Konuşmasına Nazım Hikmet’in “Kalbim” adlı şiirinden mısralar ile başlayan Başkan Kazan hain bir terör saldırısı sonucu görevi başında şehit edilen Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı ve bu yıl içinde vefat eden Sakarya Barosu Avukatlarından Cumhur Ateş ve Murat Aktaş’ı anarak devam etti.

“Adeta feryat ederek uyarıyoruz” diyen Başkan Kazan,“Türkiye farklı seslerin susturulmaya çalışıldığı bir ülke olamaz” dedi. Özgürlüklerin askıya alındığı, yargı bağımsızlığının yok edildiği bir ülkenin ayakta kalamayacağını ifade eden Başkan Kazan dikkat çeken uyarılarda bulundu ve Anayasal düzene dönme çağrısı yaptı.

ÇÖZÜM YOLU
Hukuk demek için burada olduklarını ifade eden Başkan Kazan, Avukatların ve Baroların tarihi bir sorumluluk ile karşı karşıya olduğunun altını çizdi. Çözüm yolu olarak hukuku, laikliği, demokrasiyi ve yargı bağımsızlığı temelinde eşit yurttaşlığı işaret eden Başkan Kazan, Yurtta Sulh Cihanda Sulh felsefesine her zamankinden çok ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Son günlerdeki terör saldırılarına da değinen Başkan Kazan “Meydanları terk etmeyeceğiz, sokakları boş bırakmayacağız, geleneklerimizden vazgeçmeyeceğiz,  türkümüzü de söyleyeceğiz, halayımızı da çekeceğiz ve birbirimize daha sıkı sarılacağız.” diyerek terörün korku ve ümitsizlik tuzağına dikkat çekti. 

KOKTEYL
Törenin ardından Sakarya Barosu Hizmet Binasının bahçesinde birkokteyl düzenlendi. Kokteyle Sakarya Barosu Avukatları, Yönetim Kurulu Üyeleri, Baro Başkanı Av. Zafer KAZAN, Sakarya Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa ERCAN, Adalet Komisyonu Başkanı Şükrü Onat TEKİNALP, Sakarya Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Merih ÖZGÜVEN, Sakarya Vergi Mahkemesi Başkanı Mustafa BALCI, Sakarya 1.İdare Mahkemesi Başkanı Cihan ÖNAL, Sakarya Vali Yardımcısı Bekir DINKIRCI, Emniyet Müdürü Osman BABADAĞI, MHP İl Başkanı Av. Levent BÜLBÜL, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Başkan Yard. Hayrettin KAPLAN, Muharip Gaziler Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri, İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Hüsnü GÜRPINAR, Ziraat Odası Başkanı Hamdi ŞENOL, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Fatma BAYHAN ŞENGÜL katıldı. Çok sayıda davetlinin iştirak ettiği kokteylde 5 Nisan Avukatlar günü kutlandı.



İşte Sakarya Barosu Başkanı Av. Zafer Kazan’ın 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle yaptığı, Nazım Hikmet’in “Kalbim” adlı şiiri ile başlayan,basın açıklamasının tamamı;

“Göğsümde 15 yara var!
Deldiler göğsümü 15 yerinden,
Sandılar ki vurmaz artık kederinden!
Kalbim yine çarpıyor,
Kalbim yine çarpacak!

Yandı 15 yaramdan 15 alev,
Kırıldı göğsümde 15 kara saplı bıçak…
Kalbim
Kanlı bir bayrak gibi çarpıyor” 

Bugün öncelikle, geçen yıl bu günlerde görevi başında teröristlerce şehit edilen ve bizleri hüzne boğan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz meslektaşımıza Allahtan rahmet milletimize başsağlığı diliyorum. Ve yine ani vefatları ile bizleri derinden üzen dostumuz arkadaşımız meslektaşımız Av. Murat Aktaş ve Av. Cumhur Ateş’e Allahtan rahmet, yakınlarına ailesine ve meslektaşlarımıza bir kez daha başsağlığı diliyorum.

KALBİMİZ YİNE ÇARPACAK!
Söylemenin kınamanın tesir etmediği, yutkunmanın gönlü rahatsız ettiği koskoca bir düğüm olduğu günlerden geçiyoruz. Acı üstüne acı yaşıyor ve yaşadığımız her acı kalbimizde ruhumuzda derin izler bırakıyor. Ancak hain terör ile 15 yerinden bıçaklansa da kalbimiz Nazım’ın dediği gibi “sanılmasın ki vurmaz artık kederinden, kalbimiz yine çarpıyor kalbimiz yine çarpacak. Zaman birliğimizin, beraberliğimizin ortak gün ve değerlerimizin etrafında kenetlenme zamanıdır. Zaman daha iyi bir toplum kurmak için daha çok çalışmak ve moralimizi yüksek tutmak zamanıdır. Bu itibarla terörün tuzağına düşmeyeceğiz, ümitsizliğe kapılmayacağız, meydanları terk etmeyeceğiz, sokakları boş bırakmayacağız, geleneklerimizden vazgeçmeyeceğiz,  türkümüzü de söyleyeceğiz, halayımızı da çekeceğiz ve birbirimize daha sıkı sarılacağız. 

