fişlenmesi gibi bambaşka bir boyuta taşınmasını şaşkınlık ile gözlemledik.

Meslektaşlarımızın mahremiyetlerine saygı duymak açısından detaylı bir tarif veya betimlemeye yer vermemek ile birlikte belirtmek gerekir ki; işaretlendiği iddia olunan meslektaşlarımızın ofislerinin bulunduğu apartman ve iş hanlarında birden fazla bağımsız bölüm bulunmak ile birlikte, diğer meslek gruplarından ve diğer görüşlerden insanların evleri ve işyerleri mevcuttur. Kaldı ki bu çizimler sadece dört meslektaşımızın ofislerinin bulunduğu apartman ve iş hanları önüne dahi yapılmamıştır. Çanakkale’nin çeşitli sokaklarında bu çizimler yer almıştır. Bu çizimler, herhangi bir hedef gösterme kastı ile yapılmamıştır.

Herhangi bir kişi, kurum, topluluk, siyasi parti lehine veya aleyhine hiçbir resim ve yazı bulunmamaktadır. Herhangi bir kişi ile münferiden ve müstakil olarak bağdaştırılabilecek veya kişileri hedef gösterici nitelikte hiçbir hareket söz konusu değildir.

Meslektaşlarımızın kendi kapılarının işaretlendiğini düşündüklerini öğrenir öğrenmez derhal yapılan hareketin niteliğini, kapsamını ve amacını kendilerine ve Çanakkale Barosu mensuplarına açıklayarak; harekete bizzat katıldığımızı; hiçbir hedef gösterme veya fişleme amacının bulunmadığını ifade ettik. Hakkımızda disiplin soruşturması açılması için başvuruda bulunacaklarını bildiren meslektaşlarımıza; böyle bir başvurunun hak arama özgürlüğünden ileri geldiğini, soruşturmanın başlatılması halinde haklı savunmalarımızı yapacağımızı belirttik ve meslek örgütü içinde, avukatlık ortak paydasında dayanışma ve saygının esas olduğunu, ilgili meslektaşlarımızla da bu esasın aramızda hiçbir şekilde zarar görmeyeceğini belirttik.

Disiplin soruşturmasının söz konusu olabileceği bir süreçte lehimize kamuoyu yaratmanın etik ve hukuki olmamasından hareketle konu ile ilgili basına ve kamuoyuna açıklama yapmaktan da bugüne değin kaçındık.

Ne var ki bu süreçte bazı yayın organlarında, olay, ‘Sprey boyayla avukat kapılarının işaretlenmesi’, ‘Avukat kapılarına boyalarla çirkin sözler yazılıp çizimler yapılması’, ‘tehdit içeren yazılar yazılmak suretiyle kişilerin fişlenmesi’ olarak öne sürülmüş ve haberler görsellerle desteklenirken, okuyucuları yanlış yönlendirmek suretiyle; kapıların üzerinde çarpı işaretleri bulunan temsili resimler basılarak kasıtlı olarak kamuoyu yanıltılmıştır.

27 Haziran 2013 günü, olayın tarafları bir araya gelerek, olayları ve medyada ortaya çıkan bilgi kirliliğini değerlendirmişler, her iki taraf da bu dezenformasyondan rahatsızlık duyduklarını ifade etmişlerdir. Bunun üzerine Çanakkale Baro Başkanlığı tarafından aynı gün basına bildiri gönderilerek, “Baro Başkanı’nın da hazır bulunduğu bir görüşmede olayın taraflarının bir araya gelerek olayın tüm boyutlarıyla konuşulduğu ve düşüncelerin paylaşıldığı vurgusu yapılmış, “Olayda herhangi bir kastın olmadığı, durumun yanlış anlaşılmalara sebebiyet verildiği, baromuzda var olan sevgi ve saygının muhafaza edildiği ve aynı anlayışın bundan sonra da devam edeceği hususunda fikir birliğine varıldığı” kamuoyuna duyurulmuştur.

