Konuyla ilgili kamuoyu oluşturmak için 4 Şubat'ta meslektaşlarıyla yuvarlak masa toplantısı yaptıklarını belirten, İzmir Barosu Başkanı Sema Pekdaş konuya ilişkin basın açıklamasında AKP'nin referandum öncesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yerine Anayasa Mahkemesi'ne başvurulabilmesi için anayasada yeni bir düzenleme yapılacağını belirttiğini anımsattı. İzmir Barosu olarak kendilerinin bu hak mücadelesinden memnun olduklarını ifade eden Pekdaş "Ancak burada gözden kaçırılmaması gereken nokta Anayasa'ya yapılacak şikâyetin AİHM'ye başvuru hakkını bloke etme olasılığıdır. Aslında doğru kullanıldığı takdirde Türkiye'nin AİHM'deki kötü imajına yol açan sorunları ülke içinde çözme potansiyeli taşıyan Anayasa şikâyeti, vatandaşın AİHM'ye başvurma hakkını etkisizleştiren bir karşıt işleve dönüşmemelidir. Yasanın aceleye getirilmeden üzerinde derinlemesine düşünülerek ve tartışılarak hazırlanması gerekmektedir" dedi.

Anayasa Mahkemesi'ne bireysel şikâyet hakkının "temel hak ve özgürlükleri dolaysız kullanımını sağlamak, hak sahibi vatandaş olma bilincini yaygınlaştırmak" gibi önemli katkıları olacağını belirten Pekdaş şunları söyledi:
"Bütün bu işlevlerin yaşama geçirilmesi, bağımsız ve nitelikli bir Anayasa Mahkemesi'nin ve aynı derecede bağımsız ve nitelikli bir uzman yargının varlığını gerektiriyor. Anayasa Mahkemesi, kendi yetki alanıyla uzman mahkemelerin yetki alanını doğru bir biçimde ayıramazsa, Yargıtay ve Danıştay'ın öteden beri şikâyet ettikleri 'süper temyiz mercii' statüsüne kolaylıkla kayabilir. Böyle bir imajdan yargı birliği ve bütünlüğü zarar görebilir."

İzmir Barosu olarak bu konuda somut önerilere ilişkin çalışmalarının devam ettiğini belirten Pekdaş, bu çalışmaları da kısa zamanda konuyla ilgili tüm makamlara ve kurumlara sunacaklarını ifade etti.



ANKA