HUKUK DEMEK İÇİN BURADAYIZ
Bugün 5 Nisan. Avukatlar günü. Bahtiyar olmanın çok ötesinde hukuksuzluğa ve hukuksuzlara inat Hukuk demek için buradayız! Hukuktan adaletten demokrasiden ve Cumhuriyetten ümidimizi kesmediğimizi ve asla kesmeyeceğimizi haykırmak için buradayız! 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve arkadaşlarının felaket günlerinde yüklendiği vazife ve fedakârlık gibibugün bizler de ülkemizin geleceği açısından tarihi bir sorumluluk ile karşı karşıya bulunuyoruz.

Zira hukukun yok edildiği, demokrasinin mahvedildiği, laikliğin terk edildiği, çocuklarımızın istismar edildiği, kadınlarımızınöldürüldüğü, toplumun düşman kalabalıklar haline getirildiği,insanların yarınlarından endişe ettiği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin topyekûn temellerinin sarsıldığı çok kritik bir dönemden geçiyoruz. 

ENDİŞE İÇİNDEYİZ!
Gerçek olan şu ki, eğer bir devlet hukuk üzere değil ise, yöneticiler yasalara uymuyor ise, laiklik değil mezhepçilik var ise, adalet özgürlük ve eşitlik yok edilmiş iseo toplumve o devlet çökmeye mahkûmdur! 

Türkiye’nin nereye sürüklendiğinigören biz Hukukçular bu nedenleendişe içindeyiz.Ve bu durum nedeni ile adeta feryat edercesine haykırıyoruz,uyarıyoruz; Türkiye konuşan herkesin susturulmaya çalışıldığı bir ülke olamaz;Türkiye Anayasanın yok sayıldığı bir ülke olamaz;Türkiye yasaları tanımıyorum, mahkemeyi tanımıyorum, kararınada uymuyorum denilebilen bir ülke olamaz;“kanunuanayasayı bir tarafa koyarım ve bunu bu şekilde yaparım diyenlerin” ülkesi olamaz;demokrasisi rafa kaldırılmış, özgürlükleri askıya alınmış, yargı bağımsızlığı yok edilmiş bir ülke olarak daha fazla ayakta kalamaz.

Bu nedenle ülkemiz önü alınamaz büyük bir yangın yerine dönmeden önce amasız, fakatsız, tereddütsüz bir şekilde laikliği, demokrasiyi, özgürlüğü, eşitliği ve hukuku devlete hakim kılmakve Anayasal düzene dönmek zorundayız. Yurtta Sulh Cihanda Sulh felsefesinin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha anlamak zorundayız.

AVUKATIN HAKKI YURTTAŞIN HAKKIDIR
Ülkenin içinde olduğu şartlar itibariyle biz Avukatlar da tarihimizin en büyük baskısı altındayız zira yurttaşın hak arama hürriyetine haldeyse, düşünce ve ifade hürriyeti ne haldeyse, basın ve haber alma özgürlüğüne haldeyse, hukuk adalet hak ve özgürlükler ne haldeyse biz avukatlar da aynı haldeyiz. Avukatlık mesleğinin bugünkü hali esasen yurttaşın hak arama hürriyetinin ve hukukumuzun ne durumda olduğunun da açık bir göstergesidir.

Oysaki avukatlar demokrasinin, hürriyetlerin, özgürlüklerin, hukukun ve yurttaşın temel haklarının en büyük teminatıdır. Bu itibarla avukatın hakkı yurttaşın hakkıdır.Avukatın sorunu, esasen hak arama özgürlüğünü kullanan yurttaşın sorunudur. Açıkça anlaşılmaktadır kiavukatlar olarak bugün karşı karşıya olduğumuz sorunların en esaslı çözümü varlık sebebimiz olan laik demokratik cumhuriyet, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı sayesinde mümkün olacaktır.

AVUKATLAR PAYİDAR OLSUN!
Tüm bu gelişmeler, ayrılıklardan ziyade ortak aidiyet duygusuna, birlik ve beraberliğe, bağımsız ve tarafsız yargı temelinde hukukun üstünlüğü ve hukuk güvenliğine, toplumsal barışa, yurtta ve cihanda sulh ilkesine her zamankinden çok ihtiyaç olduğunu göstermektedir.
Bu duygu ve düşüncelerimle açıkçaifade etmek isterim ki; tarihimizin en zor dönemlerinden birinde bize düşen bu zor ve kutsal mücadelede,“Hukuk” derkenbiz karşımızda kim varbilmiyoruz, zira gözümüz bağlı bizim yüzleri görmüyoruz. 

Huzur için adaletiçin, barış ve kardeşlik için, laik demokratik bir hukuk devleti için, tüm çocuklarımızın büyüdüğü mutlu bir gelecek için, mesaimiz müsmir olsun Avukatlarpayidar olsun. 

AV. ZAFER KAZAN
SAKARYA BAROSU BAŞKANI