Yine de bilgi kirliliğinin önlenmesi mümkün olmayarak; 28 Haziran 2013 tarihinde Star Gazetesi’nde ‘Çanakkale’de Skandal Uygulama’ manşeti ile bir haber yapılmış ve bu haberde olayın tüm ilgililerinin isimlerine yer verilmiştir. İsimlerimizin açıklanması konusunda tarafımızın hiçbir onayı bulunmamaktadır. Bir gün önce gerçekleştirilen diyalog sonucu varılan ortak karar neticesinde meslektaşımız Gül Özerden olayın tarafları arasında diyalog gerçekleştirilip, Baro Başkanı tarafından ortak karara ilişkin basın açıklaması sunulduğunu, buna binaen kendisinin olay ile ilgili konuşmasının doğru olmayacağını belirtmiştir. Kendisinin bu beyanı dahi haberde değiştirilerek yer almıştır. Ayrıca haberde yer alan fotoğraflardan da anlaşılmaktadır ki; her yere olduğu gibi işaretlenme iddialarına konu olan yerlerde de çizimler sprey boyalarla çarpı işareti koyulması, çirkin sözler yazılması iddialarını karşılamamaktadır. Çizimlerin tıpkı sokak kaldırımları ve meydanlarda olduğu gibi iş hanlarının giriş kapılarında da tebeşirle ağaç çizmek ve Gezi Parkı’nı desteklemekten ibaret olduğu fotoğraflar ile de sabittir. Ancak avukatların kapılarının işaretlenmek suretiyle hedef gösterildiği iddialarına yer veren ve bu konudaki hassasiyetleri dile getiren bir gazete haberi içeriğinde, izinli ya da izinsiz olarak yayınlandığı tarafımızdan bilinmemek ile birlikte, hiçbir karartma yapılmaksızın adres belirtir nitelikte fotoğraflar dahi kullanılmıştır.

Ayrıca bu süreçte yanlı, yanlış ve şahıslarımızı suçlayıcı nitelikte haberler yapılarak, isimlerimizin de onayımız alınmaksızın yayınlanması sonucu sosyal paylaşım sitelerindeki kişisel hesaplarımıza gönderilen nefret ve tehdit mesajlarına maruz kalmış bulunmaktayız.

Çanakkale Barosu’na katıldığımız ilk günden bu yana bizler hak ve özgürlükler konusundaki duyarlılığımızı her platformda dile getirmiş, Baroların topluma önderlik etme misyonunun farkında olarak komisyonlarda aktif roller almış, haklar ve hukuksal bilinçlendirme konusunda Baro ile toplumu buluşturan ve kaynaştıran birçok yeni projeyi üretmiş ve hayata geçirmiş bulunmaktayız. Buna rağmen insan haklarını ihlal etmek gibi ağır isnatlara maruz kalmaktayız.

Üzülerek gözlemledik ki, bazı yayın organları Gezi Parkı direnişinde sergilediği yanlı tutumunu bu süreçte de sergilemeye devam ederek, tebeşirle ağaç çizme hareketine katılan tüm çevre duyarlılarına bizim üzerimizden gölge düşürülmesine; meslek ile hiçbir ilgisi bulunmayan sivil bir hareketin Çanakkale Barosu’nun avukatları arasında bir ihtilaf olarak aksettirilmesine sebebiyet vermiştir.

Asılsız haberler yapmak suretiyle bilgi kirliliği ve dezenformasyon yaratan yerel ve ulusal medya kuruluşları hakkında yasal yollara başvuracağımızı belirtir, bu konuda basın açıklaması yapma zorunluluğumuzun doğduğunu duyururuz.

Bu süreçte yaşadığımız üzüntü ve mağduriyetlerimize duyarsız kalmayan, süreci takip edip yanımızda olduğunu bildiren Barolara, Avukat Hakları Merkezleri’ne, meslektaşlarımıza, çevre gönüllülerine ve bu konuya duyarsız kalmayan herkese teşekkürlerimizi sunarız.

Kamuoyuna ve ilgililere duyurulur.

Av. Gül Özerden 
Av. Güneş Pehlivan
Av. Bihter Bilir


Kaynak: hukukihaber.net