Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Avukat Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Cem TV'de Mustafa Mutlu'nun sunduğu “Kral Çıplak” programında, bir dönem Ergenekon ve Odatv kumpas soruşturmasını da yürüten, FETÖ'nün firari savcılarından İstanbul eski özel görevli savcısı Cihan Kansız'la yaşadıklarını ilk kez anlattı.

Feyzioğlu, önceki akşam katıldığı Cem TV'deki programda Sözcü Gazetesi ve yazarlarına yönelik iddianameye ilişkin görüşlerini paylaşırken, 2013 yılında avukatların kelepçelendiği, yerlerde sürüklenerek gözaltına alındıkları Çağlayan Adliyesi'nde firari FETÖ savcılarından Cihan Kansız'la yaşadıklarını şöyle anlattı:

AVUKATLARI SÜRÜKLEDİLER

"17-25 Aralık sürecinde biliyorsunuz soruşturmayı yürüten bir takım savcılar vardı. Yolsuzluk iddialarını bir kenara koyuyorum, bunlar çok ciddi iddialardır. Ancak şunu söylemeden geçemem. O soruşturmanın başında da bir hain vardı. Zekeriya Öz. Belki bazılarımız hatırlamaz. İstanbul'da 2013 yılında bir kısım avukatları yerlerde sürüklediler, dövdüler, cübbelerini parçaladılar Çağlayan adliyesinde. Ben Ankara'dan fırladım, uçağa atladım, 2.5 saat sonra Çağlayan'da başsavcının odasındaydım. Turan Çolakkadı, o ekibin sembolik olarak başında duruyordu. Yönetim Kurulundan iki üyemizle birlikte, biri Başkan yardımcımız Avukat Berra Besler hanımefendidir, İstanbul'da hatta Türkiye'de avukatlar çok iyi tanır Berra Hanımı. Birlikte girdik odaya. Sekreter 'durun' dedi. Yani o kadar öfkeliyim ki kimse durduramaz o sırada, girdim odaya. Dedim, 'Ne yapıyorsunuz, siz nasıl avukatlara kelepçe vurursunuz, nasıl gözaltına alırsınız, tutuklama sebepleri var mı?'. Başsavcı bey dedi ki, 'Biz tutuklamadık yakaladık' dedi. 'Siz kanunu bilmiyorsunuz. Başsavcı olmuşsunuz ama bilmiyorsunuz. Bir insanı yakalamak için kanundaki tutuklama şartlarının oluşması lazım. Açın okuyun kanunu' dedim.

YAKASINA YAPIŞTIM

O sırada hiç görmedim, çünkü doğrudan başsavcıya kilitlenmişim, bir ses duydum. 'Sen kimsin?' dedi bana. Döndüm, 'sen kimsin' dedim. 'Ben İstanbul savcısıyım' dedi. 'Ben de Türkiye Barolar Birliği Başkanıyım' dedim. 'Adınız ne' dedim. 'Sen önce adını söyle' dedi. 'Valla' dedim, 'kusura bakma. Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı tek, başkanı da tek. Ama İstanbul'da bir sürü savcı var. Eğer Türkiye Barolar Birliği Başkanı'nın adını bilmiyorsan sen acaba savcı değil misin?' dedim. Cihan Kansız'mış. Ayağa kalktı o sırada. Göğüs göğüse duruyoruz. Birbirimizin yakasına yapıştık, şu haldeyiz. O benim yakama yapıştı, ben onun yakasına yapıştım. O sırada başsavcı fenalık geçiriyor odada. Hava yelliyorlar. Neyse, dedi ki, 'Bana bak. Aksi ispatlanana kadar o avukatlar benim için teröristtir' dedi. Ben de dedim ki, 'aksi ispatlanana kadar benim için sen teröristsin!'. Nitekim terörist çıktı. Bunlarla karşı karşıyaydık o günlerde biz." (Odatv)